Karasu ve Kocaali ilçelerimiz, Karadeniz kıyılarına kavuştuğumuz uzun kumlu sahilleriyle bilinir…
Yaz mevsiminde iğne atsan yere düşmez denilebilecek kalabalıkların serinlemek için akın ettiği sahillerimiz, efil efil esen rüzgarlarıyla da misafirlerini serinletir…
Yerli ve yabancı turistlerin uğrak tatil beldeleri arasında yer alan bu turizm ilçelerimizden, son dönemde üst üste acı haberler gelir oldu…
Gün geçmiyor ki bir boğulma haberi almayalım…
Sezon başından bu yana, dile kolay 53 kişi can verdi boğularak…
Can kayıplarının elbette önlenebilir…
Ancak bu, sadece ve sadece yetkililerin uyarılarını dikkate alarak mümkün olabilir…
Kaymakamlıkların denize girme yasağına uymamanın ve yetkililerin uyarı üstüne uyarı yapıp “Denize girmeyin!” demesine hiç kulak asmamanın bedelini canımızla ödemeyelim…
Karadeniz’de özellikle deniz çok dalgalı görünmemesine rağmen, “rip dalgası” büyük bir tehlike olarak hayatı tehdit ediyor…
Dün gazetemize özel açıklamalar yapan Sakarya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Cankurtaran Grup Amiri Samet Karaca’nın çok önemli bulduğum sözlerini bir kez daha sizlerle paylaşmak isterim…
Diyor ki Karaca;
“Vatandaşlarımıza her zaman söylüyoruz; ‘cankurtaranların olduğu yerlerde denize girin.’
Arkadaşlarımızın talimatlarına uymalarını rica ediyoruz. Küçük çocuklara özellikle dikkat edilmeli. Aileler, çocuklarıyla birlikte suya girip çıksın.
Onlar, boğulma tehlikesi ile karşı karşıya kalırsa yardım dahi isteyemez.
Uyarıların ciddiye alınması gerekiyor.”
Tüm bu ikazları lütfen dikkate alalım…
Yitirmeyelim canlarımızı…
Düşmesin ocaklara ateş…
Yanmasın anaların-babaların yürekleri…
Olmasın kimsenin tatili zehir…
Bu duygularla başta cankurtaranlarımız olmak üzere, vatandaşımızın can güvenliği için mesai harcayan herkese “Laleler”, yetkililerin uyarını dikkate alarak konuya duyarlılıkla yaklaşacak her kesime Bizim Bahçe’den “Menekşeler” gönderelim istedik…