Şimdiye kadar dünyada ticaret dendiği zaman ya ürünü veya hizmeti görerek satın almak veya satmak olarak düşünülürdü. İnternetin ve sanal alemin bu kadar genişlemesi ve aşağı yukarı herkes tarafından kullanılması ticaretin bütün kaidelerinin tekrar yazılması demektir.
Hizmet ve ürün pazarlaması arasındaki farkın ne olduğu araştırmacılar tarafından detaylı bir şekilde incelenmesi mecburiyeti doğdu.
Hizmet satın almak isteyen müşterinin düşünce tarzını ve hizmet sektörünün işleyişini araştırdılar. Ancak, hizmet sektörünü geniş bir çerçevede tanımlayarak, "ürün" gibi görünen, bazı malların pazarlanmasında bile satışa sürülen ürünün ötesinde, bir insan ilişkisi, bir beklenti, bir duygu olduğuna da dikkat çekiliyor.
Yeni anlayış içinde ürün ve hizmeti beraber sunma gittikçe yaygınlaştığı aşikardır.
En belirgini ise büyük marketlerin internetten sağladıkları alış verişlerde eve teslim adı altında hizmet için ücret alınmaması görüşü.
"Ürün somut bir şeydir. Onu görür ve ona dokunabilirsiniz. Ama hizmet elle tutulamaz. Hatta çoğu zaman satın almadan önce yoktur bile. Bir kuaföre gittiğinizde, saçınızı önce kestirir sonra hizmeti satın alırsınız.
Dünya bu değişikliklerin sonucu ticaret artık görünmeyeni satmak başlığı altında teşkilatlanmaktadır.
Gerçi vaktiyle belki bu gün de içimizden bazıları Cenneti parselleyip görünmeyeni satmak konusun da tarihi gelişimin başlangıcı olmuşlardır. Hem de büyük para karşılığında ve himmet adı altında bu işi teşkilatlandırmışlardır. ABD de MARS gezegeninin parsellenmesine başlandı. Haberi olmayanlara duyurulur. Kıyamet koptuğu zaman Mars ta hesaptan kurtulacağına inananların büyük paralar ödeyip parsel aldıklarını görmekteyiz. Vaktiyle bir reye iki anahtar sloganı hala kulaklarımdadır.
Birilerinin eteklerine yapışıp kurtulma ümidinde ve inancında olanların bunu bir daha düşünmeleri tavsiyemdir. Çünkü vadettikleri şeyin sahibi vardır. Kurtulmanın veya Cennetin nasıl kazanılacağı gönderilen elçilerle ve kitaplarla anlatılmıştır. Allah ın ipine sarılmak. Başka yolu da yoktur.
Görünmeyeni Satmak günümüzde politikacıların en çok kullandıkları satış metodudur. Ana sermaye vaattir. Toplumu bu vaatlere ikna etmektir. Satılacak bir mal ortada olmadığına göre sermayeye ihtiyaç yoktur. Lacivert bir takım elbise yeterlidir. Burada yukarıda belirttiğimiz gibi güven satılması gereken birinci öncelikli bir meta haline geliyor. Bunu toplumda sağlayamayanların başarılı olamadıkları meydandadır. Sadece ayni fikirde ve görüşte insanların bir araya gelmeleri başarıyı getirmemektedir. Aksi düşüncede olanların ikna edilmeleri ve bu ortaklığa dahil edilmeleri ve liderin şahsi karizmasının ve geçmişinin ön planda olduğu görülmektedir. Birisinin söyleyip te tarihin tozlu sayfalarında yerini almış bir sözü de görünmeyendir. Onu gerektiğinde bu günün şartlarına adapte edip pazarlamak ve toplumu dizayn etmeye çalışmak da bir nevi görünmeyeni pazarlamaktır. Toplum bu tip düşüncelere pek rağbet etmemekte. Milli olan ve günün icaplarına göre fikirler ve düşünce insanlarına rağbet her gün biraz daha özlenmektedir. Dünya sermayesinin üzerimizde oynadıkları oyunlar artık gizli veya bir sır değil. Toplum bunların artık farkında ve kendisinin aptal yerine konmasına tahammül edememektedir.
Eski tip pazarlama metotlarının yerine yeni düşüncelere acilen ihtiyaç olması için gençlerin iyi analiz edilmeleri düşüncelerinin değerlendirilmesi ve bir metot haline getirilmesi şarttır. Genç nesil harplerle, salgın hastalıklarla ve uzun izaha muhtaç bir takım izm lerle uğraşmak istemiyor. Düz yaşamak ve fazla mücadele etmek işlerine gelmiyor. Bu KORONA hadisesinden sonra görüneni değil görünmeyeni satmak firmaların ve idarecilerin birinci önceliği olacaktır. Bunun hukuki ve sosyal alt yapısının bir an evvel hazırlanması gerektiği kanaatindeyim.
Bu konuda yeni bir kitap satışa sunuldu Harry Beckwith’ın Kitabı görünmeyeni pazarlama konusunda yazılmış en kapsamlı eserlerden bir tanesi belki de en iyisi. Tavsiye ederim.