Hiç olmadık zamanlarda nedensiz kötü duygular hissediyorsanız ilk üç, dört yaşınıza inmelisiniz. Kişide durduk yere huzursuzluk, korku, endişe, iç sıkıntısı, boğulacakmış hissi, değersizlik, sevilmeme, istenmeme, yalnızlık duygusu hatırlamadığınız bu yaşlarda oluşur. Hatta anne karnında da çocuk bu hislerin etkisi altında kalmış olabilir.
Sizden büyük kardeşleriniz, anne veya babanız o yaşlarınızda hangi hisleri yaşamışsa çocuğa o hisler geçer. Ve siz yetişkin çağa geldiğinizde ise o duygular ara sıra size kendini hissettirir. Siz de ne olduğunu anlamadan içimde öyle bir his var ki sanki kötü bir şey olacakmış gibi, göğsümü mengeneyle sıkıştırıyorlarmış gibi, hiçbir neden yokken değersizmişim, beni hiç kimse sevmiyor gibi cümle kalıpları kurmaya başlarsınız. Ve sebepsiz kısa bir buhranın içine düşersiniz. Durup dururken kaygılı, yalnız, öfkeli, huzursuz, sıkıntılı, darlanmış hissediyorum gibi şeyler söylersiniz. Bu gelip geçici bir hissiyattır. Fakat sık sık tekrarlanır.
Anneniz size hamileyken babanız ona güven vermiyor, öfkelenmesine sebep oluyor, değersiz, önemsiz hissettiriyorsa, birbirleriyle aşırı derecede kavga ediyorlarsa çocuğa anne karnında bu hisler geçer. Ve çocuğun yetişkinlik çağında sebepsiz yere o duygular karşısına çıkar.
Durduk yere bu tarz duygu geçişleri yaşayan kişiler, anne karnındaki ve hatırlamadığı dört yaşına kadar olan süreçte anne babanın duygularını araştırmalı, o duyguları adlandırarak yüzleşme yaşamalılardır. Kötü duygularla bilinçli olarak yüzleşip size aktarılan duygularla bağ kesme çalışması yaparsanız o duygulardan arınabilirsiniz.
Yüzleşme yaşayıp kötü duygularla bağınızı kesmezseniz kötü duygular size hiç olmadık zamanlarda sık sık gelir, kalıcılaşır. Hayattan tat alma kaliteniz düşer.
Sevgilerimle…