Sokak Hayvanları, onların korunması, barınması, sağlık, aşı ve kısırlaştırma gibi temel hayvan haklarını esas alan, uluslararası zeminde“EVRENSEL HAYVAN HAKLARI BEYANNAMESİ” vaz edildiği gibi, her ülkenin kendi şartları ve durumunu göz önünde bulundurarak çıkardığı yasa, genelge tüzükler vardır. Bu durum batı ülkelerinde olduğu gibi, bizde de en son şekliyle;14.07.2021 tarihinde 5199 sayılı Hayvan Haklarını Koruma kanununda değişiklikler yapılarak çıkarılmış, yasanın uygulanmasına dair de genelge ve tüzükler vaz edilmiştir.
Bu cümleden olarak, Tarım Bakanlığının 07.12.2021/ tarih ve 48/ sayılı genelgesinin, başta köpeklere tasma ve duruma göre ağızlık takılması hükmünü ifade eden 17. Maddesinin, tasma ve ağızlık takmayan köpek sahibiyle, bunun takibini sağlaması gereken zabıta ve kolluk kuvvetlerinin ne yapacağı, vatandaşa hangi cezai hükmü uygulayacağına dair hiç bir hüküm vaz edilmemiş, sanki baştan savma ve insanları köpek saldırılarının kurbanı haline getirilmesine seyirci kalmak şöyle dursun, adeta yasayla öncülük yapılmıştır. Bunu neye göre söylüyorum? Batı ülkelerinin bu konudaki zecri, maddi ve manevi cezai yaptırımlar ön gören düzenlemelerine bakarak!
Her şeyde batıyı örnek alan ülke insanımız ve yöneticilerimiz, niçin bu konuda; Batı ülkeleri tek bir tane olsun başıboş sokak hayvanının bulundurulmasına müsade etmemiştir. Batı, AB ülkeleri insanlara yaşlı kadın, çoluk çocuk demeden saldırarak ölüm ve yaralanmalara, hatta bir çok trafik kazasının başlıca müsebbibi olan köpeklerin zararlarının, tabir yerindeyse sıfırlanarak önüne nasıl geçebilmiştir?
Çıkarttıkları kanun gibi kanunlarla bunu sağlamışlar. Bizdeki gibi, köpekseverler, hayvanseverler ne der? Sözümona hayvan haklarıyla ilgilenen dernekler ne der, siyasi muhalifler ne der, köpeklerinin en küçük bir hak mahrumiyetine uğramaması için onlarca insanın ölümü ve yüzlerce insanın yaralanmasına ses çıkarmayan köpek seviciler ne deri düşünürseniz, yıl sonu istatistiklerinize bakarak, köpek saldırısı mağduru onlarca ölü, yüzlerce yüzü gözü yaralanıp bir ömür boyu hasaratı yüzünde ve bedeninde taşıyacak yaralının günahını da siz sırtınızda taşırsınız.
Ben bu konuda elhamdülillah şu ana kadar ailece bir zarar ve mağduriyete maruz kalmadım. Ancak,2022’nin ilk aylarında aracımın direksiyonundayken bütün hamle ve kurtarma çabalarıma rağmen, son anda hayvanın zarar görmediği ancak aracımda ön tampon, sinyal lambası v.s. dan doğan 10.500- TL’lik bir hasara maruz kalmamın dışında, aile fertlerime bu hayvanların saldırılarından doğan bir zarar yaşamamış olmama rağmen, empati yaparak mutazarrır olanların, gencecik evladını, kızını, oğlunu, gelinini yaşlı babası ve ninesini köpek saldırısında kaybeden o insanların yerine kendimi koyuyor ve Gaziantep’li o altı yaşındaki Havva kızımızın bir ömür taşıyacağı vücut ve yüzündeki o izleri düşünerek, bildiğim kadarıyla, o köpeğin sahibi olan apartman yöneticisine, ona ceza vermeyen yargıya, sebep olduğu milyonluk maliyeti olan tedavide en küçük bir maddi bedel ödenmeyen, bunu da milletin sırtına yükleyen devlet yöneticilerine en azından dua etmediklerini bilsinler. Gerisini zaten anlamışlardır.
