( İnsanlığın Yeni Bir Sisteme İhtiyacı ) 

                        Yaşadığımız çağda çok net olarak görülmektedir, yaşayarak görmüşüzdür ki, 

                        KÜRESEL BEŞERİ SİSTEMLERİN TÜMÜ İFLAS ETMİŞ, EN İYİ KABUL EDİLENİ BİLE İNSANLIĞA SAADET VE HUZUR GETİREMEMİŞ, getirmemiştir. 

                        Küresel beşeri sistemler insanlığa silahlanma, savaş, işgal, soykırım, göç, umuda yolculuk sonucu denizler de boğulma, sömürü, açlık, yoksulluk, taciz, tecavüz, yalan, algı, manipülasyon, vurgun, soygun, hırsızlık, adaletsiz bölüşüm, sınırsız üretim, sınırsız tüketim, lüks, israf, çevrenin acımasızca tahribi, doymayan mide ve göz, her türlü gayriinsani ahlaksızlık, kan ve gözyaşı getirmiş,  

                       Necip Fazıl’ın dediği gibi: “Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul” adaletsizliğini hakim kılmış, 

                       Bir kısım insanlar ve devletlere alabildiğine güç ve zenginlik sunarken, kahir ekseriyetine zayıflık ve fakirlik sunmuş, insan neslinin yapamayacağı, yapmaması gereken, İNSANLIK VE FITRAT DIŞI  her türlü kötülüğe, ahlaksızlık ve azgınlığa yol açmış, birçok insanlık dışı yaşam tarzına meşruiyet kazandırmıştır. 

                      Kısaca, başta vahşi kapitalizm olmak üzere, küresel beşeri sistemler, DÜNYAYA ADALET GETİREMEMİŞ, dünyayı hakça bir düzen ile idare etmeyi başaramamıştır. 

                      İNSANLIĞA BARIŞ, KARDEŞLİK VE ADALETİ EGEMEN KILAMAMIŞTIR. 

                      Küresel sistem SOS ve KIRMIZI ALARM vermekte, insanlık inim inim inlemekte, değişmesi için “ACİL ÇAĞRI” sesleri dünyanın her yerinde duyulmaktadır. 

                     YENİ BİR DÜNYA DÜZENİNE ACİLEN İHTİYAÇ VARDIR. 

                     Aksi halde dünya hızla felaket ve yok olmaya doğru koşar adım gidecek, gitmektedir. Adeta dünya, KIYAMETE ZORLANMAKTA, insanlık kendi kıyamet ve sonunu hazırlamakta, hızlandırmaktadır. 

                    Yeni dünya düzeni; mevcudun bütün aksaklıklarını ortadan kaldıracak, insana ve insanlığa yaraşır, doğasına, tabiat ve fıtratına uygun olacak, kardeşlik, barış ve adaleti temin edecektir, etmelidir. 

                   Yeni düzen, “adil “olacak, adaleti temel alacak, dünyadaki bütün ülkeler “ADALET CUMHURİYETLERİ” kuracak, her biri birer “Adalet Cumhuriyeti” olacaklardır. 

                  Sözkonusu bu “Yeni dünya sisteminin” temel vasıfları, bir nevi yeni dünya düzeni manifestosu olan  özellikleri şunlar olmalıdır: 

                 -Bütün devletler  “saldırmazlık” antlaşması imzalayacak, barışı ve insanlığın,  “insanlık kardeşliğini” esas alacaklardır. Zira tüm insanlık akrabadır ve insanlık kardeşidir, tek millet, tek kavim, “ADEMOĞULLARI” KAVİM VE KABİLESİNDENDİRLER. 

                - Her insanın ve tüm insanlığın “CAN, NESİL, AKIL, MAL VE DİN EMNİYETİ” sağlanacaktır. 

                -Zalim devletler ZULME SON son verecek, işgal ettiği tüm toprakları asıl sahiplerine iade edecek, verdikleri zararı, bir pilan ve pıroğram dahilinde TAZMİNAT olarak ödeyeceklerini taahhüt edeceklerdir. 

               - Yaratılıştan gelen tüm temel İNSAN HAKLARI insanlığa sunulacaktır. 

               - KİM OLURSA OLSUN ZALİMİN KARŞISINDA, MAZLUMUN YANINDA olunacak, zalim kim ise, insanlık topyekün ona karşı duracaktır. 

               -Yeni düzen “İNSAN VE ÇEVREYİ MERKEZE ALACAK” insana ve tüm canlılara hayat hakkı tanıyacak, çevreyi gözü gibi koruyacaktır. 

                 -Her devlet kendi YERLİ ve MİLLİLİĞİNİ koruyacak, inanç, dil ve kültürünü muhafaza edecek, çeşitlilik korunarak, Yaradan’ın Ayetleri ve insanlığın zenginliği  olarak görülecektir. 

