Geçen hafta yaptığı Sakaryaspor değerlendirmesi farklı yorumlara neden olan eski bakan Ersin Taranoğlu, kendisine yöneltilen suçlamalara verdiği cevapta şunları dile getirdi…
Önce okuyalım, sonra diyelim son sözümüzü…
“1996 yılında spor bakanı olduğumda Şenez Erzik federasyon başkanı, Fatih Terim Milli Takımlar Teknik Direktörü; Federasyonda ziyaretteyim, yönetim kuruluna iki teklif götürdüm.
1-Stad A.Ş adı altında bir şirket kurun. Türkiye’deki tüm stadları size veriyorum.
2-Online geçirmek şartı ile Spor Toto’yu size devrediyorum. İkisine de evet diyemediler
O yıllar bu iş devrim gibi idi. Cesaret edip alamadılar.
O yıllar dünyada spor kulüplerinin şirketleştiği yıllar; ikincisi statları kulüplerin almaya başladığı yıllar... Benim spor bakanlığım çok kısa sürdü, azınlık hükümeti idi. Çabuk yıkıldı. O yıllarda hazırladığım ve kanunlaşmayan bir husus da kulüpler yasası idi…
Türkiye’de futbol kulüplerinin kanarya sevenler derneği gibi aynı dernekler yasası ile idare edilmemesi gerekiyordu. Bugün hala aynı statüde devam ettiği için kulüpler borç batağındadır. Bankalar kanununa göre, bankayı kötü yöneten ve zarara sebebiyet vermesi halinde yöneticilerin sorumluluğu vardır ama kulüp yöneticileri istedikleri kadar zarara uğratırlar ancak hiçbir yaptırım yoktur. İşin temel noktası buradadır. 2000 yılında Sakaryaspor A.Ş belediyeye devredildiğinde bir kuruş borcu yoktu.
Ancak 2016 yılına gelindiğinde 28 trilyon borç vardı. Nasıl olmuştur, kim yapmıştır, paralar nereye gitmiştir? Soran yoktur. Sorumlular yoktur, bilinmemektedir. İşte bu noktada anonim şirketlerin belli ticaret kanununa ve denetime tabi olması ve ekonomik değer yaratması açısından şirketleşme bir çözüm olmuştur. Zaten dünya da o yıllarda bu yola girmiştir. Düzenli yürütülen şirketler halka açılarak borsalarda kote edilerek ek finansmanlar elde etmiştir.
İşte bu yıllarda bu trendi yakından takip eden biri olarak Sakaryaspor’u ülkenin birçok büyük kulübünden önce şirketleştirdik. Hisselerini Show TV’ye sattık. Sakaryaspor’un kasasına belediyeden ve halktan bir kuruş alınmamıştır. Hatta kum ocağı da dahil, işlerini çözeceğiz vaadi ile Sakaryaspor’a bir kuruş para alınmamıştır. Bu uygulamanın olduğu tek ve istisnai uygulama 1999/2000 yıllarıdır. Hisseler satıldı ama tek şartla; Kulübün rengi yeşil-siyah değişemez, ikincisi kulüp merkezi Sakarya’dır. Beni kulübü satmakla tenkit edenler bilmiyorlar mı Sakaryaspor hala bu şehirde ve renkleri yeşil siyah.
Bugün Denizlispor hala şirketleşmeye çalışmaktadır.
Şirketleşmeye ‘satılmak’ diyenleri biliyorum. Onlar eski sol çakar almaz tüfekler, hala kafalar komünist ve devletçi. Bilmiyorlar ki Chealsea Kulübü Rus Abramoviç’in.
Ne oldu rengi mi değişti. Kulüp Rusya’ya mı taşındı. Başakşehir’i 3 milyon dolara aldılar. Şirketleştiler, bugünkü değeri 200 milyon dolar.
Şirketleşme doğrudur, alternatifi yoktur.
Şirketler ticaret kanuna tabidir, işleri daha düzenlidir.
Uluslararası muhasebe sistemine tabidir. Yeminli mali müşavirler hesaplarını inceler. Dernekler neye göre denetleniyor, biliyor musun? Bu noktada sorum şu; Sakaryaspor’u uluslararası akredite bir mali müşavirlik şirketine denetlemeyi düşünüyor musunuz?