Allah lillah aşkına! İnternet sitelerine giriniz ve batı ülkeleri bu işi nasıl çözmüş bir bakınız. Niçin bu ülkelerde tek bir tane numunelik olsun sokaklarda, şehrin caddelerinde, kavşak başlarında bizde olduğu gibi adeta teröristin bir insana verebileceği zarar, bu hayvanlar tarafından insanımıza veriliyor?
Kısa örneklerle değerlendirmemi sonlandırmak istiyorum;
ABD NE YAPMIŞ? Eyaletlerde farklı düzenlemeler olsa da, kesin ve vaz geçilmez tek kural var; Başıboş ve tasmasız köpek bulundurmak yasak. Sahipsiz varsa derhal mahalli idareler onları barınaklara alıyor. Bir şekilde barınağa alınan veya doğrudan sahipli köpeğin saldırısıyla yaralanan, maddi ve manevi zarar gören fert, yasa gereği tüm masrafları ve manevi tazminatı köpek sahibiyle, barınakta koruması gereken yerel idareye yüklüyor. Yani tüm masraflar sebep olan şahıs veya yerel yöneticiye rücu ediyor. Yine ABD’ de, barınaklara gelen yıllık 6.5 milyon civarında kedi ve köpeğin yarısı itlaf, diğer yarısı da kısırlaştırılarak ciddi anlamda sayıları azaltılıyor.
ALMANYA’DA; Sahipli köpeği sokağa bırakmanın cezası ; 25.000- Euro, yani Türk parası takriben; 500.000 TL. Hadi baba yiğitsen köpeğini sokağa sal ve insanlara saldırt!..
Ayrıca evlerinde kedi köpek besleyenler yıllık 72- 186 Euro vergiyle mükelleftir. Tasmasız ve cinsine göre ağızlıksız sokakta köpek gezdirmek suç, cezası yukardaki yaptırımlar muvacehesince uygulanır. Hem şahıs hem de belediyeler tavizsiz bu cezaya düçar olurlar.
FRANSA’DA; 20 civarında Agresif ve saldırgan olan cins köpekler, ıslah edilir veya bu işlemin yapılması kabil değilse ötanazi uygulanır, yani öldürülür. Tehlikeli cins köpeklerin evlerde beslenmesi ağır vergilere, sokakta tasmasız bir defa olsun sahibinin yanında yakalanması halinde ;150 Euro para cezasına, tekerrürü halinde cezanın artması ve saldırısına maruz kalan kişilerin şikayetine göre mahkümiyet cezası dahil en ciddi yaptırımlara muhatap olur.Köpek hayvanını sokağa terkedene Fransa’da 45.000 Euro, yani takriben 900.000 TL para, üç yıl da paraya tahvil ve tecile imkansız bir şekilde ceza uygulanmaktadır.
HOLLANDA’DA; 1800’lü yıllardan beri Hollanda ‘da sokağa başıboş köpek bırakma yasağı uygulanmaktadır. Evde köpek besleyen şahsın en kısa zamanda kaydını, veteriner ve sağlık hizmetlerini gördürmek ve yıllık her köpek için asgari; 120 Euro vergi ödemek zorundadır. Köpeğin derisi altına yerleştirilen pirinç tanesi kadar elektronik mikroçiple, köpek ve dolayısıyla sahibi takip edilmekte, misal; parkta gezdirirken pisliğini sokağa , parka bırakan köpeğin pisliğini almayan sahibine 140 Euro para cezası verilmektedir. Sahipli Köpeğin saldırısına maruz kalan her hangi bir vatandaş, tüm tedavi giderlerini o köpek sahibinden veya sahipsiz ama barınakta olması gereken köpeğin, sokakta yaralanma ve ölüme sebep olması halinde tüm masraf, diyet ve tazminatlar ilgili kurum, belediye ve sorumlulardan tahsil edilir, mahkümiyet cezası da tecilsiz olarak uygulanır. Sahipsiz veya sokağa terkedilmiş köpeğin cezası; 16.500 Euro yani Türk parasıyla takribi, 300.000 TL ve üç yıl da hapis cezasıdır.