                 -Dünyanın kaynaklarının sınırlı olduğu gerçeğinden hareketle, SINIRSIZ ÜRETİM VE SINIRSIZ TÜKETİME son verilecek, sınırlı olan kaynaklar kadar, sınırlı üretim ve sınırlı tüketim ekonomisine geçilecektir. 

                 -LÜKS ve İSRAFA son verilecektir. 

                 -Mal ve servet biriktirmeye son verilecek, insanlığın ihtiyaçları öncelenerek dağıtılacak ve ihtiyaçlılarla PAYLAŞILACAKTIR. 

                 - İnsanca yaşam sağlanacak, AÇ ve YOKSUL bırakılmayacaktır. 

                 - Yardımlaşma, dayanışma, infak ve bölüşme esas alınacak, “Ben” merkezli zenginleşme değil, “Biz” merkezli PAYLAŞMA hakim kılınacaktır. 

                 - FAİZ ve haksız kazanca, paradan para kazanmaya son verilecek, ALIN TERİ, üretim ve hizmet bedeli geçerli olacaktır. 

                - İnsan AKLINA  ve SAĞLIĞINA zarar verecek hiçbir ürün, üretim ve hizmete izin verilmeyecektir.  

                -Yatırımlar, kamu ve özel kaynaklar, başta ziraat ve hayvancılık olmak üzere, ÜRETİME yönlendirilecek, üretim zaruri ve temel ihtiyaçlara yönelik olacak, LÜKS ve KONFORA tek kuruş harcanmayacaktır. 

                -ULAŞIM hava, deniz ve demiryolu ağırlıklı olacak, kısa mesafe kent içi ulaşımda bisiklet gibi yakıtsız araçlar öne çıkarılacaktır. 

                - Bollukta bile KANAAT ve TASARRUF temel hareket noktası olacaktır. 

                -Kişisel mülkiyetten ziyade, toplumsal mülkiyet, ORTAKLIK ve üretim  öne çıkarılacak, ziraat arazileri korunacak, toprak işleyenin olacaktır. 

                -Herkesin HÜRRİYETİ, başkasının hürriyetine zarar vermeyecek, ferdin hürriyeti, başkasının hürriyetinin başladığı yerde bitecek, hürriyet sınırlarına asla tecavüz edilmeyecektir. 

                - Gayri insani, insana, insan yaratılış ve FITRATINA ters yaşam tarzı olmayacak, insanca yaşam esas alınacaktır.  

                -Kamu ortak alanlarında  “Açılıp saçılmada sınır olur, örtünmede sınır olmaz” insani pırensibi geçerli olacak, insanların hayvanlardan farkı ve yaşam tarzı korunacak, kamu ortak alanlarında aleni zina ve zinaya giden yollara izin verilmeyecektir. 

                -Kasten can alma ve zorla tecavüze İDAMLA olacak, kısasa kısas uygulanacaktır. 

                - Erkeklerin kadına, kadınların erkeklere ŞİDDETİ (şiddet şekillerinin tümü esas alınarak) sonlandırılacak, eşitlik değil, aralarında ADALET sağlanacaktır. 

                - EVDE ÇALIŞAN KADINLAR sigortalanacak, belli bir maaşa bağlanacak, evlilik, çocuk yetiştirme  ve aile hayatı teşvik edilecek, desteklenecektir. 

                -Diyanet MUHTAR hale getirilecek, siyasetten arındırılacak, siyasetin memuru olmaktan çıkarılacak, tüm inançlar temsil edilecek ve korunacaktır. 

                -Diyanet, eğitim,  adalet, iç ve dış güvenlik ve ilim kurumlarına siyaset girmeyecek, tarafsızlığı korunacaktır. 

               -Tartışmalı tüm tarih konuları, farklı görüşteki tüm Tarihçi  ilim adamlarının oluşturduğu bir kurulda tartışılacak ve bir daha tartışma, ayrışma ve politika malzemesi olmayacak şekilde gerçekler ortaya çıkarılacak, Tarih tartışma siyaset malzemesi olmaktan kurtarılacaktır. 

              Yeni dünya düzeninin kurucuları, canavar Batı medeniyeti olamaz, olamayacaktır. 

              Çünkü bütün medeniyetleri barbarlık, kan ve sömürü olmuştur. 

                Bu sistemi ancak, özüne, inancına, tarihine, kültür ve medeniyetine dönmüş Müslümanlar kurmalıdır, kurabilecektir. Zira Müslümanların, tarihsel tecrübeleri, uygulamaları, medeniyet birikimleri ve inanç ve kültür kodları buna müsaittir. Yeter ki öze dönebilsin, varlığının farkına varabilsin, silkinip, titreyip kendine gelebilsinler.