Sakarya, spora ve sporcuya önem veren, onunla yatıp kalkan bir il olarak bilinir...

Bu tutkunun mazisi benim açımdan yarım asrı aşkın bir zamana dayanır…

Amatör branşlar, özellikle bireysel sporlarda çıkardığı ünlü şampiyon güreşçilerle de daha derinlere ulaşan bir köke rastlanır, girilirse işin içine…

Günümüzün en popüler spor dalı olan futbol ve birinci ligde oynayan basketbol takımımızın başarıları, hafta sonlarımızı iple çekilir hale getirdi…

Geçen yılın ortalarında iyi gitmeyen bir şeylerden olacak yapılan teknik direktör değişimi ile tırmanışa geçen yeşil siyahlı ekibimiz, bu sezon ligin üstündeki kadrosuna rağmen gerek sahasının yetiştirilemeyişi ve gerekse beklenenin elde edilemeyişi ile benzer bir uygulamayla “bizim çocuğumuz Osman Hocayı” yine bizim çocuğumuz Engin Korukır ile değiştirdi…

Esasen yaşanılan talihsizlikler içerisinde kalkıp bütünüyle Osman Özdemir’i başarısız saymak mümkün değil…

Engin Korukır ile gelen başarı ise bu değişimin getirdiği motivasyonla gerçekleşti…

Üç haftalık zafer takımı bir anda ikinci sıraya oturuverdi…

Sakaryaspor’un burada kalması mümkün değil...

“Ligin ilk yarısını lider bitireceğiz” deniliyor…

Takıma güvenmese, yetkililer böyle iddialı sözler eder mi!

Her hafta aynı konuya değiniyoruz…
Sakaryaspor, iki takım halinde ligde oynasa birbirlerine rakip olacak iki farklı kadroya sahip…

İşte bu zengin kadroyu maddi sorunların dışına taşıyacak, sahaya sorunsuz çıkaracak bir anlayış muhtemel şampiyonluğun ayak seslerini getirir erkenden, ilin gündemine…

Artık geri dönüş olmamalı ve yönetim yalnız bırakılmamalı…

Taraftarlar mükemmel stadımızı doldurarak, yetkili ve etkililer de imkanları nispetinde tribünlerin sesine kulak vererek ellerinden gelen tüm fedakarlığı yapmalıdır ki iş aksamasın…

Sakaryaspor cephesinde takım-taraftar-yönetim açısından durum bu vaziyette…

Gelelim maça…

Niğde fiziki yönüyle bulunduğu yerin üstüne çıkacak bir ekip görüntüsü verdi…

Beş gollü mutluluk yeşil siyahlı ekibin iyi gününde olmasından kaynaklandı…

Ayağına top yakışan oyunculardan kurulu Sakaryaspor yetenekli kadrosu ve attığı birbirinden güzel gollerle taraftarlarını gole ve sevince boğdu…

Zafer bir-iki pozisyondaki lüzumsuz hareketleri dışında savunmada güvence verirken, Engin Hoca’yı ve bizi çileden çıkaran geri paslar dışında, oyuna ağırlığını koyan bir kadro olarak Sakaryaspor’da görevini yapmayan oyuncu yok gibiydi…

Futbol yardımlaşma oyunudur…

Birbirlerinin yanlışlarını ve eksiklerini gidermede üstlendikleri sorumluluk bilinci ve güven duygusuyla Sakaryaspor, 90 dakikanın bütününe hakim bir tempo içerisindeydi…

Böylece “yenemeyeceği rakibi olmadığını” ortaya koyan yeşil siyahlılar, bol gollü galibiyetle taraftarlarının mutlu bir şekilde stattan ayrılmasını sağladı...

İstiyoruz ki bu renkli tablo kaybolmasın…

Bunca masraf, gitmesin boşa…
Ancak şampiyonluktur gidecek hoşa…

Yolları ve bahtları açık olsun deyip, Bizim Bahçe’den hak ettikleri “yeşil siyah laleler” gönderelim istedik, bir kez daha Sakaryaspor’a…