Hüzün ve bayram kelimeleri, birbiriyle örtüşür kavramlar olmasa da içinde bulunduğumuz sıkıntılı süreçte bizi ister istemez böyle bir bayram kutlamaya götürüyor bu defa…
Bu doğrultuda kutlanan iki büyük bayramımız vardır Mevla’nın İslam alemine bahşettiği…
“Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş” olan Ramazan ayı evlere kapanmış olsak dahi rüzgar gibi gelip geçiverdi adeta…
Bayram günlerinin bilinen farklı özellikleri vardır hiç kuşkusuz…
-İnsanın içine manevî haz doldurur…
-Büyük-küçük herkesi aynı sevinci ve heyecanı yaşamaya götürür…
-Birkaç günlük de olsa aranan ve dahi özlenen bir kaynaşma ortamı sağlar…
-Sona ermese de dargınlıklar askıya alınır, selamlaşma başlar…
-Gerginlikler kalkar, kalpler yumuşar, yüzler güler…
-Hastalar akla gelir, ziyaret edilir hastanelerde, evlerde…
-Kabristanlar dolup taşar, dualar yükselir çınarlar boyu…
-Saldırganlık durur, ufak-büyük kavgalar yerini sükûnete bırakır…
Velhasıl dinî bayramlarımızın özelliği, kokusu, deseni ve rengi çok farklıdır…
Dayanışma ve yardımlaşma gibi insanî duyguları kırbaçlayan ve taşıdığı manevî iklimle gönülleri hoş eden günlerin adıdır bayram…
Dünyanın pandemiyle boğuştuğu şu günlerde hüzünlü de olsa bayrama kavuşmanın sevincini yaşıyoruz…
Bu duygularla başta Yeni Sakarya Gazetesi’nin vefakâr ve değerli okuyucuları, ülkemize ve İslam alemine hayırlar getirmesi adına Ramazan Bayramınızı kutlar, esenlikler dilerim…