CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yıllardır kendi ifadelerine göre “bir dizi adaletsizlik” varken ülkenin gündeminde, neden kalkıp suçluluğu yargılanması sonrası sabit görülüp hapse mahkum edilen tek bir gazeteci için, son yılların en kavurucu sıcaklarında yollara düştü dersiniz!

“Adalet” sadece ona değil, tüm insanlık için olmazsa olmaz ve uyulması gerekli kaideler arasında başta gelir...

Böyle bir olayı tek kişi adına sulandırmak, bırakın insanlığı, bu kavrama yapılmış en büyük saygısızlık olsa gerek…

Üst üste girdiği her seçimi kaybeden bir genel başkan olarak kendisini beklemediği anda partinin patronluğuna yükselten güce olan vefa borcunu, geç de olsa yerine getirmenin yanında, sıkıştığı ve de sıkıştırıldığı bir dönemden, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ancak ve ancak böyle bir yolla kurtulabilirdi!

O da bir üst akıl projesiyle düştü yola, elindeki sopanın ucundaki söze değil, “Ben bu beladan nasıl kurtulurum?” hesabı içerisinde yürüyor...

Merhum Süleyman Demirel yaşasaydı, sanırım “Yollar yürümekle aşınmaz ha gayret İstanbul’a az kaldı” derdi bir ihtimal…

Dünya ve ülkemiz kıtlık dönemi öncesi elindeki silah gücü ile derebeyliğe soyunan emperyalist ülkelerin hain tuzaklarına karşı içte ve dışta olağanüstü mücadele verirken; anlayacağınız “koyun can, kasap et derdinde” iken, kalkıp et peşine düşen CHP liderinin sonu gelmek üzere olmalı ki, DHKP-C gibi eli kanlı bir örgütün marşı eşliğinde yürüyor yollarda…

Okuyunca haberi insanın inanası gelmiyor...

Bir de kalkıp CHP’ye iyi gözle bakmayan ve de oy vermeyenlere “Niçin CHP’ye oy vermiyorsunuz? Söyleyin de bilelim” diyebiliyorlar.

Beyler iktidarda kim olursa olsun…

Bu Tayyip, Kemal, Ahmet, Mehmet meselesi değil; İslam aleminin son kalesi Türkiye’yi bölüp yutma projesidir...

İstedikleri gibi bir Türkiye son yıllarda farklı bir anlayış ve milli bir politika ile giderek ellerinden kayıp gidiyor...

İçerde işbirlikçiler, dışta ülkemiz düşmanları ile kol kola girip çeşitli ve karşılanması zor tuzaklar çevirmeleri bundandır…

Zira mağrip ülkelerinden başlayıp tek tek yıkıp yakarak geldikleri Ortadoğu ile çıkara dayalı ilişkileri var…

Amaçlarına ulaşmak için önlerinde tek engel olarak Türkiye’yi görüyorlar…

O nedenle tuzaklar, tezgahlar, oyunlar peş peşe sıralanıyor…

Görülüyor ki oyunları tutmuyor, tutmayacak da…

Onların zulmü zevale dönüştüren acımasızlıklarını yok edecek bir hesap günü geleceğine yürekten inanıyoruz...

Bu sıcak günlerde iktidarın değil, ülkesinin yanında olması gereken parti; yasadışı örgütlerin yangınına su yerine ellerinde benzin bidonları ile gidip karışıklık çıkarmak adına yollara düşüp ucuz kahramanlıklarla bu halkı kandırabileceğini sanıyor!

100 yıldır aldandılar, yine aldandıklarını görecekleri günler gelecek…

Tahriklere yer vermeden ve oyunlara gelmeden sabırla hareket etmek, özellikle şu dönemde kaçınılmaz olmalıdır…

Sonunda murada erenlerin, sabredenler olduğu bilinir...

Ülkemizin içte ve dışta oluşan sorunlarının üstesinden gelmesi için birlik ve beraberlik şart…

O nedenle diyoruz ki; yenemiyorsan hırsını bari gölge etme, başka ihsan istemez!

Türkiye bu sıkıntıları atlatacak güce sahip…

Bunu içerde olmasa da dışarıda bilip şimdiden türlü saldırılarla bu cennet vatanın üstüne gelenler, bu defa kay-be-de-cek-ler!

Bu inançla ülkemize hizmet adına yola çıkmış, gövdesini siper etmiş herkese ve her kesime, ayırım yapmaksızın kolaylıklar ve zaferler diliyoruz...