KORE VE ÇİN’DE İSE; ,Bazı uzakdoğu ve halkı müslüman olmayan Afrika’nın bazı ülkelerinde ise, saldırgan ve parçalayıcı cins köpeklerden ziyade eti bol ve verimli olan köpekler içerde ve dışarda güvende yetiştirilir ve yenilir. Mesela, kayıtlara göre geçen yıl sadece ÇİN’de 25 milyon köpek insanlar tarafından yenmiştir. Onların inançlarına göre köpek etinin yenmesinin hiç bir mahzuru yoktur. Domuz dahil her türlü haşeratı, böceği, sürüngeni yedikleri gibi köpeği de yemektedirler .
Dinimize göre köpek, dişleri ve gagasıyla avını, yiyeceğini parçalayan hayvanların eti yenmediği gibi, Kur’an’da bizzat domuz etinin de haramlığı ifade edilmektedir.
Bir oturuşta kocasıyla yarım domuzu yediklerini itiraf eden, hatta siyasi kimlik taşıyanlar niçin köpeğe gelince onu kutsamaktadırlar, anlamak mümkün değil?
Ayrıca, o canım kuzuları, etleri daha leziz olsun diye üç dört aylıkken kesen kasaplardan alıp yiyen, hayvan değil sadece köpek severler diye tarif edeceğim o sesi çok çıkan dernekler, kurum ve kuruluşlar, o hayvanın da bir can taşıdığını düşünerek, en azından bir vejeteryan kadar hassasiyet gösteremezler miydi?
Kaldı ki, dinimiz bu hayvanların bizim beslenmemiz için yaratıldığını, kainatta her birerinden farklı amaçlarla da olsa istifade edebileceğimizi bildiriyor.
YASA DÜZENLEYİCİLERDEN RİCAM;
1-) Hiç olmazsa bahse konu ismini zikrettiğim ve edemediğim batı ülkeleri kadar, insanınızı saldırgan hayvanların yaralayıp öldürmesinden korumayı sağlayan bir düzenleme getirin.
2-) Kesin bir yaptırım olmadan, ne belediyelere ne de şahıslara karşı kalıcı tedbirler, müsbet sonuç veren uygulamalar göremezsiniz.
3-) Köpek saldırılarında yaralanan veya ölenlerle, sebep oldukları trafik kazaları sonucu doğan maddi hasar, yaralanma ve ölümler dahil, tüm tedavi giderlerini, amasız, fakatsız ve lakinsiz olarak sahipliyse, köpeğin sahibinden, sahipli değilse, sorumluluğun tevdi edildiği kurum neresiyse oradan tahsil edilmeli. Ayrıca, tesebbüben katil nedeniyle hem mahkümiyet hem de ölenin ailesine ödenmesi gereken belki milyonlarca liralık diyetle mükellef tutulmalıdır. Verilecek mahkümiyet cezasının asla paraya tahvili ve tecili yapılmamalı, sahibi ister bay ister bayan olsun mutlaka cezasını çekmelidir.
4-) Kedi ve köpeklerin, Yıllık tedavi, bakım, mama ve benzeri masrafları göz önünde bulundurularak, tüm masraflarının 1/4’ne tekabül edecek şekilde yıllık vergi alınmalı, ithal hayvan mamalarına ciddi zamlar yapılarak, dış ticaret açığına vesile olan bu tür harcamaların önüne geçilmelidir.
