Bana göre yaşamdaki tercih seçiminin ana kaidesi doğduğundan beri başından geçenlerin sende bıraktığının toplamı. Bu kaide tahsilde ilkokul öğretmenin, ailen, ailenin maddi durumu, büyüdüğün mahalle, sonradan adını bile hatırlamadığın çocukluk arkadaşların, tanıştığın enteresan insanlar. İnsan fıtrat hamurunun içine katılmış bu malzemelerle meydana geliyor.
Belli bir yaştan sonra duyu ve duyguların, sevgi, nefret, maddi durumunun sana getirip götürdüğü duygular, edindiğin alışkanlıklar insanı şekillendiriyor.
Sonra fıtrat ve yaşamakta kullandığımız elemanların ruha baskısı sonucu kavga ve imtahan başlıyor. İnsan yaşam tercihini ya fıtratın üzerine kurar veya nefsi üzerine .
Gidip gelmelerde kazandığın menfi puanlardan dönmek tövbe kapısının hep açık olduğunu ve ayni hatayı iki defa yapacak kadar bir ömrü olmadığı bilinci .
Fiziki olarak ayrılmanın mümkün ve son olmadığı diğer bir yaşama geçişin olduğu iman .
Mülkün sahibinin halifesi olma mesuliyeti. Bu şuuru elde etmenin zorluğu, elde edildikten sonra gelen huzuru bilmemekten kaynaklanan iç huzursuzluğun getirdiği karmaşık ve çapraşık bir yaşam tarzı .
İnsanın sahip olduğu fevkalade güzelliğin farkına bile varamadan gelen son nefes.
Boşu boşuna harcanan koca bir ömür.
Hayatın yol ayırımlarında seçmede yapılan yanlışlıklar. Yaşlanıp bu hataların sonuçları önünüze gelince duyulan pişmanlıklar.
Başa dönmenin imkansızlığından duyulan üzüntü.
Bu ilâhî güzelliği, beşerî aşkın kaynağı olarak gören sûfîler bu güzelliğe duyulan mecazi aşkı hakiki aşkın vasıtası saymışlardır.
Nasip olur inşAllah.