Kıymetli okuyucularımız bilir; özellikle kentsel dönüşüm, deprem güvenli şehir ve Sapanca Gölü’nün korunup kollanması konularını sık sık bu sütunlardan gündeme getirir, konuların takipçisi olduğumuzu ve takibe devam edeceğimizi dile getiririm…
Malumunuz Sapanca Gölü’nde, son dönemde yaşanan aşırı kuraklık yanında bilinçsiz su kullanımı nedeniyle, tarihi denilebilecek oranda çekilme yaşanıyor…
Bu da Sakarya’nın yaşam kaynağının kuruduğu anlamına geliyor ki değil gerçekleştiğini görmek, düşünmek bile ürkütüyor…
Dünyanın, içme suyu olarak kullanılabilen nadir göllerinden biri olan ve deyim yerindeyse pamuklara sarılıp saklanması gereken Sapanca Gölü’nün değerinin bilinmeyerek hoyratça kullanılmasıyla ve de kuraklık da üstüne eklenince, bugün gelinen düşündürücü nokta sürpriz değildir, hiç şüphesiz…
Yapılması gerekenler bellidir…
Oturup sadece yağmur ve kar yağmasını beklemek ne doğrudur ne de gerçekçi…
Çevre bilimcilerle bir araya gelinmeli, yetkili etkili herkes şapkasını önüne koyup düşünmeli ve mühür elinde olanlar artık harekete geçmelidir…
Sapanca Gölü’nün korunmasının ne derece hayati önem taşıdığı dikkate alındığında, yerel yönetimlerin yalnız bırakılmaması, milletvekilleri başta olmak üzere Ankara’daki Sakarya lobisinin artık elini değil gövdesini taşın altına koyması yalnızca görev değil, bu şehrin ekmeğini yemiş, Çark suyundan içmiş herkesin borcudur…
Bu duygu ve düşüncelerle, su gibi aziz bir nimetin korunup kollanması ve yaşatılması adına ses çıkaracak, kafa yoracak, mesai harcayacak, emek verip bu yolda harekete geçecek herkese ve her kesime Bizim Bahçe’den “Nilüferler” gönderelim istedik…