Öyle bir memleket düşünün ki toplanan verginin yüzde yetmiş sekizini ücretliler ödüyor. Geride kalan yüzde yirmi ikisi ellerinden geldiği kadar vergi kaçırıyor. Yalan ve riyakarlık diz boyu. Kardeş kardeşle yarım metre yer için konuşmuyor. Kavgalı. Ne büyüğün küçüğe sevgisi ne de küçüğün büyüğe saygısı kalmamış.
Toplumda anormal bir tüketim yarışı var. Komşusunun aç olması umurunda değil. Çocuk yetiştirmede kolej yarışı. Komşu komşu ile eğer fakirse bütün alakasını kesmiş. Gıybet haddi aşmış. “Bu olmaması gerekenleri daha sıralayabiliriz.
Böyle bir toplumun atalarına Mülkün sahibi dünyanın bütün nimetlerini vermiş. Bu toplumlar biri birileriyle harp etmeye başlamışlar. Onları sömürenleri mahvedeceklerine biri birilerini yemeye başlamışlar. Bir takım zengin ülkelerin kölesi olmuşlar. Gerekçelerini de Allah Rızası için. Bombayı atan da düştüğü yerdeki de Allah diyor. Çocukları bunları Allaha anlatıp şikayet edeceğim diyor.
İlk kıbleyi birileri param parça etme derdinde. Bir iki kişi dışında kimsenin umurunda değil.
Ramazanlarda gazetelerin dağıttığı mealler yıkanan dükkanlarda yer kurutması olarak kullanılıyor.
Eskiden namazı kazaya kalanların bugün huzura kabul edilmedik gibi bir anlayışları vardı.
Sonra ne oluyor? Belalar bir virüs geliyor ve Allah diyor ki sizin etrafı towerlarla çevrili Kabe’yi ziyaret etmeyin. Haccınızı istemiyorum. Medine’yi ziyaret etmeyin. Umrenizi istemiyorum. Cumanızı da istemiyorum. Çünkü siz bunlara layık değilsiniz. Yarın orucunuzu da istemiyorum. Bayram da yapmayacaksınız. Denecek gibi geliyor bana.
1999 Depreminde birinci uyarı gelmişti. Yapmayın bu yolunuz sıkıntılı diye .Anlamadık. Anlamak istemedik.
Sizin için zelil edici bir azap hazırladık emrinin dünyadaki sureti bu olmasın sakın.
Tövbe, tövbe ettiği şeyi bir daha yapmamaktır.
Bunları birilerini tenkit için yazmadım. Kendi nefsim için yazdım. Kendimi bu belalardan ders alıp toplayabilir miyim diye yazdım.
Şükür dille değil kalple olur.
Kaya mağaranın ağızını kapattı. Kabul olduğuna inandığımız bir amelimizi söyleyelim mi? Belki kaya kıpırdar da bu karanlıktan çıkarız.
Ben bu Korona virüsü böyle anlıyorum. Rahman Suresini bir daha bir daha okumaya başladım.