Havalar mevsim normallerini atıp bir kenara, Ramazan günlerine serinlik taşıdı bir ay boyunca…
Oruçlu gönüllere ferahlık ve kolaylık sağlayan bir hava içerisinde rüzgar misali geçip gitti, insanlık adına üç müjdeli Ramazan günleri…
Kavuştuk Ramazan Bayramı’na…
İslam alemi, Mevla’nın kendilerine lütfu olan bayramı, her zamankinin aksine daha çileli, hüzünlü ve acılı bir şekilde kutluyor bugün…
Yeryüzünde nerede Müslüman var, orada gözyaşı zulüm, baskı ve işgaller yaşanıyor, sömürü almış başını gidiyor...
Bu doğrultuda dertli gönüllerden yükselen feryat, çığlık ve kederin önüne dün olduğu gibi bugün de Türkiye’den gayri bedeli ne olursa olsun set çeken, direnen ve “Bu böyle devam etmez” deyip gücü oranında karşı çıkan bir başka ülke yok…
Böyle olunca sıkıntılı bir süreçten geçiyor ülkemiz…
Sadece dışarıda değil, içerde de benzer olaylarla zayıflatılmak isteniyor, iktidarın şahsında bu cennet vatan…
Şu mübarek günlerde gerek sıla-i rahim, gerekse dinlenme ve tatil yapmak amacıyla yollara koyulan vatandaşın yolunu kesmek, eskiden eşkıyaların ve teröristlerin işiyken, bugün türlü bahanelerle ülkeyi karıştırmak ve bayramın tadını kaçırmak isteyen sözde siyasetçilerin işi haline geldi...
Başka nasıl izah edilir, şu mübarek günlerde ülkenin huzurunu kaçıranların hali…
İsteniyor ki bayram etmesin halkımız…
İnanıyorum ki, her seçimde oylarıyla “Eski Türkiye yok artık” mesajı veren sağduyu sahibi halkımız, yaklaşık 20 yıldır benzer oyunları bozan bir anlayışla bu oyunu da bozacaktır...
Bununla ve burada kalmayıp “Ağır tahrik kokan oyunlara gelinmesin” uyarılarına sadık kalıp, ibret ve hayretle izlediği bu son oyunun da sonunu getirecektir...
Halkımız, bayramın ruhuna ve iklimine uygun hareketle yine bugüne değin örneği görülmemiş bir tavır ve vakarla şu zor günlerde devletinin yanında olması gerekenlere dersini verecektir, hiç kuşkusuz...
Böyle olacağını gösterir hareketleri ile ağır ve dayanılması zor tahriklere aldırmayıp gelmiyorsa oyunlara, bu halka ancak ve ancak şapka çıkarılır, alkış tutulur...
Evet…
Gönül böyle hüzünlü bir yazı yerine bayram günlerine has coşkulu, mutluluk içeren bir yazı kaleme almayı isterdi elbette…
Ama hep böyle zamanlarda ülkenin ve halkının huzurunu kaçıracak türlü eylemlere yönelenlere -ister iktidar, ister muhalefet kim olursa olsun- söylenecek tek söz “yazıklar olsun” olur ancak…
Bilinsin ki ne yapsalar boş… Zira 15 yıllık süreçte yaşanan olaylar, böyle olduğuna en büyük karinedir ve de bundan böyle sürüp gidecektir...
Her olumsuzluğa ve zorbalığa rağmen ülkesini sahiplenen, köstek olmayıp destek olan sağduyu sahibi vatandaşlarımız başta olmak üzere, herkesin ve her kesimin bayramı kutlu ve her şey gönlüne göre olsun isterim…