Türkiye içte ve dışta, özellikle de sanal alemde inanılması zor bir saldırı altında gerçekleştirdiği tarihinin dönüm noktası olan halk oylamasında, kolay olacağı sanılan büyük yarışta “göğüs farkıyla” zafere ulaşan bir ülke olmayı başardı yine…

Sanılmasın ki alınan oyda, iktidar partisi dışında bir katkı oldu…

MHP ve Güneydoğu Anadolu halkının çok az oyu dışında, destek gelmedi, aksine köstek, inanılmaz boyutlara ulaştı...

Her on yılda bir silahlı vesayetle iktidar değiştiren bir anlayışa zemin hazırlayan darbe anayasası ki işine gelen gelmeyen partileri kapatıp ülkeyi yıllarca geriye götüren bir sistemin peşine takılıp kendilerini dahi inkara kalkan partilerin topyekun desteğine rağmen, beklenenin altında oy farkıyla da olsa, kazanarak ülkenin kaderini değiştirecek “her alanda kendi göbeğini kendi kesecek bir güç” elde etmiş olmanın büyük ve taşınması kolay olmayan sorumluluğu bindi, iktidarın sırtına…

Bundan sonra ve bu moralle mesajı doğru anlayarak, yorumlayarak adım atmalı ve yoluna öyle devam etmelidir...

Sistem değişikliği hiçbir seçime benzemez.

Bu sadece ülkemizde değil, benzer olaylar yaşamış Batılı ülkelerde de zor geçmiştir...

Deniliyor ki eksiği çok bir anayasa değişikliği…

Her yeni olayın eksiği olduğu ya da risk taşıdığı gerçek…

Ancak bunların düzele değişe, en mükemmele ulaşacağına örnek ülke çok…

Başkanlık ya da yarı başkanlık gibi sistemlerde bünyeye uymayan hangi madde varsa düzeltilerek, kendileri açısından en düzgün olan anayasaya ulaşmış ülkelerde olduğu gibi bizde de uygulamalar gelecekte neyi gösterir, şimdiden kestirmek güç…

Ama şurası muhakkak ki yeni sistem kısa sürede, eski sistemin taşıdığı tüm risklerin ortadan kalktığını gösterecek... 

Ülkemiz için de kaygı duyulan maddelerin giderken, yani “kervan yolda düzülürken” düzeltilmesinin önünde hiçbir engel yok…

Bu ülke büyük ülke haline gelsin istenilmiyor…

Bunun önüne geçmek adına son 15 yılda denenmedik yol ve yöntem bırakmadılar…

Her defasında kurtularak, halk kendine yakın gördüğü bir anlayışı destekle içte ve dışta bunu içlerine sindiremeyen güçlerin oyunlarını bozdu, bozmaya da devam ediyor...

Zafer sarhoşluğu yerine niye bu kadar sıkıntı veren bir sonuç çıktığının hesabını yapmak düşer AK Parti’ye, bugünden gayri…

Böyle yapmakla tadı çıkarılır, bu zorlu maratonda birkaç adım da olsa ipi önde göğüslemenin…

Türkiye’nin güçlenmesini içine sindiremeyen ve değişimin gerçekleşmemesi için tüm güçlerini kullanan iç ve dış mihrakları, yüzde 60 ve daha farklı şekilde kazanmak bu denli üzmezdi…

Kara saplı bir hançer gibi acısı oturdu yüreklerine, kolay kolay da dinmez…

Şimdi atıp sevinci-kederi bir yana, ne demiştik “Her iki sonuçta da kaybeden olmasın kazanan Türkiye olsun.”

Nitekim öyle oldu…

Yarın hiç oylama olmamışçasına sarılalım işimize ve birbirimize…

Gerisi ülke düşmanlarını sevindirir ancak…

Başka Türkiye yok.

Kazanan odur ancak…