Futbol hayatım süresince ve sonrasında yeni statlarda oynanan ilk maçların, istisnalar haricinde çoğunun, hep ev sahibi takımların aleyhine sonuçlandığına tanık oldum…

İşte bu endişeyle, çok sevdiğim bir gencin düğününe gitmek yerine, evinde ilk kez izleyeceğimiz Sakaryaspor’un maçına koştum...

İlk yarı sonucu ve goller gelinceye kadar böyle saplantılı bir sıkıntı içerisinde izlediğim Kahramanmaraş maçında tam rahata erdik derken, bitime 20 dakikadan az kala yediğimiz penaltı golü, beni yeniden o psikolojik değerlendirmenin içine itiverdi bir anda…

Terlemeye başladım…

Erken ayrılmam gereken maçı bir türlü bırakamayışımın altında işte o endişe yatıyordu, ta ki son dakikaya kadar…

Neyse ki o muhteşem stadı 90 dakika boyunca çınlatan ve kendisinden beklenen olgunluk içerisinde takımlarını motive eden taraftarlarımızın yüzü güldü…

Sonunda zor da olsa ilk kâbusu atlatıp kazançlı çıkan taraf, vazgeçilmez tutkumuz yeşil siyahlı ekibimiz oldu…

Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’nu, geçirdiği ağır operasyon sonrasında istirahat etmesi gerekirken stada koşturan bu anlatılması güç duyguyu paylaşan on binlerin izlediği maçın “yıldızı” denilecek, göze çarpan oyuncusu olmasa da  her haliyle “rakibinden ağır bir takım” görünümü ortaya koyan Sakaryaspor’un bu heyecanı yüksek açılış gününü kayıpsız geçmesi her şeyden önemliydi…

O nedenle Sakarya futbol tarihine geçen müthiş akşamın kedersiz, hasarsız ve kazasız atlatılması, bundan sonraki maçların da kazanılacağının müjdesini verir gibiydi…

Top ayağına yakışan yetenekli gençlerden oluşan bir kadro zenginliğine sahip Sakaryaspor…

Zafer, Erçağ ve Coşkun gibi geçen yılın vazgeçilmezleri maçı basın tribünü önünden izliyorsa, Osman Hoca’nın işi hem kolay hem de zor…

Kolay; birbirini aratmayacak oyuncularla kadro kurmada sıkıntı yaşamayacak…

Zor; Hepsi belli bir standarda sahip oyuncuların ilk 11 dışarıda kalmasıyla, takım içinde huzursuz bir ortam oluşması tehlikesi...

Osman Hoca’nın, en iyi çalışan, en iyi uyum sağlayan, dilini değil ayaklarını konuşturan oyunculara forma verecek adil bir anlayışla hareket edeceğine inanırız...

Evet…

İzlediğim takım sahada olanlar yanında, tribünlerde oturan oyuncularıyla da bu ligin üstesinden gelecek güce sahip olduğunu gösterdi…

İsterim lüzumsuz kaprisler oluşmasın…

Birlik sağlansın, ayrılık-fitne girmesin, istikrar sürsün…

Ancak böyle ulaşılır hedefe…

Sakaryaspor bu görünümü ile sadece yeni stadımıza değil, gittiği her yere hareket, bereket, sinerji ve enerji taşıyacak…

İsteriz her hafta toplu vursun yürekler...

Bilinir ki zafere böyle gidilir hem de gümbür gümbür!

Unutulması zor, tarihi geceyi daha da anlamlı kılan tribün şovu yapan fedakar taraftarlara ve kendi stadındaki ilk maçını kazanıp geceyi sevince boğan futbolcularımıza ve de bu doğrultuda emeği geçen herkese ve her kesime, istedik ki “Orkideler” gitsin demet demet…