Bu ilin sorunlarıyla dertlenen, bir ara Erenler’de Belediye Başkanlığı görevinde bulunan Ulvi Çavdaroğlu ile sohbet ediyoruz gazetede öğle saatlerinde…

Konumuz; her 25-30 yılda bir gerçekleşen ve de büyük yıkım ve acılara yol açan deprem…

İlimizin 1943, 1967 ve 1999 yıllarında olmak üzere her 25-30 senede büyük acı ve yıkımlar yaşadığı bilinir…

Çavdaroğlu, Çaybaşı Yeniköy hattında hissedilen ufak tefek hareketlenmeler olduğundan bahisle, “Ağabey bu konuda halkımızın uyarılması adına yorumlarda bulunursan iyi olur” dedi ve çekip gitti…

Çavdaroğlu’nun ayrılmasının üzerinden çok geçmemişti ki ilimizde de hissedilen Düzce merkezli 5.3 büyüklüğünde bir deprem çıkageldi…

Depreme hazırlık aşamasında neler yapılması konusunda eski bir belediye başkanı olarak ve tecrübelerine dayanarak son günlerde ufak da olsa birtakım sarsıntılardan söz ederek halkımızın dikkatini bu konuya çekmişti Ulvi Çavdaroğlu…

Sanki içine doğmuş olmalı ki gazeteden ayrılışının üzerinden çok geçmedi ve merkez üssü Düzce olan 5.3 şiddetinde bir sarsıntı ile irkildik…

Üç büyük depremde yaşanılan acıların tekrar edilmemesi adına son derece dikkatli ve yasalara uygun bir yapılaşmanın kaçınılmaz olduğunu hatırlatmaya bilmem gerek var mı…

Deprem mağduru bir ilde yaşamanın şekil ve şartlarına mutlak uyulması gerekir ki bu tür sıkıntılardan en az zayiatla kurtulabilelim…

Konuşmanın üstünden dakikalar geçmedi ki meydana gelen sarsıntı onun ne kadar haklı olduğunu gösteriyordu…

Yıllar sonra gelen bu büyük ihtarı dikkate alıp geleceği bu doğrultuda bina etmek zorundayız…

Sapanca-Hendek hattı derken şehrimizi de içine alan sarsıntı bir kez daha bize o unutulmaz acıları hatırlattı sıcağı sıcağına…

Dileyelim bu ilk ve son olsun desek de sarsıntılar bizi bırakmayacak anlaşılan…

O halde yapılacak bir şey var…

“Deprem değil binalar öldürür insanları” şeklinde Japon deprem bilginin sözlerini dikkate almak ve yapılaşmayı bu doğrultuda gerçekleştirmektir…

Bölgemize ve ilimize geçmiş olsun diyerek noktalayalım istedim bugün köşemizi…