Ülkemiz, kuzeyde ve güneyde devam eden savaşlar ve çatışmalar arasında, izlediği akılcı yol ve stratejik hamleleriyle, son yılların bölgesinde oyun kurucularının başında geliyor…
Katil İsrail’in bölgede estirdiği terör yanı başımızda sürüp giderken, ülkemizin her zamankinden çok daha teyakkuzda ve dikkatli olması gerektiği, bilinen bir gerçektir hiç şüphesiz…
Değerli düşünce adamı, Yusuf Kaplan dün, İsrail’in asıl hedefinin Türkiye olduğunu ifade ettiği önemli bir yorum kaleme almış…
Sizlerle de paylaşayım istedim bu önemli tespitler içeren “İsrail’in asıl hedefi Türkiye’dir; peki, Türkiye, İsrail’e nasıl diz çöktürebilir?” başlıklı yorumu…
Önce okuyalım, sonra diyelim son sözümüzü…
“Başlangıçta Napolyon vardı,” diye yazar Thomas Nipperdey 19. yüzyılda Alman dehasının nasıl fışkırdığını anlatmak için. Napolyon savaşları, Almanya’yı (Prusya’yı) kasıp kavuşmuş, Almanlara unutamayacakları yenilgiler tattırmıştı.
Almanya, büyük sarsıntıyı aşmak için her alana yön veren bir Alman ruhu inşa eden büyük atılımlarla toparlanıp ayağa kalkıyor ve Avrupa’nın kaderini değiştirecek düşünce, müzik ve eğitim devrimlerine imza atıyor.
İsrail’in Filistin’de başlattığı, şimdi Lübnan’a yaydığı işgal ve soykırım da İslâm dünyasının İslâm’ın ruhunu keşfetmesine, silkinip kendine gelmesine ve her alanda diriltici bir hamle geliştirerek tarihin akışını değiştirecek bir medeniyet yolculuğuna çıkmasına imkân tanıyabilir mi acaba?
İsrail’in Lübnan’ı işgal etmesi, İran’la füze atışmaları yapması, Ortadoğu denkleminin bilinmeyenlerini artırmaya yarıyor esas itibariyle.
Gazze’de katliamın sona erdirilmesi sağlanmalı ve İsrail’in serseri mayın gibi her yeri işgal etmesi derhal durdurulmalıdır!
İSRAİL’İN HEDEFİ: TÜRKİYE!
ABD, Çin, Avrupa devletleri Doğu Akdeniz’i silah deposu hâline getirdiler. İngilizler, Kıbrıs’ta Rum kesimindeki üslerinden İsrail’e askerî destek veriyor. Rum kesimi de silah deposuna dönüştürüldü. Girit adası bile!
Kıbrıs’tan, terör örgütleri üzerinden ve Suriye sınırları içinden Türkiye’ye saldırı planları yapıyor İsrail terör devleti.
Ama bu kaşındığı anlamına gelir.
Cevabını çok ağır alacaktır Türk ordusundan!
Asıl hedefin Müslüman Türkiye olduğunu altını çizerek yazdım kaç kez!
Türkiye, İsrail’e nasıl diz çöktürebilir, meselesi üzerinde kafa yormalıyız.
Şunu bir tarafa yazın: İsrail’in asıl hedefi Türkiye’dir.
Orta ve uzun vadede Türkiye’yi vurma planları yapıyor Netanyahu denen türedi!
Batılılar da sonuna kadar destekliyorlar İsrail’i!
Ancak şunu bilelim: Türk ordusu her tür saldırıya karşılık vermeye, Türkiye’ye saldırma cüreti gösterecekleri cehenneme göndermeye hazırdır!
Mehmetçik çünkü: Muhammed’in ordusu o!
İslâm’ın bayraktarı.
Nerede o Mehmetçik diye sormazsınız umarım!
İRAN-İSRAİL SAVAŞ OYUNU!
Ama harala gürele savaşa girmek yanlış bir strateji olur. Gerektiğinde savaşa hazır olmalıyız ama savaştan daha iyi sonuç alınmasını sağlayacak stratejik hamleleri henüz yapmış değiliz.
Önce şunu bilelim: Türkiye, tuzağa düşürülerek savaşa sokulmaya çalışılıyor. Savaştan filan çekinmiyoruz. Asla! Ama savaşmadan kazanmanın yollarını bulmalıyız öncelikle.
İsrail’in nasıl bir strateji izlediğini iyi bilmemiz lazım: Lübnan’ı vurarak İran’ın önünü açıyor. İran da ona karşılık vererek İsrail’in önünü açmış oluyor… Böyle bir gizli oyun oynanıyor sanki!
ABD Başkanı Biden’ın konuyla ilgili açıklaması buradaki gizli oyun’u açıklamaya yetiyor. Biden, İsrail’e “İran’ın nükleer tesislerine saldırıyı desteklemiyorum. İran’a orantılı cevap verilmeli.” diyor!
İran’ı ne kadar da düşünen bir ABD Başkanı bu Biden, öyle değil mi?!
İsrail, Türkiye’ye önce kendisi saldırmayacak. “Köpeklerini” üzerimize salacak: PKK’yı, IŞİD’i, Haşdi Şabi katillerini… Irak’ta ve Suriye’de sayıları 2 milyonu aşan masum sivili katletti bu kukla örgütler! Nasrallah’ın kendisinin Rusya’nın İran’ın Suriye’ye yerleşmesini nasıl sağladığını ve Sünnîleri Rusya’yla birlikte nasıl katlettiklerini ballandıra ballandıra anlattığı videolar çıktı gün ışığına!
