15 Temmuz öncesi nereye varsak ve kiminle karşılaşsak toplumun farklı kesimlerinden, sorulan soru şuydu; “Hayır çıkması halinde durum ne olur?”
En ufacık bir ihtimal dahi olmadığı için, verilecek cevabın geçersiz olacağı üzerinden, savuştururdum genellikle bu tür soruları…
Çok ısrar eden ve illa ki bir cevap verilmesini isteyen olduğunda;
Önce “Ülke son 15 yılda yakaladığı büyüme ve yatırım hızından olur.”
Sonra “Kazanılan istikrar kaybolur.”
Saniyen, “Koalisyonlar dönemini hortlatacak istenmeyen gelişmelerle, ülke şirazesinden çıkıp yalpalamaya başlar ki toparlanma yıllar alır” diyordum…
Kimler hayır, kimler evet cephesinde alt alta yazılarak, insanın kendi kararını ve yönünü belirlemesi varken net bir şekilde, bu insanlar neyin peşinde olup da ölesiye çalıştılar, çabaladılar “hayır” çıksın diye...
Buna rağmen yenilgi çıkıyorsa her defasında ortaya, durup düşünmek gerekmez mi!
Onlar bu tabloya rağmen yenilgiyi içlerine sindirebilmiş değiller ki başladılar itiraz kuyruğuna girmeye…
Yüksek Seçim Kurulu Başkanı bir değil, bir kaç kez geçip kameralar karşısına, hiçbir hileye yer vermeyecek nitelikte açıklama yapmasına rağmen, yenilginin getirdiği acziyet içerisinde, kılıf aramayı sürdürmek de neyin nesi!
Yeniden sandık konsa halkın önüne, sonucun değişeceği mi sanılıyor!
O takdirde, 15 yıldır kazanılan tüm seçimleri de kabul etmemek gerekir… Ki benzer itirazlar o zaman da oldu… Sonucu değiştirmedi hiçbir zaman…
Bu milletin “Uzun adam” aşkı her şeyin önünde geliyor…
İşte gözden kaçırılan bu!
Sonuç ortada tüm çıplaklığıyla…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan söyledi; “Beyhude çırpınmayın ve dahi boşuna bulandırmayın suyunu ülkemizin.”
Selvi boylu ümitler şimdi döndü iğdeye
Geçti Bor’un pazarı, sür eşeği Niğde’ye…
Niğdeli’nin cevabı gelince akla, CHP olsam böyle boş işlerle uğraşmak yerine direkten dönüşün keyfini yaşamaya bakarım...
Bir ihtimal bu teselli, birkaç seçim daha idare eder belki muhalefeti…
Debelenmek yukarı çıkarmaz partiyi, aksine daha derine çeker…
Bu duygularla, tarihinin en büyük sınavından yüzünün akıyla çıkmış halkımızı yormak yerine alkışlamak gerekir...