Yazıya Münir Derman Hazretleri’nin bir sözüyle başlayayım: “Eğrinin doğrusu, doğrudur. Doğrunun eğrisi yine eğridir.”
Nereden ve kimden gelirse gelsin doğru doğrudur, yanlış da yanlıştır. İnsan eksik ve kusurludur. Muhakkak ki insan merkezli siyasi partiler, cemaatler, dernekler, vakıflar ve tarikatlar içinde yanlış yapan insanlar olacaktır. Bir kişinin yaptığı yanlışın o zümrenin tamamına atfedilmesi de yanlıştır.
Peygamber Efendimiz (sav): “Bizi kandıran bizden değildir“ buyurdu.
Günümüzde çocuk yaşta evliliklerin yapılması veya göz yumulması asla kabul edeceğimiz bir durum değildir. Çocuklarımızın tertemiz dünyasını ruhsal ve fiziksel olarak yıkan böyle bir ilkellik nereden ve kimden gelirse gelsin reddedilmelidir ve –toplumu korumak adına- cezalandırılmalıdır. Bireysel zihin dünyası henüz oluşmamış çocukların geleceklerini asıl karartan ne yazık ki anne ve babasıdır. Cahil anne ve babanın çocuklarına İslam dininin ilkelerini şekil üzerinden dayatmaları bendenize göre en büyük problemdir.
İslam şekil dini değildir. Allah’ın dini olan İslam ne yazık ki ham softa veya radikal Müslümanların eliyle günümüzde “şekil dini, ceza ve hukuk dini” olarak indirgenmiştir. İçinde aşk sevgi ve muhabbet olmayan din, Allah’ın dini olan İslam değildir. Yahudiler zaman içerisinde Tevrat’ı sadece ceza hukukuna çevirdiler. Hıristiyanlar da İncil’in yaşama dair hukuk emirlerini yok saydılar. İslam Şeriati tahrif edilen tarafları dengeye getiren dindir. Hem hukuk hem de ruhtur. Sadece hukuk veya sadece ruh değildir.
Aşkı, merhameti, estetik ve zerafeti olmayan ruhsuz bir din düşüncesi hem kendine hem de çevresine zarar verir. Hikmet ve irfana uzak “şekilci fıkıh kafası” millete zahmet verir.
Halkın duygularını istismar eden, halkı birbirine düşüren iki zümre vardır. Cahil sofiler ve Akılcı/şekilci âlimler. Sadece fakih (ilmihal âlimi) olmak din konusunda kişiyi otorite yapmaz. Allah’ın dini İslam’ın “ehl-i sünnet“ düşüncesi (itikadı) hiç kimsenin tekelinde değildir. Sadece sufî olup, fıkıh ve ilmihal cahili olan da tehlikelidir. Hem kendini hem çevresini dalalete sürükler. Bu sebeple İmam Şâfiî: “ Sadece fakih veya sadece sufî olmayın. Ya sufî fakih olun ya da fakîh sufî olun. Muteber olan önce fakih sonra sufî olandır.” buyurmuştur.
Hafızlık merasimi dahi olsa beş veya altı yaşlarındaki çocuklara gelinlik, sarık, cübbe, şalvar giydirmek İslam’ın emri değildir. Olsa olsa din duygusunu kaba şekilcilikle karıştıran anne babaların kendi ruhlarını tatmin etmek için evlatlarına uyguladıkları bir fetişten ibarettir. Psikolojik olarak birçok anne-baba kendi gençlik hayallerini çocukları üzerinden tatmin etme dürtüsüyle çocuklarının ruh dünyalarını şekillendirmek istiyorlar.
Bırakalım çocuklar çocukluğunu doyasıya yaşasın. Çocuklarımıza şekil dayatmak yerine, ruhlarını doyuralım. Kendimiz güzel örnek olalım. Çocuklara İslam’ın şeklini değil ruhunu, güzel ahlakını anlatalım. “Elimizden ve dilimizden” tüm insanların emin olduğu “Muhammed’ul Emîn” sıfatlı ve güzel ahlaklı Müslümanlar olalım.
Diğer yandan saçma sapan bir çocuk evliliği üzerinden CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya: "TÜRGEV, KADEM, TÜGVA, AGD, MGV, İlim Yayma Cemiyeti, Ensar Vakfı, Hayrat Vakfı, Birlik Vakfı, İsmailağa Cemiyeti, Hizmet Vakfı, İskender Paşa Cemaati, Nakşibendi Tarikatı, Şam Yetimleri Derneği” yazan pankartı TBMM’de açarak tarikat ve cemaatleri suçladı.
İsimleri geçen kuruluşların hiç birine üye olmamakla birlikte yapılan talihsiz genellemeyi; bendenizin de içinde bulunduğu Türkiye’deki tüm dindarlara karşı yapılmış haddini aşan bir aşağılama olarak görüyorum. MEB Protokolü üzerinden Türkiye’nin manevi dokusuna hizmet eden bu kadar geniş bir yelpazenin neredeyse tamamının adının bir kartona yazılıp TBMM Kürsüsünden hedef yapılması vicdansızlıktır. İsmi geçen kuruluşlar bizim Müslüman kardeşlerimizdir. Kardeşlik hukuku gereği onların yanındayız. Onlara düşmanlık edenlerin de karşısındayız.
Türk Milleti evlatlarının dinine, ilmine, örfüne, âdetine, ahlakına hizmet eden güzide kurumları 1925’te kapattınız ya daha ne istiyorsunuz?
Milletle böyle barışılmaz. Bari yalan söylemeyin.