Geçen hafta Cuma günü yerel gazetelerin manşetine asılan haberde bu ilin marka değeri Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın sözleri dikkati geçti, bir kez daha…
Ergün Atalay’ın “Kıdem tazminatımız bizim son kalemiz, kızımızın çeyizi, oğlumuzun düğün parası… Çünkü başka kaybedecek bir şeyimiz yok” sözlerine bakınca sanırsınız işçilerin alın teri karşılığı hak ettikleri kıdem tazminatı kalksın ortadan diyen birileri var….
Ne hikmetse ne o beni anlayabiliyor ne de ben onun bu sözlerine katılabiliyorum…
Sanki iki zıt kutup gibi bir türlü bir noktaya gelemez olduk…
Yıllar önce sosyal güvenlikten sorumlu Devlet Bakanı Necati Çelik ile bir Ramazan sahurunda Ankara’da birlikte olduk…
Konuyu ona da anlatıp çalışma barışını kolaylaştıracak, işçinin kıdem tazminatını devlet garantisi altına alacak, sigortasız işçi çalıştırmanın önüne geçecek, Batılı ülkelerde uygulanan sorunsuz bir modelin devreye konulması üzerinde durduk…
O gece Sayın bakan; “Biz hazırız ancak sendikalar buna karşı çıkıyor” demişti…
Aynı anlayış bugün de geçerli…
Yani Türk-İş ve Ergün Atalay cephesinde işçinin kıdem tazminatının devlet garantisi altına alınmasını istemeyen bir grup var sanki…
Ne hikmetse bu durumu ısrarla savunmaktadırlar ki “Kıdem tazminatının” yakın bir gelecekte ödenmesi açısından mahkemeye taşıyacak bir demode model üzerinde duruyorlar, çok ufak bir menfaat kaybı nedeniyle…
Özellikle orta ölçekteki işletmeleri dün olduğu gibi bugün de bu konuda son derece zor koşullar beklemektedir…
Eğer bu durum böyle sürüp giderse, sigortalı işçi dünyasından olumlu söz etmek mümkün olmayacaktır, hiç kuşkusuz…
Burada yegane çıkış yolu, kıdem tazminatı konusunu sorunsuz bir şekilde yürüten Batılı ülkelerdeki gibi bir modeli uygulamaktır ancak…
Yıllarca çalıştırıp emeğinin karşılığı ile sosyal haklarını zamanında ödeyen işverenleri içinden çıkılmaz bir büyük sıkıntı beklediğini belirterek, sendikaları bir kez daha hükümetle masaya oturmaya, bu kronik sorunu halletmeye davet ettiğimizin altını önemle çizmek isterim…
O takdirde sigortasız işçi çalıştırmanın önüne geçilecek, böylece işçi-işveren arasındaki çalışma barışı sağlanacak...
Bu doğrultuda sürekli yazmamı ve sorunun halli için özellikle Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’a düşen görevi hatırlatmamı isteyen iş adamlarının sayısı, giderek daha da artıyor…
Gelin inatlaşmayı bir kenara bırakın…
Ülkemiz, işverenlerimiz ve işçilerimiz adına ve de ödenecek tazminatın garanti altına alınması, bu doğrultuda yürütülen davaların sona ermesi için yapılması gerekeni uygulamaya koyun ki günümüzde yaşanan işçi-işveren tatsızlıkları da bir anlamda sona ersin…
Bu duygularla başta Türk-İş’in çelebi başkanı, değerli dostumuz Ergün Atalay olmak üzere, çalışan ve çalıştıran herkese ve her kesime kolaylıklar dileğiyle “Peygamber çiçekleri” gönderelim istedik…