Değerli okurlar.
Ağustos sıcağında hararetinizi yükseltmek istemezdim ama ne yazık ki ülkemizde beslenen “zihinsel düşünce özürlü”, okumuş/yazmış aydınımsı –aydın diyemiyorum- Çağdaş ve Laik bazı STK yöneticilerinin açıklamalarını gördükçe ister istemez kan beynimize hücum ediyor.
Meşhur hikâyedir, bilirsiniz. Çocuğun biri hırsızı yakalayıp babasına seslenir: “Baba, hırsızı yakaladım.” Baba oğluna seslenir : “Getir Oğlum!” Oğul cevap verir: “Gelmiyor.” Baba da cevaben “Oğlum, madem gelmiyor, sal gitsin!” der. Oğlu seslenir: “Salıyorum. Gitmiyor.” Bizim ülkemizdeki beyaz renkli çağdaş hırsızlar da böyle. Tutsan olmuyor, salsan olmuyor…
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, vazifesinin gereği ve çok haklı olarak önemli bir hatırlatma yaptı. “Din ve ibadet özgürlüğü” açısından çalışan ve öğrencilerin en önemli farz ibadetlerden (erkekler için) olan Cuma namazını eda edebilmeleri için idarecilere ve işverenlere çağrıda bulundu: “İşveren ve idarecilerimize sesleniyorum. İş yerlerimizdeki mesai saatleri ve okullarımızdaki ders programlarını Cuma namazı kılmak isteyen öğrenci ve işçilerimiz için Cuma namazının vaktine göre düzenleyelim.”
İnancı ne olursa olsun akıl ve ruh sağlığı yerinde olan her insanın takdir etmesi, destek olması gereken bu açıklama, ne yazık ki bizim ülkemizde yaşayan tarih öncesinde kalan gerici ve azgın azınlığın tepkisini çekti.
Üç örnekle yazıya devam edelim.
Bendeniz de yeni öğrendim. Meğer Türkiye Kadın Dernekleri diye bir federasyon varmış… Mezkûr federasyon yöneticileri İslam Dini konusunda ne kadar cahil olduklarını da ayniyle beyan etmiş. Kadınlara farz olmayan bir ibadet konusunda kendilerini hiç ilgilendirmediği halde laiklik adına topa girmişler.
Kadın Dernekleri Federasyonu: “Cuma hutbesinde iş ve okul saatlerinin namaz vaktine göre ayarlanmasını isteyen Diyanet’e sesleniyoruz. Bir daha hutbede laiklikten uzak düşüncelerinizi empoze etmeye yeltenmeyin.” Diyerek, üstü kapalı bizleri tehdit ediyor.
İkinci örnek, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği. Malum zevata göre “Mesai saatlerinin Cuma namazına göre düzenlenmesi laikliğe aykırıymış.”
Din, vicdan, ahlak, ibadet ve düşünce özgürlüğünü esas almayan Türkiye tipi laiklik, Kemalizm dinine dönüştü. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Kemalizm’in arkasına saklanarak laikliği savunduğunu söylerken aslında Müslümanlara yaşam hakkı tanımayan totaliter ve faşist bir rejimi savunuyor.
Üçüncü örnek de Demokratik Alevi Dernekleri Genel Merkezi’nin bildirisi: “Hükümet Türk tipi İslam ve şeriat inşa etmeye çalışıyor. Eğitim dinselleştiriliyor. Mahkemeler yakında şeriat fetvalarına göre karar verecek. Ülkedeki tüm sekülerler (laikler) şeriat tuzağına karşı uyanık olmalı…”
Şeriat ve ilmin kapısı, Haydar-ı Kerrâr Hz. Ali’nin (kv) mübarek ismini kullanan Ali’siz, İslam’sız; Alevi Derneklerine göre eğitim dinselleştiriliyormuş, şeriat, tuzakmış… Bak sen hırsıza…
Yukarıda saydığım üç örnek üzerinden şunu söylemek isterim. Dindarlara laiklik adı altında düşmanlık yapan seküler zihniyet sahipleri için deniz bitmiştir. Şeriat, tuzak değil inancımızdır. Bunu kafanıza sokun. Namaz kılanlara kolaylık sağlamak laikliğe aykırı değildir. Sadece sizin zorunuza gidiyor. Allah’ın davet ettiği Sırat-ı Mustakîm yolu olan İslam şeriatine saygı göstermeyi de öğreneceksiniz…
Şimdi gelelim bizim cenâha…
Filenin sultanları şampiyon olmuş diye, Bayanlar Voleybol Millî takımıyla, taraftarı olup tuttuğu futbol takımıyla veya Mete Gazoz’la gurur duyan ve maharetmiş gibi her yerde haber paylaşan Milletvekillerimiz, idarecilerimiz, yöneticilerimize sesleniyorum.
Cuma Namazı üzerinden dine, diyanete hakaretler edilirken ve bütün bunlar gözünüzün önünde olurken sizin sesiniz niye çıkmaz? Tayyip Bey’den talimat mı bekliyorsunuz?
Asıl soruyla kapatalım… Hz. Muhammed’in şeriatine göre Cuma, Hz. Musa’nın (as) şeriatine göre Cumartesi, Hz. İsa’nın (as) şeriatine göre Pazar günleri tatil günüdür.
Eğer ki, bu ülkeyi Yahudiler ve Hıristiyanlar yönetseydi ancak böyle yaparlardı… Konu İslam olunca Laiklik tehlikede öyle mi?