Milli Kalkınma Partisi Kurucusu…
Bu hafta sizlere ismi ve neler yaptığı veya yapamadığı başlı başına bir araştırma konusu olan Nuri Demirağ ı tanıtmak istedim. Ülkemizde bu tip insanların artık pek görülmediği aşikardır. Ne yazık ki ismi pek az kimse tarafından bilinmektedir. İnternetteki muhtelif yazılardan toplayabildiklerimin özetini aşağıda bulabilirsiniz. Ne gibi alanlara yatırım yaptığına bakarsak başlangıç olarak daha iyi tanımamıza yardımcı olur kanaatindeyim. Ülkemizde neden bir takım şeylerin yapılamadığını belki bulabiliriz.Biz biz olmadıktan sonra bir şeyleri yapmanın ne kadar imkansız olduğu hakkında birilerinin doğru tarihi yazmalarının zamanı gelmiştir. Diyebilir miyiz? Burada Einstein in bir sözü aklımı geldi delilik ayni şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemektir. Diye
Nuri Demirağ Türkiye'de Havacılık Sanayii'nin Önderi -Seri Üretim olarak 1936'da ilk Türk uçağını yaptı.-Çok partili rejimdeki ilk muhalefet partisini kurdu.-Ankara'nin doğusuna ilk demiryolunu -İlk yerli paraşütü yaptı.-1922'de ilk Türk sigara kağıdını üretti. -Bursa'da Sümerbank'ın Merinos fabrikasını kurdu.-İstanbul boğazına özel köprü yaptırmayı projelendirdi.-İlk şehir ve köy planlarını hazırladı.-Karabük'te demir ve çelik fabrikasını-İzmit'te selüloz fabrikasını-Sivas'ta çimento fabrikalarını kurdu-İstanbul'daki büyük hal binasını yaptı. Eceabad - Hava yolunu yaptı
Benim bulabildiklerim bunlar.
Kim Nuri Demirağ? Bir de ona bakalım.
Türkiye Cumhuriyeti demiryolları inşaatının ilk müteahhitlerinden ve Cumhuriyet devrinin ilk sayılı milyonerlerinden, kardeşi Abdurrahman Naci Demirağ ile birlikte servetlerini Türkiye'nin sanayi kalkınmasında büyük işlere yatırmış ve iş hayatının yanında geniş ölçüde hayırsever insan olarak tanınmış bir kişi.
7 Mayıs 1886’da Sivas Divrik’te dünyaya gelmiştir. Rüştiye mektebinden mezun olan Demirağ, aynı okulda muavinlik görevini yerine getirdikten sonra Ziraat Bankası’nın açmış olduğu sınavı kazanarak göreve başladıktan sonra
Maliye Bakanlığı’nın sınavını kazanarak memurluğuna devam etmiş, ancak, Birinci Dünya Savaşı boyunca İstanbul’daki işgalci kuvvetlerin askerleri tarafından hakarete uğraması üzerine memurluktan istifa etmiştir. Birikimini, tekeli yabancıların elinde olan sigara kâğıdı yapımına yatırıp “Türk Zaferi” isimli sigara kâğıtları üretmiştir.
Vatansever biri olarak tabir edilen Demirağ, Milli Mücadele içerisinde de yer almış, Müdafa-i Hukuk Cemiyeti içerisinde Maçka mıntıkasının sorumluluğunu üstlenmiştir. Milli Mücadele sonrasında ise Nuri Dermirağ, Türkiye’nin imarında rol oynamıştır: Samsun-Sivas Demiryolu hattıyla başlayıp, Fevzipaşa-Diyarbakır, Afyon-Antalya, Sivas-Erzurum, Irmak-Filyos hatlarında 1012.50km’lik yol yaparken, Ayrıca TBMM binasını da inşa etmiştir. Hazırladığı on yıllık plan çerçevesinde Beşiktaş’ta uçak fabrikası kurmuş, uçak üretmiş ve Divrik’te de bir Gök Okulu kurmuştur. Türkiye’yi ağır sanayi ülkesi haline getirmeyi hedeflemiş, Fırat nehriüzerine baraj yapılmasını, Divrik ve Keban civarındaki madenlerin işletilmesini, Giresun ve İskenderun’da liman yapılmasını, doğu vilayetlerini de ağır sanayi bölgesi haline getirerek kalkınmalarını sağlamayı istemiştir.
Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesinin yanında Tayyare Etüt Atölyesini kurdu. Bu tayyare atölyesi kısa bir sürede dev bir fabrika haline geldi. Yeşilköy'de Elmas Paşa çiftliğini tayyare meydanı yapmak için satın aldı. 1000 X 1300 metre boyutlarında düz bir tayyare alanı yaptırdı. Bunun bir örneği de o sıralar Avrupa'nın en modern havaalanı olan Amsterdam'da vardı. 1937-1938 yılı içinde Türk Hava Kurumu 10 okul uçağı ve 65 planör siparişinde bulundu. İstanbul fabrikalarında yapılan ilk yerli Türk uçağı, 1941 yılı ağustosunda Nuri Bey'in doğduğu yer olan Divriği'ye uçarak gidip gelmişti. Halkı da heyecanlandıran bu tür gösterilerin yararlı olduğunu düşünen Nuri Bey, Eylül ayında 12 uçaklık bir filoyu, Bursa, Kütahya, Eskişehir, Ankara, Konya, Adana, Elazığ ve Malatya rotasında uçurarak halka kendi tayyarelerimizle göklerimizi kendimizin koruyabileceğini göstermek ve onlara inanç vermek istemiştir. Nu.D.38 tipi yolcu uçağı, tamamen Türk mühendis ve işçilerinin ortaya çıkardıkları Türk tipi bir uçaktır. 6 kişilik yolcu uçağının çift pilot kumandası bulunmaktadır. Saatte 325 kilometre hız yapabilmekte ve 1000 KM uçabilmektedir. Türk Hava Kurumu, Nuri Demirağ'ın fabrikalarına sipariş vermiş olduğu bu uçakları almaktan vazgeçmiştir. Demek ki ilk devrim arabaları hadisesi 1937 de yaşanmış.
Ekonomik anlamda ABD’yi örnek alan Demirağ, kültürel öğelerin korunması gerektiğini ileri sürmüş ve İslam devletleriyle bir konfederasyon kurulmasının altını çizmiştir. 1953’te kurmaya başladığı Teknik ve Ahlak Üniversitesi’ne Doğu ülkelerinden öğrenciler kabul edilmesini ve altı ahlaki davranışı benimsemelerini sağlamayı hedeflemiştir. Memleketin kalkınmasını köylünün kalkınmasıyla bir tutmuş ve Köy İmar Planı hazırlamıştır. Bu programa göre, yakın köyler bir araya getirilerek köy sayısı 40.000’den 18.000’e düşürülecek, sanayi bölgelerine sanayi ve maden, tarım bölgelerine de ziraat köyleri kurulacaktı. Bunların yanında, Boğaz Köprüsü projesi ile Keban Barajı projesi de bulunmaktaydı. Ancak hiçbirini uygulama fırsatı bulamamıştır. Diğer ilginç bir projesi ise“İki Ayaklı Fare Kapanı” tasarısıdır. Yolsuzlukların önüne şiddetle geçilebileceğine inanan Demirağ, bu tasarısını şu şekilde anlatmaktadır:
“Bu, siyah tahta üzerine oturtulup elleri gözleri bağlı, kafası bir demir çember içerisinde oturan muktedir, bir suistimalci, bir karaborsacı veya vazifesini layıkıyla göremeyen halka müşkülat gösteren suçludur. Tam karşısında makineli tüfek bulunacak ve evvela ayar edilmiş olduğu veçhile suçlu sandalyesinde oturmaya layık olan kimsenin tam beynine ateş edecek bir modeldir. Bunlardan büyük ebatta yaptırarak her vilayet ve kazaya ve oraların meydanlarında umuma teşhir edeceğiz. Bu suretle vazifesinin yapmayan, çalan, çırpan memur, ahlaksız, karaktersiz kimseler, haksızlık yapanlar nasıl ve ne şekilde ceza göreceklerini bilecekler ve bu suretle yola geleceklerdir.”
