Dünya üzerindeki her kuvvet sağlam ahlakla başlar. Her mağlubiyet, ahlaki çöküşle başlar. Her ne yapılmak isteniyorsa, bu önce insanların ruhlarında gerçekleştirilmelidir. “ Alija İzzetbegoviç (1925-2003)

Boşnakların lideri Alija, Sırplara karşı verdikleri ölüm kalım savaşı esnasında bile adalet ve doğruluktan ayrılmayan bilgeydi. Savaşın bile ahlakı, disiplini, omurgası var.

Batı icadı politika ile kadîm siyaset arasındaki fark şudur.

Politika, menfaati önceler, adil siyaset ise ahlak ve erdemi.

Son günlerde Millet ittifakında gerçekleşen siyasi ahlak ilkelerinin yerle bir edildiği politik çabalara hep birlikte tanıklık ediyoruz ne yazık ki.

*

Tayyip Erdoğan’ın adaylığı karşısında, 6’lı masanın çabalarını anlayışla karşıladığımız halde sıra dışı bazı gelişmeler bizlerde şüphe uyandırmaya devam ediyor.  Meral Akşener üzerinden gelişen “anormal zikzakların” temelinde yatan sebepler zannediyorum ki uluslararası egemen güçlerin 6’lı masaya dayattığı baskıdan kaynaklanıyor.

Meral Akşener; “kumar ve noter masası” olarak ifade ettiği 6’lı masayı terk edince zehir zemberek açıklamalar yaptı. O açıklamalar üzerine Meral Akşener’in masaya geri döneceğine kimse inanmazdı. İki gün içinde ne olduysa oldu ve Meral Akşener, çark etmek zorunda kaldı. Masaya geri döndü.

6’lı masa, cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu açıkladı. Hem de SP Genel Merkezi önünde. Millî Görüşçü olduğu iddiasını sürdüren “dindar” kitlenin siyasi temsil makamı olarak zannedilen SP Genel Merkezi’nin aday tanıtım mekânı olarak seçilmiş olması elbette ki tesadüf değil.  “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganları ve İzmir Marşı eşliğinde Bay Kemal’i halkımıza takdim etme şerefi(?) Temel Karamollaoğlu’na verilmiş.

Türkiye’de makul çoğunluğu temsil eden dindar muhafazakâr seçmene aba altından verilen ince mesajlardan biri de şudur. Halka tepeden bakan seküler rejim bekçileri, eskiden nefret ettikleri -Erdoğan’a muhalif- dindar zihin yapısının siyaset merkezini ele geçirmiştir. SP’nin kalbine CHP’nin altı oku saplanmıştır.

Geçmişte verdiği teklifle Erbakan Hoca’ya siyaset yasağı getirilmesini sağlayan CHP, Temel Karamollaoğlu üzerinden merhum Necmettin Erbakan’ı ölümünden sonra bile hırpalamıştır. CHP furyasının Madımak Otel’den hatırladıkları Temel Bey’e geçmişler olsun. Saadet Partisi, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında hizalanıp saf tutarak kendini de bitirdi, Erbakan davasını da… 

*

Batılı gizli bir irade -belki de derin NATO- her ne olursa olsun Erdoğan’ı yıkmak için uğraşıyor. Gizli irade, Bay Kemal’in aday olmasına karşı çıkan Meral Akşener’in başını ezdi. “Yüzünde ‘rabbi yessir’ görüyorum. Kardeşim Ekrem” dediği İmamoğlu ve Mansur Yavaş bile zoru görünce Akşener’e sırtını döndüler.

Netice de bahsettiğimiz gizli yapı Akşener’in geri adım atmasını kabul etmedi. Zaman sıkışmasından dolayı masanın tüm ortaklarını 24 saatte hizaya çekti. Üst aklın iradesiyle Türkiye Cumhuriyeti 13. Cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu, “yamalı bohça” şeklinde halkın karşısına çıkarıldı.

Siyasi omurga önemli değil, yeter ki Erdoğan’ı yıkalım diyenlerin haline bakın.  Aday Kemal Kılıçdaroğlu’na aynı anda açıktan iki destek geldi. Kürt ırkçılığı yapan HDP’yle darbe heveslisi FETÖ unsurlarının istediği oldu.

Üst akıl tarafından son rötuşları atılmakta olan yamalı bohçayı biraz inceleyelim.

İmza ve yetkiye konu kararların hepsinde yedi adet CB yardımcısının “aynı anda” onayından geçmesi gereken “topal ördek” kıvamında bir cumhurbaşkanı adayımız oldu. Topal ördeğin hemen altında nur topu gibi, rakamla 7 (yedi) adet CB yardımcısı olacak. Konjonktür ve hassas dengeler (Türk/Kürt çelişkisi) gereği HDP ve FETÖ’nün de dışarıdan yönetime dâhil oldukları 7 Kocalı Hürmüz’ün yamalı bohçası.

Nasıl böyle iyi mi?  

*

Kimse kızmasın ibretlik halimize… Ülkemiz siyaset tarihi açısından gelecekte ibret olarak okutulacak derslerden biri “omurgasız siyaset nedir?” Olmalıdır.

Tayyip Erdoğan’ın yirmi yılda ülkeye kazandırdığı değerler ve siyasi istikrar ortadayken “omurgasız siyaset ve kırılgan yamalı bohça” ile devlet yönetmeye kapı aralamak tehlikeli bir maceradır. 

Muhalif yazarınız Sevan Nişanyan bile “Kılıçdaroğlu ağzıyla kuş tutsa da ekonomi komple batsa da bu sene, önümüzdeki sene ve gelecek yüzyılda Tayyip Erdoğan kazanır. Türkiye’yi biraz tanıyan bir insanın Kılıçdaroğlu’nun kazanacağına ihtimal vermesini absürt görüyorum.“ dedi.

Nişanyan sofrasından taze taze. Buyurun buradan yakın. Sifon çekmeye de gerek yok.

İbrahim Selamet www.yenisakarya.com 10 Mart 2023 Cuma