Sakaryaspor’un mali durumunun gerçek fotoğrafı o zaman ortaya çıkar. Şirketiniz olsa böyle yaparsınız. Hedef Süper Lig olmalıdır. Bunun için üç yıllık program yapılmalıdır. Bu projeksiyon yapıldığında görülecektir ki 2. Lig’de şampiyon olmak için kulübe 1 milyon dolar, PTT 1. Lig’de şampiyon olmak için 5 milyon dolar; Süper Ligde kulübü yaşatmak için 15 milyon dolar lâzımdır. Bu rakamlar federasyon ve Spor Toto’dan gelecek düzenli paralardan sonra gerekli finans ihtiyacıdır.
Şimdi soruyorum; Bu para nasıl bulunacak?
Birinci yol; Belediye başkanı bazı vatandaşın işini görecek, yardım alacak bunu da Sakaryaspor’a harcayacak.
Var mı böyle bir belediye başkanı? Bu yıl 5 milyon TL, şampiyon oldunuz. Seneye 1. Lig’de 25 milyon TL ve
3. yılda Süper Lig’e çıktık 15 milyon dolar yani 75 milyon TL. Hodri meydan! Böyle bir para bu şehirde yok. Bunu bulacak belediye başkanı da kulüp başkanı da yok.
Çözüm şirketleşmek; hissesini satmak. SASKİ önerisini ortaya atanlara saygı duyarım. Bir alternatiftir. Önerilerini bana ve kamuoyuna değil, Ekrem Yüce arkadaşıma iletsinler. Kulübü sattı diyen çağ dışı kafalara diyorum ki birincisi Sakarya Büyükşehir Belediyesi bile su ve kanalizasyon idaresini şirketleştirip SASKİ diye bir şirketi kuruyor da Sakaryaspor niye şirketleşmesin…
İkincisi önümüzdeki beş yılda tüm belediye içme suyu şebekeleri temini ve dağıtımı özelleşecek. O zaman SASKİ’yi Katarlılar alırsa Sakaryaspor kime satılmış olacak… Finansmanın milleti, bayrağı, rengi olmaz.
Kimin parası Sakaryalılar’ın parasıdır.
Ben olsam dışarıya satarım. Onların parasını şehrime getiririm. Şehrin parasını dışarı değil. Kulübü sattın diyenlerin Sakarya dışında satın aldıkları evleri, işyerleri yok mu?
Sakarya dışında olup da parası olanlar da Sakaryaspor’a yatırım yaparlarsa fena mı olur.
İkinci husus da; Sakaryaspor altyapısı kesinlikle Büyükşehir Belediyesi inisiyatifinden kurtarılmalıdır. Memurdan sporcu olmaz. Altyapı işi profesyonellerin ve bu işte ehli adamların işidir. Düşünün… Niçin artık alt yapıdan bir Oğuz, bir Hakan yetişmiyor. Dünya bunu nasıl yapıyor. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok.
Son sözüm şudur; Zirveye çıktın mı paçandan çekme işleri başlar. Haksız penaltılar başlar. Ayak oyunları başlar. Aklına gelmeyen işler devreye girer. Milletvekilleri ve şehir uyanık olmalı… İki düdük, iki haksız penaltı; al sana altı puan geri düş. Zirveden beşinciliğe düşersin. Hobaa play off!
Şu gün için yapılacak iş şudur; Mevcut belediye başkanı Zeki Toçoglu derse ki ‘ben gidiyorum, bana ne’ (ki bugüne kadar Sakaryaspor’a tek sahip çıkan odur.) 1 Nisan’da Ekrem Yüce belediye başkanı olursa ve derse ki ‘Benim herhangi bir sorumluluğum yok.’ İşte o zaman Sakaryaspor’a en büyük zarar verilmiş olur.”
Böyle dile getirmiş, geniş ve açık bir şekilde Ersin Taranoğlu, Sakaryaspor Kulübü’nün Erol Aksoy’un Show TV’sine satışını…
Açıklamaları bence, Türk futbolunun bugün dahi içinde bulunduğu zor koşullardan çıkış için üzerinde durup düşünmeye değer…
Sadece Sakaryaspor için değil, pek çok konuda ekonomik koşullar itibariyle özelleştirmeden yana olan eski bakan ve siyasetçi Taranoğlu’nun düşünceleri böyle…
İsteyen istediği şekilde değerlendirmekte serbesttir, hiç kuşkusuz…
Tarih sayfaları arasında cevabı aranan bir önemli konuya, yıllar sonra da olsa getirdiği yorum ve açıklamaları nedeniyle Ersin Taranoğlu’na “orkideler” gönderelim istedik…