Ayakkabıcılariçi’nin yıllanmış ve sayıları az kalmış esnaflarından biridir Arnavut Halil…
Bir ara danası kaybolmuştu…
O düşünürken eli şakağında derin derin dükkanında danasını…
Orhan Cami emekli ser müezzini Hasan Çolak bir namaz sonrası “Danası kaybolan biri varsa bana gelsin” diye anons yapmıştı…
Baktım bizim Arnavut düşünceli…
Sordum “Nedir bu halin!”
Cevap verdi; “Danam kayboldu, bulamadım…”
Hemen Hasan hocanın anonsunu hatırlattım…
Gitti ve danasına kavuştu…
Bir de baktım, alacakaranlık bir sabah vakti evin zili çalıyor…
Elinde koca bir süt bidonu…
Kızım Şeyma yeni doğmuştu…
Meğer ona getirmiş…
Şimdi her görüşte Şeyma’yı sorar, “Büyüdü mü” diye…
Gazeteye bir ilan getirdi dün…
Bir akrabası vefat etmiş…
Bugün 5. Sayfamızda taziye ilanı var…
Diyelim o koca Arnavut’a eylesin rahmet Mevla…
Arnavut Halil’e ise hatırlatalım istedim yıllar sonra, dana yaşıyorsa sana düşen görev var…
Bu duygularla gitsin istedim Bizim Bahçe’nin sümbülleri, bir zamanlar gazetemizde “Ünlü pehlivan Kel Aliço’nun hayatını” yazmaya niyetlenen Arnavut Halil’e…