Sağır tava sendromu diye birşey duydunuz mu?
Duymadınız çünkü böyle bir sendrom yok.
Siyasi literatüre hediyem olsun.
Sağır tava diye birşey var ama.
Eskiyen tava, bir zaman sonra artık ateşi geçirmez, sıcağı iletmez, üstündekini pişirmez olur.
Altında dünyayı yaksan boşuna!
Tava artık sağırdır!
 
"15 Temmuz Destanı"nın yıldönümünde Adapazarı'nda gördüklerimi yazayım diyorum.
 
Vazgeçiyorum.
 
Meydandaki ilk gecenin nasıl protokole kurban edildiğini... Beyaz şemsiyeler altındaki beyaz deri koltukları... Protokolle kahraman halkın arasına (kimi korumak için?) gerilen demir parmaklıkları... Ezber konuşmaları... Yazayım diyorum.
 
Vazgeçiyorum. 
 
Uzunçarşı'nın içler acısı halini...
Tek tip dükkan cephelerini... Tek tip vitrin doğramalarını... Tek tip teneke kepenkleri... Kepenk üzerine tek tip dükkan isimlerini... Tek tip ama inişli çıkışlı, ya içeri gömülmüş ya dışarı taşmış yapıştırma bıyık gibi lambaları, aplikleri... Sadece kırmızı rengi ve ucuzluğu birbirinin aynı, yükseklikleri farklı, inişli çıkışlı tek tip tenteleri... Sigara izmariti sığmayan su gideriyle, ebatı, rengi yanlış taşlarıyla o berbat edilmiş zeminini yazayım diyorum.
 
Vazgeçiyorum.
 
Bu şehirde, Uzunçarşı'nın hangi anıtlar kurulunun hangi kararına göre, hangi projeye göre, hangi estetik kurul kararına göre eskisinden beter hale getirildiğini soracak, suç duyurusunda bulunacak bir tek siyasetçi, mimarlar odası, hukukçu, STK, gazeteci yok mu? Diyeyim diyorum.
 
Vazgeçiyorum.
 
Peki niye?
Sağır tava mı olduk?
 
Hayır!
 
Kebapçı dükkanı basan milli takımlar teknik direktörü, nedense aleyhinde tek satır twit bile atılamazken, aniden görevden alındı ya.
 
Böyle şeyler bekliyorum işte.
İyi şeyler.
Doğru şeyler.
Hepimiz bekliyoruz. 
Sabırla bekliyoruz.
 
Partisinin son grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Teşkilatlar, belediyeler eğer bizim dava idraki ile hareket etmiyorsa bize zarar veriyorlar ve zarar veren kardeşlerimizi de uyarıyorum kusura bakmasınlar, biz uyarmadan kendileri bu uyarıyı yapsınlar ve adımı atsınlar. Yanlışa tahammülümüz yok, 2019 bir kırılma noktası." dediği için. 
 
Dün, AK Parti genel merkezinde kabine üyeleri ve AK Parti milletvekillerine, "Milletvekilleri ile halkın iç içe olması gerektiğini" söylediği için.
 
"Gönülleri kazanın" dediği için. 
 
"Sahada olmadan olaylara yön verilemeyeceğini" hatırlattığı için.
 
"En iyi tatilin milletle birlikte olmak olduğunu" söylediği için.
 
"FETÖ ile mücadelede asıl isimlerin değil de sıradan insanların üzerine gidildiği yönünde şikayetlerin olduğunu" söylediği için.
 
"Yorulan varsa çekilsin" açıklamasını tekrarladığı için.
 
 "Yorulan varsa çekilsin, yerini başka arkadaşa bıraksın" dediği için.
 
Bekliyoruz.
Sabırla. 
 
Niçin?
Milletin beklentisine sağır olmadığımız için. 
 
Niçin?
Sesimizi hiç olmazsa Erdoğan'ın duyduğuna inandığımız için. 
 
Niçin?
"15 Temmuz Destanı"nı yazan aziz milletin içindeki adalet ateşinin sönmediğine inandığımız için.
 
Niçin?
Sağır tavaların değiştirileceğine inandığımız için.
 
Niçin?
Erdoğan'a inandığımız için.
 
Niçin?
Erdoğan'a güvendiğimiz için.
 
Niçin?
Türkiye'nin "Aydınlığa Açık, Karanlığa Kapalı" yarınlarına sevdamızdan vazgeçmediğimiz için.