Türkiye, PKK’nın / YPG’nin saldırtılmasını beklemeden çok büyük, ölümcül bir darbe vurmalıdır PKK / YPG kölemenlerine!
İSRAİL’İ DURDURMANIN YOLU: KAMPSAMLI STRATEJİK KUŞATMA
Türkiye, İsrail’i diplomatik olarak yenecek zekice stratejiler geliştirmeli her şeyden önce. Mısır, Suriye, Irak, Ürdün, Katar ile hem ortak stratejik hem de ortak askerî projeler geliştirmeli, İsrail’in bölge üzerindeki diplomatik ve psikolojik kuşatmasını yarma harekâtları yapmalı.
Önce İsrail’i jeo-ekonomik, jeo-stratejik ve jeo-kültürel müşterek projelerle kuşatma altına almalı.
Bölge ülkelerini hem İran’ın hem İsrail’in hem de Batılı emperyalistlerin boyunduruğundan kurtaracak müşterek kuşatma projeleri geliştirmekten geçiyor bunun yolu.
Mısır’la kurduğumuz stratejik ilişki, bu açıdan tarihî önemi hâiz.
Suriye, Katar, Libya ve mümkünse diğer Körfez ülkeleriyle bu stratejik ilişkiyi sağlam temeller üzerinden yükseltmeliyiz.
Türkiye’nin savunma sanayisinde yaptığı büyük atılım ve devrim, söz konusu ülkelerin Türkiye’nin yapacağı bu stratejik hamleye destek vermekten başka seçenekleri olmadığını göstermesi bakımından çok önemli. Bu çok iyi anlatılmalı onlara. Çünkü İsrail hepsini un ufak edecek eninde sonunda yoksa…
Adım adım işgal edip destabilize edecek, kaosa sürükleyecek… Kartlar yeniden karılacak ve yeni kukla, kölemen devletçikler kurulacak…
TÜRKİYE’NİN KUŞATMAYI YARMASI İÇİN GÜZEL BİR FIRSAT OLUŞTU
Türkiye’nin önüne tarihî bir fırsat geçti. Burada İran’ı da yanına alacak kapsamlı bir stratejik hamle geliştirmeli Türkiye. Burada biraz önce yazdıklarımla bir çelişki yok. Ben mezhepçilik yapacak kadar düşük biri değilim. Mezhepçiliği İran yapıyor, Suriye’de yarım milyon Sünnî Müslümanı katletti. Buna rağmen İran’ın Batılıların kucağına itilmemesi gerektiğini, yoksa İran’ın Türkiye’ye musallat edilmesinin ve böylelikle büyük Sünnî-Şiî çatışmasının kaçınılmaz olduğunu söylüyorum altını çizerek…
Mekke, Medine işgal edilme tehlikesiyle karşı karşıya!
Osmanlı coğrafyası işgal altında!
Hilâfet yok edildi. İttihad-ı İslâm’ın önü kesildi. İslâm dünyası köleleştirildi iki asırdır. Şimdi de birbirine düşürülmek isteniyor.
İran, kendi doğal ulusal sınırlarına çekilmeli. Bu konuda İran’ın bölgeye yayılmasını durduracak bölgesel ve küresel projeler geliştirilmeli.
Aksi takdirde, Şiî yayılmacılığı ve Pers imparatorluğu hayalleri İslâm dünyasını İran’ın kuşatmasına ve İslâm tarihinin başından itibaren Ehl-i Sünnet’in omurgasını oluşturduğu İslâm’ın omurgasını adım adım Şiîliğin şekillendirmesi savaşı verilerek İslâm’ın kaderini değiştirecek, geleceğini tarumar edecek İslâm-içi büyük savaşların önünü almak imkânsızlaşabilir. İran -tıpkı Türkiye gibi- kendi tabiî sınırlarına çekilmezse, İslâm dünyasının cehenneme dönüşmesi mukadder!
Bütün bu cehennemi; güçlenen, medeniyet iddiasını kuşanan Müslüman Türkiye önleyebilir sadece. Bunun için, Türkiye’nin güçlenmemesi, Anadolu yarımadasına hapsedilmesi, kuşatılması ve bölgenin geleceğinde yeniden tarihî bir rol oynamaya kalkışmaması amacıyla Türkiye dört bir taraftan kuşatılıyor. Bu kuşatmayı yaracak zekice ve uzun soluklu işbirliği projeleri geliştirecek tarihî derinliğe, güce ve etki alanına sahip Türkiye. Vesselâm.”
Ortadoğu’da ve hatta dünyada ülkemizin hem siyasi hem de konum itibariyle ne denli önemli bir rol oynadığı aşikardır…
Filistin, Lübnan, Mısır ve daha bir çok ülkede yaşananlar, şer odaklarının nihai hedefi olan Türkiyemizi karıştırmaktan başka bir şey değildir…
Yapmamız gereken, her zamankinden daha fazla kenetlenmek, bir ve diri olmaktır…
Bu duygu ve düşüncelerle, değerli düşünce adamı-Yazar Yusuf Kaplan’a ve siz değerli okuyucularımıza, Bizim Bahçe’den “Peygamber çiçekleri” gönderelim istedik…