Dünyanın en önemli sorunu haline geldi, son yıllarda yağan sağanak yağmurlar sonrası yaşanılan sel felaketleri…
Ağır ağır ve aralıklı yağan; tarıma, susuz kalan nehir ve göllere can suyu, katan bereketli yağmurlar dönemi, insanoğlunun sonunu düşünmeden gerçekleştirdiği bir dizi yanlışlık sonucu, neredeyse mahiyet değiştirip işin içinden çıkılmaz bir hale dönüştü…
Bırakalım başka diyarları bir kenara, ilimizde ve ülkemizde yağmur sonrası meydana gelen sel baskınları, insanlarımızı çaresiz bırakacak sonuçlar oluşturuyor… 
Bir öncekinden ders çıkarılarak, gelecek yağmurlara karşı gereken önlem alınması gerekirken aksine davranan halkımızı ve yetkilileri; Kocaali, Karasu, Söğütlü ve Kaynarca’da ev-bark, tarla-bahçe demeyip maddi manevi altından kalkılması zor, büyük bir külfetle karşı karşıya getirdi…
Denilir ya “Akılsız başın cezasını ayaklar çeker.”
Günümüzde akıllı hareket etmemenin cezasını yalnızca ayaklar değil, ağır kayıplardan kaynaklanan keseler de ödemek zorunda kalıyor…
Bizim insanımız günlük çıkarlarına öncelik tanıdığı sürece, yasa dışına çıkıp her cezayı ödemek pahasına yanlış uygulamalara gider, ne hikmetse!
Düşünmez işin sonunu…
Böyle olunca doğacak zararın faturasını ödemede “tutulan kısrak misali” etkili-yetkili kurum ve kuruluşları tutar topa…
Böyle durumlarda gazeteler dahil, neredeyse tüm iletişim kanalları yoluyla yapılan feryat ve figanlarda adres bellidir…
Başta belediyeler olmak üzere yetkili-etkili kurum ve kuruluşlara atılır tüm kabahat ve dahi sorumluluklar…
İşte öyle bir durumla karşı karşıya kaldı ilimiz, bir kez daha…
Özellikle de bir önceki sel felaketinde onarılması zor sıkıntılar yaşanan yerlerin, yine benzer şekilde sele teslim olmasını nasıl ve neyle izah eder insan!
“Nasihatten ders almayanı, musibetler döve döve dize getirir” diyen, bu ilin yetiştirdiği önemli düşünce ve eylem adamı rahmetli Selahattin Şimşek’e gel de hak verme!
Ders alınsaydı eğer musibetlerden ve dahi yerine getirilseydi böylesi olayların önlenmesi adına tedbirler, hiç böyle ve benzer sıkıntıyla karşılaşır mıydı, Kocaali ve yöresi…
“Böyle yapmak yerine kulağının üstüne yatıp halkı uyandırmayan etkili yetkili kurum ve kuruluşlar yanında, sesini çıkarmayan halkımız da o oranda sorumlu” diye düşünmeden geçemiyor insan...
Dileğim bu doğrultuda herkesin elini taşın altına birlikte koymasıdır…
Muhtemel sel felaketlerini rahatlıkla atlatacağı dönemlerin gelmesi adına aynı duyguları taşıdığı ya da taşıyacağına inandığımız halkımızın yaralarının bir an önce sarılması, zararlarının karşılanacağı günlere kavuşulması dileğiyle etkili-yetkili herkese ve her kesime “Peygamber çiçekleri” gönderelim istedik bu defa…