Bugün sizlere El Ezher profesörü,Süleymaniye Medresesi Baş Müderrisi Saray danışmanı Türkolog Şamlı Reşit efendi yi tanıtayım  istedim. 

 İkinci Abdülhamit zamanı bu mertebelere erişmiş bu adamın esas adı Arminius Vambery .zamanın Osmanlı padişahı II. Abdülhamid'in güvenini kazanmıştır. Herzl'e uzun uğraşlar sonucu Sultan'ın huzurunda 1901 yılında bir randevu ayarlayan Vámbéry siyasi siyonizmi destekliyordu.

1900 yılının Haziran ayında Vámbéry padişahın huzuruna çıktı; Herzl, Sultan'dan görüşme ayarlaması için elinden gelen her şeyi yaptı, ancak başarılı olamadı. Bunun nedenleri hakkında dolaşan söylentiler çelişkili. Sonunda Herzl 16 Haziran 1900 tarihinde Vámbéry'yi Tirol'da ziyaret etti. Günlüklerinde bu ziyaret hakkında şunları yazıyor:

"Yetmiş yaşındaki bu aksak Macar Musevinin şahsında hayatımda gördüğüm en ilginç insanı tanıdım. Kitaplarını Alman dilinde yazan, 12 dili aynı mükemmellikle konuşan, daha fazla Türk mü yoksa İngiliz mi olduğuna bir türlü karar veremeyen bu adam hayatında 5 ayrı dine geçerek bunlardan ikisinde rahip oldu. Bunca dini bu kadar yakından tanıyınca ateist olması normal karşılanmalıdır. Şark ülkelerinden bana 1001 gece masalı gibi olayları anlattı, Sultan'la olan yakın ilişkisi gibi şeylerden bahsetti. Ayrıca bana ant içerek İngiliz ve Türk ajanı olduğunu söyledi. Macaristan'daki profesörlük unvanı sadece göstermelikmiş, Yahudi düşmanı bir toplumda yaşadığı bunca çileden sonra. Bana çok sayıda belgeyi gösterdi, bunlardan bazıları Sultan'ın kendi eliyle yazılmıştı; ancak Türkçe yazıldığı için okuyamıyordum ve içeriği hakkında bir şey diyemem. Oradayken yanımıza gelen William Hechler'i kaba bir şekilde yanımızdan kovdu, benimle yalnız kalmak istiyordu. Sözlerine şöyle başladı: "Ben paranın peşinde değilim, zengin biriyim. Altından biftek yenmez. Çeyrek milyonum var ve sermayemin faizlerinin yarısını bile harcamıyorum. Size yardım edeceksem, dava uğruna yardım edeceğim." Benden planlarımızın tüm detaylarını, para vs. hususlarını öğrenmek istedi. Sultan'ın kendisinden Avrupa basınında lehinde bir kamuoyu oluşması için çalışmasını istediğini söyledi. Bu konuda yardım etmemi istedi. Bense yarım ağızla yanıt verdim. Konuşurken arada konuyu değiştirip başına gelen, oldukça ilginç olayları anlattı. Benjamin Disraeli sayesinde İngiliz ajanı olmuş. Türkiye'de önceleri kahvehanelerde şarkıcı olarak başlamış, aradan geçen bir buçuk yıl içinde Sadrazamlaahbap olmayı başarmış. İstese Yıldız Sarayı'nda konaklayabilirmiş (Padişah Sarayı), ancak suikast kurbanı olmaktan korkuyormuş. Sultan'ın sofrasında, hem de samimiyetten elleriyle yemek yiyormuş, ancak zehirlemekten korkuyormuş. Yüzlerce böyle ilginç şeyleri anlattı. Ben ona dedim ki … Sultan'a beni kabul etmesini söyleyin, birincisi, basında ona değerli hizmetler sağlayabildiğim için, ikincisi salt huzuruna çıkışımın bile onun Avrupa'daki itibarını yükselteceği için. Dilmaç (tercüman) olarak onu tercih ettiğimi söyledim. Ancak yaz yolculuğunun meşakkatlerinden dolayı çekiniyor. Zamanım bittiğinde, benim için harekete geçip geçmeyeceği meçhul kalmıştı. … Ancak bana vedalaşırken bana sarıldı ve beni öptü …"

Vámbéry Herzl'e karşı maddi bakımından herhangi bir ihtiyacı bulunmadığını vurgulamıştı ve para için değil, adil dava olarak gördüğü Siyonizm uğruna destek vereceğini söyledi. Buna rağmen padişahın huzurunda bir görüşme ayarlamak için 5.000 pound ve Musevi bankerlerin Osmanlı İmparatorluğu'na vereceği hatırı sayılır bir kredi anlaşmasına arabuluculuk yaptığı için uygun bir komisyon alması için yazılı bir teminat istemişti.

