Değerli okurlar. Balkan topraklarında Anadolu İfan Medeniyetini temsil eden, mayalayan ruh olarak hizmet etmiş, ömürlerini İslam davasına adayan kişilikleri, manevi liderleri köşem elverdiğince sizlerle paylaşmak isterim. Özellikle Balkan topraklarında ilim ve irfan kökleri Osmanlı’ya uzanan medeniyetimizin değerli şahsiyetlerini hatırlamak vatan mefkûremizin derinliği açısından çok önemli.
Dominant karakter olan İslam’ın mütefekkir düşünce dünyası yüz yıl önce yetiştirdiği âlimleri, arifleri yeni isimlerle yeniden var edebilir. “Türkiye Yüzyılı” devlet aklının mayasında var olan irfânî derinlikle barışarak tarih sahnesine yeniden çıkarabilir. “Diriltici nefes” ölmez.
Müslüman Arnavutluk’un sembol isimlerden biridir, Hafız Sabri Koçi. Güneybatı Arnavutluk’ta Elbasan ile Ohri gölü arasındaki Librazhd (Libraş) ili Orenje Köyü’nde 14 Mart 1921 tarihinde dünyaya gelen Sabri Koçi, yetim büyüdü. Büyük âlim Hafız Muhammed Bektashi’nin (Bektaşi) talebesi oldu. On beş yıl boyunca Kur’an, hadis, akaid, tesir, fıkıh ve felsefe ilimleri tedris ederek icazetname aldı. İşkodra’nın eski bir mahallesinin camisinde imam olarak görev yaptı.
Burada kısa bir bilgiyi sizlerle paylaşmalıyım. İkinci Dünya Savaşı ardından iktidara gelen Komünist lider Enver Hoca, soyadından dolayı sizi şaşırtabilir. Hoca falan değildi. Dünyanın gelmiş geçmiş en azılı ateistlerinden biriydi. Arnavutluk’un İtalyan işgaline karşı direnişin kurucuları arasında yer alan Enver Hoca, Fransa’da eğitim gördü. 11 Ocak 1946'da kurulan Arnavutluk Halk Cumhuriyeti'nin başkanlığına getirildi. Kalp krizi geçirerek öldüğü 1985 yılına kadar Zalim bir diktatör olarak Arnavutluk’u yönetti. Komünizmin en şiddetli uygulandığı ülkelerden biri haline getirdiği ülkesini 1967 yılında resmi olarak dünyadaki ilk Ateist Devlet ilan etti. Tüm dinleri yasakladı.
Komünist rejimin hâkim olduğu ülkeler içinde en katı din düşmanlığı ne yazık ki Arnavutluk'ta gerçekleşti. 1991 yılında Komünizmin çöküşüne kadar uygulanan Enver Hoca Anayasası; Ateist propagandayı yaygınlaştırmak ve Materyalizmi bütün ülke halkına kabul ettirmek (Madde.37) üzerine bina edildi Dini kurumlar ve Sosyalist rejimle bağdaşmayan her türlü kuruluş (Madde.55) yasaklandı.
Arnavutluk’ta altmışlı yılların sonuna kadar 2169 cami ve kilise ya yıkıldı ya da kapısına kilit vuruldu. Müslümanların dini işlerini yürütmekten sorumlu yüksek müftülük ilga edildi. Dini görevlerin yerine getirilmesi yasaklandı. Devlet, artık Arnavutluk'ta din diye bir şeyin kalmadığına dair resmi açıklama yaptı. Din ile uğraşanlar rejime karşı suçlu durumuna düştüler. İslam adına hareket edenlerin tamamı hapsedildi.
Hafız Sabri Koçi anılarında şöyle anlatıyor: “Allah demek yasaklanmıştı. O gün Cuma günüydü. Cuma namazı kılındıktan sonra herkes daha önce benzeri olmayan şekilde benimle selamlaşmaya geliyor ve geri dönmüyordu. Bu benim dikkatimi çekti. Çok üzüldüm. Gerçek şu ki, o gün benim ve dindarlar için ‘Son Cuma’ imiş.”
İmamlık yaptığı birçok camide insanları etkileyen Sabri Koçi, Diktatör Enver Hoca’nın dinsiz/Ateist rejiminde mazlum olan Müslüman âlim Sabri Koçi, İslam inancından dolayı yirmi yıl (1966-1986) boyunca hapiste geçirdiği süre içinde çeşit işkencelere maruz kalmasına rağmen İslam inancından taviz vermedi.
Arkadaşı Osman Kazazi, Sabri Koçi Efendi hakkında şöyle diyor: “O, milli ve dini açıdan çok samimi ve yorulmaz bir tebliğci idi. Hapishanenin zor şartlarına rağmen ibadetlerini yerine getiriyordu. Çok düzenli birisiydi. Yalnız tutuluyordu ama bizimle gizli olarak bağlantı kurup sabrımızı yükseltmeye teşvik ediyordu. Sabri Koçi bir mümin olarak daima bizim için ve Arnavutluk’un komünist sistemden kurtulması için Allah’a dua etti. İlahi sorumluluğu ve insani yönüyle hepimize manevi destek oldu.”
O, Arnavut halkının Enver Hoca döneminde çektiği ıstırapları hiç kimsenin anlayamayacağını ama Allah’ın kudretiyle elli yıl sonra hakikatin ortaya çıktığını, Komünist rejimin karanlık hapishanelerinde, işkence odalarında öldürülen binlerce Müslümanın kanı ve fedakârlığının Allah tarafından mükâfatlandırılacağını söylüyordu.
(Devam edecek)
