İşimize gelse de gelmese de, adı ister padişahlık olsun ister başkanlık olsun, bulunduğumuz bölgede çok başlılık ile yönetim işlemiyor…

Bu milletin asırlık tecrübesi ile artık bu daha da iyi biliyor…
Adına demokrasi dedikleri uyduruk düzen, dünyanın derin yöneticilerinin ülkeleri istedikleri şekilde, istedikleri adamlarla yönetmesininönünü açmaktan başka bir işe yaramadı...
Yıllarca kendilerinde sembolik gözüken lakin aslında sembolik olmayan krallıkla “Tek kral biziz” mesajı veren Avrupa ülkelerinin yönetim şekillerinin altında hep bir “Emret sahip” düzeni olduğu aşikârdır...
Bu gizli krallar, Papa’dan kraliçeye sunulan biatlerle ABD’nin bile üzerinde bir güçtür...

Şuan dünyada Siyonizm patronları ile gerçek Hıristiyan patronları kapışmaktadır…

Siyonizm dünyası“Tek Tanrı benim” havasında savaş çıkarmakla meşguldür…

Bir yandan da Hıristiyan dünyasının eski iplerini geri alma derdinde olan Siyonizm, Erdoğan’lı yıllarda Türkiye’nin liderliğininön plana çıkmasına uyuz olmaktadır…

Müslüman halkların başkaldırması, tekrardan Siyonizm ve Hıristiyan dünyasının bir araya gelip ortak düşman İslamiyet’e karşıhücumuma geçmesine yol açmıştır…
Karşımızdaki sahne İslam coğrafyasına eski yularını takma mücadelesidir…
Ama artık eskisi kadar fakir olmayan devletler ülkelerini esir vermemek adına her türlü askeri donanımlarını hazır ediyor…

Buda devletlerin kolay kolay savaş çıkarmasının önüne geçiyor…

Bu yüzden yöntem olarak ülkelerin içindeki çeteler, sınırlardaki eşkıyalar yolu ile ülkeleri dizginlemeye çalışıyorlar…
Hâsılı şuan tüm dünyanın derdi sınırlarımızdaki eşkıyaları artırmak…

Öyle gözüküyor ki “Savaşsa savaşı alacaksınız” diyen Erdoğan’ınTürkiye’nin bu konudaki son kararını millet adına dünyaya bir kez daha duyurması işlerin eskisi gibi olmayacağının işaretidir…

Elbette bu düzene ayak uydurmadan düzendeğiştirmeyeiçtenbaşlanması gerektiğini bilen Cumhurbaşkanı’nın yıllardırülkemizdeyaptığıbüyükdeğişimlerinin bir neticesidir olan biten ve dünyanın bize karşı tavrındaki süratli değişim...

Dünyadaki durum böyle olunca Erdoğan'ın yeni bir yapılanma ile safları millet adına sıklaştırma zamanı da gelmiş demektir…

Bunu iyi bilen Cumhurbaşkanı şartları oluşan yeni sistemle tüm milletin içindeki serzenişinde farkında…

Bir şeyler yapmak için fırsat kolladığının da bir yanıtı oldu bu son ameliyatlar…

Yani Erdoğan’ın hırsızı, arsızı, ihale simsarlarını, sapığı, gözü dönmüşü korudu kolladığı yok…

Sadece sistemin içindeki hareket bölgesel başkanlarda olduğu için müdahalesini onlardan beklemek zorunda…

Maalesef kendi bölgelerindeki olan bitenden habersiz, bölgesini tanımayan, koltukta oturmaktan milletin sandalyesini bilmeyen bazı başkanlar, değil ülkeyi kendi köyünden, kendi kentinden, kendi ilinden bihaber olarak keyif sürüyor…

Bu gibilerin memleketin dertlerinden uzak yaşaması, Erdoğan rüzgârı ile havalanmaları milleti de epey rahatsız etmişti…

Bu rahatsızlıktan rahatsız olan “Milletin adamının” oyuna tekrar dâhil olması ile ameliyat başlamış oldu…
Eş dost, hal hatırdeğil, ehliyet, sadakat, liyakatusullerinin tekrar masaya koyulduğunun da bir işareti olan bu ameliyatların başkanından muhtarına kadar gerçekleşmesi ve devam etmesi şarttır…

Yenidünya düzeninde olmazsa olmaz şart, ülkemizin yeni Türkiye düzenine bu üç usul ile devam etmesidir...