5) Yıllık bütçelerinden sokak hayvanları barınakları adına ayrılması gereken payı ayırmayan, barınak yapmayan veya bahse konu parayı başka maksatlarla kullanan belediye başkanlarına derhal zimmet çıkarılmalı, görevi kötüye kullanma, halkı sahipsiz köpeklerin sokaklardaki terörüne mahküm etme sorumluluğu taşıyan ilgililer, belediye başkanları dahi olsalar görevden el çektirilmeli, yasal süreç noksansız işletilmelidir.
6-) Bu konularda tereddüdü olan yasa düzenleyicilerinden herhangi bir parti ve şahıs varsa, yukarda kısa örneklerini verdiğim Avrupa ve ABD dahil diğer batılı ülkelerdeki uygulamaların ortalamasını alarak, bir sonuç istihsal edebilirler.
7-) Her gün değişik platformlarda arz-ı endam eden Hayvan Severler Derneklerinin, işin sadece şov tarafında değil, yıllık kendi imkanlarından belli bir miktar ( yasanın belirleyeceği) maddi destek sağlayarak, Belediyelerce barınak yapılması ve beslenmelerine katkı sağlama mecburiyeti getirilmeli, tabir yerindeyse ellerini taşın altına koymalıdırlar.Ülkemizin onuruna ve insanımızın yaşama hakkına yaraşır bir uygulama yapabilirler.
Bir üzücü örnek hadiseyle yazımı sonlandırmak istiyorum; 7 Aralık 2022 çarşamba günü İstanbul/ Fatih’te, akşam saatlerinde pitbull cinsi köpeğin saldırdığı polis memuru kendini korumak için, belindeki beylik tabancasını çıkarıp önce havaya, sonra da kendisine saldırmaya devam eden köpeğe karşı ateş ederek, çıkan kurşunlardan birisinin de köpeği polise saldırtan, uyuşturucu dahil, hakkında bir çok suç dosyası olduğu iddia edilen 25 yaşındaki H. G. adlı şahsa isabet etmiş, kaldırıldığı hastanede ölmüş, polis (K.A) da cezaevine girmiş.
Şimdi tekrar Allah Lillah aşkına soruyorum! İddiaya göre her türlü suça bulaşmış ve yanındaki bir Afganlıyla önce polise omuz atıp, sonra saldıran, bilahere de köpeğini saldırtan bu tabloda, çıkardıkları akla ziyan yasayla sebep olanların günahı yok mu?
Ben İlahi adaletin pençesinde bu insanların hesap vereceğine yüzde yüz iman ediyorum. Çünkü siz, yasalarla insanları bağladınız ve köpeklere yem yaptınız.
Azizu’n- züntikam olan Allah’tır.
2021 ve 2022 yıllarında ölen onlarca insanımızla, yüzlerce yaralımızın yüreklerimizi dağlaması yanında, devletin polisini bile köpekle al aşağı etmeye çalışan bu tablo bize bir büyük tehlikeyi de haber vermektedir.
Bir insan, husumetlisi olan herhangi bir kimseyi güçlü ve parçalayıcı köpeğiyle öldürüp ortadan kaldırabilir. Ya hiç ceza almaz veya çok hafif bir cezayla kurtulur. Adam niçin silah alsın, insana doğrudan saldırıp başına iş alsın ki? Kaptığını koparan köpekle işi bitiriver gitsin. Allah göstermesin iş buralara kadar gelmiştir. Şayet acil ve insan merkezli ( batı örneklerinde olduğu gibi) bir düzenleme yapılmazsa önümüzdeki süreçte bizi ve tüm insanımızı büyük tehlikeler beklemektedir. (Atatürk Üni. İslam Hukuk bölümü mezunu, birçok yerde müftülük yapmış, XX., XXI. ve XXII. Dönem Samsun m. vekili Musa Uzunkaya’nın aynı başlıklı makalesi olup, iktibas edilmiştir.)