Aralık 1900'da gazeteler Osmanlı Devleti'nin siyasi Siyonizm nedeniyle Filistin için göç kurallarını sıkılaştırdığını yazdı. Bunun üzerine Herzl Vámbéry'ye şu satırları yazdı (28 Aralık 1900):

"Bana kalırsa bu hiç kötü bir alamet değil; aksine iyi bir işaret. Fahişe [Osmanlı Devleti'ni kastediyor] fiyatını yüksek tutmak istiyor, onun için sahip olunamayacağını söylüyor. Yanılıyor muyum?"

Herzl Ocak 1901'den itibaren Vámbéry vasıtasıyla doğrudan tehditler göndererek padişahı yola getirmeye çalıştı: Osmanlılar Yahudilerin isteklerine biraz daha ılımlı yaklaşmayacak olursa, Yahudiler Osmanlının tüm para kaynaklarını kesebilecekmiş.

Ağustos 1901'de Herzl Vámbéry'den kendisi ve Siyonistlerin Osmanlı padişahı için neler yapmaya muktedir olduğunu padişaha tekrar açıklamasını istedi. Padişah istese, Fransızların karşısında aciz düşmemesi için Herzl ona bir Torpidolu Muhrip gemisini bile temin edebilirmiş (Fransızlar bir süre önce ihtilaflı bir alacakları nedeniyle Midilli adasını savaş gemileriyle işgal etmiş, ancak Osmanlı Devleti ödemeyi taksit halinde yapmayı kabul ettikten sonra adadan tekrar çekilmişti). Herzl Vámbéry'ye ayrıca Filistin'e yerleşecek Yahudilerin göçü için gemi temin etmesi için 300.000 Hollanda Florini teklif etti; parayı söz konusu amaç uğruna istediği gibi harcayabilecekti, artanı da kendine saklayabilecekti, önemli olan sonuçmuş. Herzl'in mektubu amacına ulaştı: Kendi söylemine göre paraya ihtiyacı olmayan Vámbéry Herzl'in teklifini kabul etti, gerektiğinde Osmanlı Devleti'nde kendisi önemli bir vazife alacak veya hatta padişahı devirecekti.

Herzl, İtalya'nın ilk Siyonistlerinden MeranoluTobias Marcus vasıtasıyla Vámbéry ile tanışmıştı. Herzl'e 13 Eylül 1898 tarihinde mektup gönderen Marcus, Vámbéry'yi şu sözlerle tarif etmişti:

"Daha önce söylediğim gibi, Vámbéry oldukça karmaşık bir şahsiyettir. Dahiyane bir insan, ancak zarafet, eğitim ve karakterden yoksun biri. Kendini beğenmişliği ile toplumda saygınlık sahibi herkese tepeden bakar. Her türlü din ve milliyetçilikten nefret eder. Güya kendisi çağın en büyük hür düşünen kişi, kendini kozmopolit bir insan olarak görmektedir, öte yandan İslam'ı ve aynı anda İngiltere'yi övüyor. Genelde bakılırsa, kendini fazlasıyla beğenmiş ve çelişkili karaktere sahip, sözlerine her zaman itibar edilmemesi gereken, yine de son derece dikkatli yaklaşılması gereken bir insandır, zira aleyhtarı olmak ziyadesiyle tehlikelidir."

Herzl'in İstanbul'daki teması, yıllar boyunca Osmanlı Devleti'nin Dahiliye Nezaretinin Sıhhiye Müdürlüğünü ifa etmiş olan Macaristanlı hekim Dr. Soma Wellisch (1866–1926) idi. Wellisch, Vámbéry'yi padişahla tanıştıran kişiydi. 

Kaynak:Wikipedia