Ruhun dünya ile bağlantı kurduğu söylenen iki kaşımızın tam ortasında yaratılan çam kozalağına benzeyen şekli ile Sümer Tanrısı , Asur Kralı Sargon, Papanın asasında, Hitlerin masasında sembol olarak kullanılan Antik Mısır da Güneş tanrısı RA nın gözü, Masonik teşkilatlarda sembol, günümüzde bizde nazar boncuğu, Futbol maçlarında, sezon açılışlarında kesilen hayvanın kanı alına sürülerek sakatlıklardan koruyacağına inanılan Amerikan dolarındaki piramid in oturmayan en üst kısmında bulunan Armagedon u simgeleyen ve üçüncü göz veya aklın ışığı diye isimlendirilen EPİFİZ BEZİ nden bahsetmek istiyorum. Ben doktor değilim. Tıbbi bir hata yaparsam affınıza sığınırım. Toplayabildiğim bilgileri sizinle paylaşmak istedim.
İnandığım bir şey var ki Aliya İzzet Begoviç in dediği gibi “ilimle din, birbirinden ayrıldığı takdirde, din insanları geri kafalılığa, ilim ise ateizme sürükler. “ Bu inançlı alimlere acil ihtiyacımız varken bizler uyuyoruz gibi geliyor bana. İcat edilmiş bir sürü şeyin çıkış noktası bizler olduğumuz halde kendimizden utanmanın empozesi ile bu değerlerimizin adını bile bilmiyoruz.
Bu epifiz bezi hakkında antik dönemlere, Descartes’a ve gizem bilime (okültizm) kadar uzanan sayısız hikaye anlatılır...
Üçüncü göz her zaman mistik bir nesne olarak kabul edilse de yapılan çalışmalarla beraber epifiz bezinin gözümüz ile bağlantılı olduğu konusunda ciddi iddialar var.
Epifiz bezi vücutta ne işe yarar.
Eski insanlardan günümüze kadar gelen; bunca yıla rağmen gizemini koruyan bu çam kozalağını andıran bez, beyindeki küçük bir endokrin-içsalgı bezidir.
“Endokrin sistem “iç salgı bezlerinin oluşturduğu bir sistemdir. İç Salgı bezleri hormon sentez ve salgı yapan organlardır. Hormonlar vücudumuzdaki değişik aktiviteleri kontrol eder.”
Endokrin sistem metabolizma, solunum, büyüme, cinsel gelişim, hareket ve duyu algısını kontrol eder. Endokrin organlar Hipofiz, tiroit, paratiroit, epifiz ve böbrek üstü bezleri olmak üzere beş tanedir.
Melatonin hormonu epifizde triptofan denen bir maddeden üretilmektedir. Bu madde önce mutluluk ve enerji hormonu olarak da bilinen seratonin e dönüşür.
Seratonin de hava kararınca melatonin hormonuna dönüşmektedir. Melatonin hormonunun salgılanması epifiz bezindeki hücrelerin ışığa duyarlı olmasına bağlıdır.
Epifiz bezini en büyük düşmanı nedir?
Cevap florürlü diş macunları, Yapılan araştırmalarda epifiz bezinin tıpkı bir mıknatısın demiri çektiği gibi florürü çekerek kireçlenmesine ve işlevini kaybetmesine neden olur. Elalem diş macununda bile seni bitirmeye uğraşırken bizlerin uğraştığı hadiseler insanın içini karartıyor.
“Üçüncü göz” ya da “aklın ışığı’’ olarak da adlandırılan epifiz bezinin, meditasyon yoluyla Astral seyahat deneyimi yaşamak isteyen insanın fiziksel ve doğaüstü-spiritüel dünyaları arasındaki geçiş kapısı olduğuna inanılır... Descartes insan ruhunun bu salgı bezinde “oturduğunu” iddia etmiştir...
Yaratılış anlamında gözün yapısıyla benzerlikleri olsa da en büyük farkı gözlerimiz ışığa duyarlı ve fonksiyonları ortam ışıklı iken devreye girer, bu bezin faaliyete geçmesi için karanlık ortamı beklemektedir.
Epifiz Bezinin Tarihi
Epifiz bezinin tarihini günümüze dek izlemek oldukça ilginç ve gizemlidir. Eski insanlar bu minik yapıya büyük önem verdiler. M.Ö. 4'ncü yüzyılda Yunanlı anatomi uzmanı Herophilis bu beze ‘düşünce akışını düzenleyen büzücü kas’ adını verdi. Bu tanım, epifizin zihni ve fiziki alemler arasında bir güç çevirici (dönüştürücü) olarak işlev yaptığını düşünmemize neden olmuştur.
1886′da iki mikro anatomi uzmanı, H.W. De Graff ve E. Baldwin Spencer, birbirlerinden bağımsız olarak epifizin, küresel bir lens ile dolu bir odayı çevreleyen pigmentli retina hücreleri olan dış gözlerin tüm önemli özelliklerine sahip olan, dumura uğramış bir göz olduğunu keşfetti. Daha sonraki araştırma bezin aslında hem direkt olarak hem de gözden gelen sinir yolları vasıtasıyla çevresel ışığa tepkiler verdiğini kanıtladı.
Bunların yanında Hindistan’ın yoga metinlerinin ve çağlar boyunca mistik geleneklerinin epifize değinirken ‘sezginin gözü’ ve ‘üçüncü göz’ olarak bahsetmeleri tesadüfün ötesindedir.
Büyük Bir Muamma Olan Epifiz Bezi
Epifiz bezi, Roma'da katolizmde temsil edilmektedir; epifizi şekil olarak çam kozalağı şeklinde resmederler. Eski çağlardaki toplumlarda, özellikle Mısır ve Romalılar epifiz bezinin yararlarını biliyor ve bunu geniş sembolojilerinde göz sembolü ile sembolize ediyorlardı.
Fransız düşünür, yazar Voltaire de epifizin sırrını çözmek için birçok otopsi yapmıştır. Epifiz bezinin deniz seviyesinde çok az, yükseklerde ise daha fazla hormon salgıladığı bilimsel bir gerçektir. Bu yüzden tarih boyunca tüm ibadethaneler olabildiğince yükseğe yapılmıştır.
Yani ibadethanelerin yükseğe yapılmasının sebebi matematik olarak tanrıya yakın olmak değil ama bir nevi bu hormonun da yardımıyla üst bilinçlerle daha fazla iletişimde bulunmak olarak iddia ediliyor.
Muhyiddin Arabî, Nuru Ahmediyet’in burada uyuduğunu, uyandığı zaman tüm âlemi onun nazarı ile göreceğini anlatır Fütuhat-ı Mekkiye’de. “Rengi siyahtır” der,
Teheccüt namazlarının kıymeti belki kılınma zamanından kaynaklanmaktadır.