Sakarya Üniversitesi’nin yönetim kadrosuyla tanıştık önce gazete sahipleri, bilahare çalışanları olarak…

Yerel medyanın üniversiteye bakış açısı yanında, yeni yönetimin gazetelerden neler beklediğine yönelik sıcak bir sohbet ortamı oluştu ilk buluşmada…

Yönetim kadrosunun değişmesine olan tepkiler ile yerel medya-üniversite diyalogunda takip edilecek yol ve yöntemin konuşulduğu toplantıda, ilk kez bir araya geldiğimiz Prof. Dr. Fatih Savaşan’ın bizde bıraktığı elle tutulur ve dahi gözle görülür ilk intiba sakin ve kendinden emin, ekibine güvenen bir lider oluşu…

Üniversiteden ayrı ancak içinde olmanın getirdiği bilgiler, onu yanlış yapmadan yol alabilmesi adına kendince doğru kabul ettiği bir yönetim anlayışına götürecek görünüyor...

Nitekim daha işin başında kendiliğinden ayrılan ya da ayrılmasını istediği kişilerden oluşan bir grup akademisyenin yeni ekip içerisinde kendilerine yer bulamayışı nedeniyle oluşan muhalif hareketlenme, gördüm ki Rektör Prof. Dr. Fatih Savaşan açısından dikkate alınacak ve üzerinde durulacak konular olmaktan çıkmış çoktan…

Bu özgüven sadece Prof. Dr. Savaşan’da değil, işbaşına getirdiği çalışma arkadaşlarında da kendini hissettiriyor…

Yani onlar bir bütün olarak, şahısları adına yapılan her türlü spekülasyonun farkında…

Geleceği ona göre planlayacak bir kararlı duruş sergileyip, devam ediyorlar yola…

Amaçları SAÜ’yü bugünkü halinin çok daha ötesine taşıyacak bir inançla yol almak ve kendileri hakkında daha işin başında oluşturulmak istenen olumsuz havayı dağıtmak…

Gençliği, deneyimi, bilgisi ile yüklendiği bu ağır sorumluluğun altından kalkacak izlenimi veren Prof. Dr. Fatih Savaşan’ı ve ekibini, estirilen ön yargılı eleştiri rüzgarından hiç ama hiçbir şekilde etkilenmemiş görmek, üniversitemizin geleceği adına düşülen olumlu bir not olsa gerek…

Ekibini etnik ve hemşehrilik duyguları dışında tutup liyakate, itibara, saygıya dayalı bir anlayış ile oluşturduğunun altını çizen Prof. Dr. Fatih Savaşan’ın başarılı olup olmayacağı konusunda, zaman en iyi hakem olacaktır hiç kuşkusuz…

Toplumun ve medya dünyamızın sabırsızlık gibi kronik bir hastalığı vardır…

Biliriz ve inanırız ki her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır…

Peşin hükümle görevlerinden ayrılanların yerleri doldurulamaz değil…

Prof. Dr. Fatih Savaşan ve ekibini ayrılanlar değil, yeni göreve getirilenlerin taşıyacağı sinerji ve enerji ilgilendirecek…

İşte böyle bir izlenimle ayrıldık tanışma toplantımızdan…

Sakarya Üniversitesi’nde şimdi sesi çok çıkan ve geleceği olumsuz düşünceler üzerine bina eden peşin hükümlü anlayışı atıp bir kenara; arzulu, hırslı ve başarıya aç yeni kadronun neler yapabileceğine çevirelim dikkatlerimizi…

Fazla söze gerek yok…

Cevdet Güngör’ün de dediği gibi “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.”

Doğru olan da budur…

Yeni anlayış, yeni çalışma modeli ve dahi heyecanla işe başlayan ekibe zaman, fırsat ve şans tanımak, şu aşamada yapılacak en doğru harekettir sanırım…

Bu duygularla iş başına getirilen Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Savaşan ve çalışma arkadaşları Temel Gürdal, Hatem Akbulut, Yaşar Kahraman ve M. Emin Altındemir’e başarı dileğiyle “Orkideler” gitsin istedik Bizim Bahçe’den…