Yıllardır siyasi uyuşmazlığın getirdiği tepkiler nedeniyle birbiriyle didişir hale getirilen bir toplum anlayışı hakim oldu ne yazık ki ülkemizde son yarım asırda…
Önce sağcı-solcu…
Baktılar tutmuyor, Alevi-Sünnî…
O da fayda etmedi, Türk-Kürt…
Ve nihayet milliyetçi-muhafazakâr, dindar-laik diyerek ayrılık tohumları ile birbirinden koparılmaya çalışılan milletimizin değişmeyen, değiştirilmesi kolay olmayan belki de Dünya üzerinde bir benzerine az rastlanır bir özelliği vardır…
Toplumsal olaylarda her türden farklı düşünceyi atıp bir kenara, kol kola girmek…
Deprem bu tür olayların başında gelir, halkın bütününü etkisi altına alır…
Böyle zamanlar, milletimizi ortak bir paydada birleştiren ve buluşturan “kardeşlik” duygularının harman olduğu dönemlerin adıdır…
17 Ağustos 1999 asrın afeti sırasında yaşanan acıların üstünü bir yorgan misali örten yardımların yağdığı günlerin bir benzerini daha yaşıyor ülkemiz ve milletimiz, şu sıralarda…
Büyük bir depremle sarsılan Elazığ ve Malatya’dan yükselen feryadın şiddeti yurdun dört bir köşesinden giden yardımlarla azalırken, bir deprem ili olarak Sakaryamız da sessiz kalamazdı elbette…
Birlik Vakfı’nın geçen hafta sonu üç grup halinde düzenlediği teknoloji yarışmasının finaline Vali Ahmet Hamdi Nayir ile birlikte katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, jüri üyeliğimiz sırasında baktım ki dalıp dalıp gidiyor…
Uyku gözlerinden akıyordu adeta…
Öğrendim ki; deprem bölgesine giden yardım tırlarının oluşturulması için önceki gece sabaha kadar çalışan belediye ekiplerini yönlendirmiş…
Böyle acılı dönemlerde başta illerin valileri, belediye başkanları, sivil toplum örgütleri ve dahi yardımsever halkı, gücü nispetinde eline ne geçirdiyse, maddi-manevi katkılarıyla yardım konvoyuna katılıyordu…
İşte bu özelliktir içerden-dışardan “parçalansın” diye akıl almaz saldırılara uğrayan milletimizi ayakta tutan irade, güç ve anlayış…
İnsanların böylesine esatir-i bir iklimi yakalaması için illa ki bir sıkıntı mı yaşansın istenir…
Bugün Elazığ ve Malatya illerinden yükselen feryada Cumhurbaşkanından bakanlarına, sivil toplum örgütlerinden belediyelerine varıncaya dek herkes çorbada tuzu olması adına “Acınız acımızdır” diyerek koştular yanlarına…
Evet…
Bir kez daha sınıfı geçti halkımız, aralarına karışsa da birtakım çatlak sesler ve iflah olmaz provokatörler…
O nedenledir yıllardır her türden saldırılara rağmen dimdik ayakta duruşu bu ülkenin…
Dünyayı “sıkıntılarla dolu bir eve” benzeten düşünce adamları var…
El Hak! Doğrudur.
Ancak “sıkıntılar paylaşıldıkça azalır” anlayışıyla hareket eden bu ülke ve insanlarımız, her türlü övgüyü hak eden bir örnek tablo sergiledi bir kez daha…
İşte böyle sıkıntılı ve zor günlerde örnek bir tablo oluşur ilimizde yardımlaşma adına…
Bu anlayışla halkımıza rengarenk çiçekler gitmez de ne gider!