Yukarıdaki ifadelerden de anlaşılacağı üzere, demokratikleşme sürecine girmiş bir ülkede totaliter eğilimler gösteren bir genel başkan olarak Nuri Demirağ’ın neden siyasal alanda başarısız olduğunu anlamak pek güç değildir. Daha sonra da belirteceğimiz gibi tek bir mutlak ahlakın ve doğrunun varlığını kabul ve empoze eden bir liderin konjonktürel olarak başarı göstermesi beklenemezdi.
Nuri Demirağ (genel başkan) dışında partinin temsil ettiği sınıfı anlayabilmek açısından diğer kurucular hakkında da birkaç bilgi vermekte fayda görmekteyiz. Hüseyin Avni Ulaş (genel sekreter), İstanbul 5. Noteridir ve ilk dönem TBMM’de Erzurum milletvekilliği yapmıştır (II. Grup’ta). Kurucular arasında siyasi kimliği olan tek üye olduğunu söyleyebiliriz. Cevat Rıfat Atilhan ise Kurtuluş Savaşı sırasında Zonguldak’ta Kuvayi Milliye saflarında yüzbaşı olarak çalışmış, emekli olduktan sonra da yazarlık yapmıştır. Partinin İslamcı kanadını temsil etmektedir. Genel anlamda sanayi burjuvazisinin çıkarlarını savunan MKP, çelişkili olarak sınırsız servetin önüne geçmeyi de amaçlamaktadır. Bu nedenle de sınırsız gelişmeyi talep eden büyük toprak sahipleri ile ticaret ve aracı sermayenin desteğinden yoksun kalmış ve burjuvazinin temsilci partisi olamamıştır.
Yeni burjuvazinin İslamcı ve Milliyetçi unsurlarla siyasi örgütlenme çabası olarak ortaya çıkan MKP kuruluşundan itibaren Nuri Demirağ’ın görüşleri çerçevesinde şekillenmiştir, ancak, diğer parti üyeleri bu duruma itiraz etmişlerdir. Kurucular arasında meydana gelen anlaşmazlık sonucu parti kuruluşundan kısa bir süre sonra ayrılan Hüseyin Avni Ulaş 1946 seçimlerinde DP’nin Erzurum milletvekili olarak meclise girmiştir. Bütün bu çekişmeler sonucunda MKP iyice zayıflamıştır. 1954 seçimlerinde Nuri Demirağ Demokrat Parti'den Sivas'ta müstakil aday gösterildi ve Nuri Demirağ bu suretle Sivas Mensubu olarak Büyük Millet Meclisine girdi. Meclisteki hayatı uzun sürmedi, 13 kasım 1957'de vefat etti , Istanbul'da Zincirlikuyu Mezarlığında defnedildi.
nun bir örneği de o sıralar Avrupa'nın en modern havaalanı olan Amsterdam'da vardı. 1937-1938 yılı içinde Türk Hava Kurumu 10 okul uçağı ve 65 planör siparişinde bulundu. İstanbul fabrikalarında yapılan ilk yerli Türk uçağı, 1941 yılı ağustosunda Nuri Bey'in doğduğu yer olan Divriği'ye uçarak gidip gelmişti. Halkı da heyecanlandıran bu tür gösterilerin yararlı olduğunu düşünen Nuri Bey, Eylül ayında 12 uçaklık bir filoyu, Bursa, Kütahya, Eskişehir, Ankara, Konya, Adana, Elazığ ve Malatya rotasında uçurarak halka kendi tayyarelerimizle göklerimizi kendimizin koruyabileceğini göstermek ve onlara inanç vermek istemiştir. Nu.D.38 tipi yolcu uçağı, tamamen Türk mühendis ve işçilerinin ortaya çıkardıkları Türk tipi bir uçaktır. 6 kişilik yolcu uçağının çift pilot kumandası bulunmaktadır. Saatte 325 kilometre hız yapabilmekte ve 1000 KM uçabilmektedir. Türk Hava Kurumu, Nuri Demirağ'ın fabrikalarına sipariş vermiş olduğu bu uçakları almaktan vazgeçmiştir. Demek ki ilk devrim arabaları hadisesi 1937 de yaşanmış.