Şehrimizin Karadeniz’e açılan kapıları olarak bilinen ve son zamanlarda artan nem oranıyla insanın nefes alışını dahi etkileyen boğucu sıcaklardan serinlemek adına deniz kıyılarına koşan halkımızın yaşadığı sağlık sorunları üzerinde durmak, tedbir almak kaçınılmaz hale geldi…

Bu doğrultuda son olarak, başta Vali İrfan Balkanlıoğlu ve diğer yetkililerin açıklamaları sevindirici olsa gerek…

İnanılmaz bir kalabalıktan kaynaklanan ihtiyacı karşılamada zorlanan ilçe belediye başkanları geleceği buna göre planlamaktan gayri bir yol izlemeleri halinde gelişecek her olay, oturdukları makamı sarsacak boyutlara ulaşır bundan böyle…

Bu tür sıkıntıları gidermek adına onlara büyük sorumluluk düşüyor hiç kuşkusuz…

Son olarak denizlere girilmesini yasaklayan çirkinliklerle mücadelede devleti harekete geçirmek, topyekün belediye başkanları yanında bürokrasinin ve siyasetçilerin işidir...

Böyle hareket edilmezse eğer olacak olan Karasu sahillerinde meydana gelen dramatik tablo olur ancak…

Cebeci’de “deniz kurdu” olarak bilinen itibarlı bir denizci böylesi kirliliklere Karadeniz’e seyahat eden uluslararası yük gemilerinin bıraktığı “sintinenin” neden olduğunu, bunun önüne geçilmesinin kaçınılmazlığını üstüne basa basa dile getiriyordu…

“Aksi halde Karadeniz’in temiz kalmasını sağlamak hayli zor.” derken, gelecekte insanlığın ortak kullanım alanı olan güzelim Karadeniz’in “kirli bir göl” haline geleceğinin, bugün biz görmesek de çocuklarımızın yarınlarda böyle bir tehlike ile baş başa kalacağının altını çiziyordu...

Karasu kıyılarını kızıla boyayan sintine ve zehirli atıkların denize boca edilmesini, denizlerin pervasızca kirletilmesini durdurmak, önlemek, önünü almak, ayırım yapmaksızın her devletin başta gelen görevi olmalı…

İşte bunu sağlamak belediye başkanlarından başlayıp dünyayı yöneten küresel güçlere dek uzanan bir sorumluluk olsa gerek…

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kefken, Kerpe, Cebeci; Sakarya Büyükşehir Belediyesi ise Karasu ve Kocaali’de halkın rahatça, Mevla’nın lütfu denizlerden gerektiği gibi yararlanması adına bir dizi proje geliştirdi, adeta birbiriyle yarışırcasına…

Ancak görülüyor ki bu güzelim tesisleri koruyup kollamada onları da aşan olaylar meydana gelebiliyor…

Sosyal devlet anlayışı, böylesi istenilmeyen olaylar karşısında belediyeleri koruyucu zırhın içine alıp olaya müdahale etmelidir…

Aksi halde şu sıcak yaz günlerinde denize girip serinlemek yerine, sahilde oturup üzülecek olan halkamıza hizmetin gereği yerine getirmiş olunamaz...

Bu konuda harekete geçmesi adına yetkili-yetkisiz herkese düşen önemli görevler vardır elbette…

Yaz sezonu veda ederken yine böylesi sıcak ve nemli havayla, konuya bir kez daha yaşanılan olaylardan yola çıkarak dikkati çekmek istedik…

Bu duygu ve düşüncelerle istedim ki harekete geçecek yetkili-yetkisiz, etkili-etkisiz herkese ve her kesime Bizim Bahçe’den “Kırmızı beyaz güller” gönderelim…