Dost, arkadaş gibi tabirler veya insanların bu başlık altında birbirilerine yakınlık duymalarının esas sebebi nedir? Bazen sesini bile duymadığınız insana bir görme ile sinir olursunuz veya seversiniz. Bunun sebebi nedir? Enerji. İnsan ve diğer yaratılmış ne varsa enerji üretir. Bir tek bizlere bu enerjiyi kullanma becerisi yani akıl ihsan edilmiştir.
Bunun nasıl kullanılmasının gerektiği gelen kitap ve tebliğ ediciler vasıtası ile bildirilmiştir. Ufak iki misalle belirtilmesi icap ederse “Ya hayır konuş ya sus.”, “Birisi hakkında kötü konuşmayınız söylediğiniz doğru ise gıybet, yalan ise iftiradır.” gibi...
Gelelim bizim enerji vampirlerine!
Bu enerji vampirleri hakkında bu kadar makale olduğunu bilmiyordum. Toplamından çıkartabildiğim özet bu. Noksanı için özür dilerim. Fazlasını da siz araştırın.
“Herkes her şeyini koruyor, bir tek enerjisini korumuyor.” tespiti ile belki yardımcı olurum dedim.
Doktor ve kişisel gelişim uzmanı Judith Orloff, “Duygusal Özgürlük” adlı kitabında enerjimizi tüketenlerle nasıl başa çıkabileceğimiz anlatıyor...
Doktor olarak hastalarımda ilişkilerin, hayattaki en büyük "enerji emiciler" olduğunu gözlemledim. Bazı ilişkiler olumludur ve ruh halinizi olumlu etkilerler. Bazıları ise sizdeki iyimserlik ve huzur duygusunu yok ederler. Ben böyle sizi kurutan insanlara "duygusal vampirler" diyorum. Bu insanlar sadece fiziksel enerjinizi emmekten çok daha fazlasını yapıyorlar. Kötü niyetli olanları size kendinizi değersiz ve sevilemez hissettirebilir. Diğerleri size kendinizi kötü hissettirmek için küçük zararlar verebilir. Örneğin, "Birkaç kilo aldığını fark ettim, şekerim" ya da "Çok hassassın!" onların en sevdiği cümlelerdendir. Bir anda sizi güveninizi sarsacak, tehlikeli alanlara doğru sürüklerler.
Enerjinizi korumak için duygusal vampirlerle savaşmak gerekir.
Bir duygusal vampirle karşılaştığınıza dair işaretler:
- Göz kapaklarınız ağırlaşır ve şekerleme yapma ihtiyacı hissedersiniz.
- Ruh haliniz bir anda düşüşe geçer.
- Sizi rahatlatan, bol karbonatlı yiyecekler yemek istersiniz.
- Kendinizi endişeli, depresif ve olumsuz hissedersiniz.
- Kendinizi eleştirilmiş hissedersiniz.
Duygusal vampir çeşitleri
1. NARSİST
Sloganları "Önce Ben"dir. Her şey onların hakkıdır. Abartılmış bir kibirleri vardır, dikkat çekmeye bayılırlar ve beğenilmeye ihtiyaç duyarlar. Tehlikelidirler çünkü empatiden yoksundurlar ve koşulsuz sevme konusunda hiç iyi değillerdir. Eğer bir şeyleri onların istediği gibi yapmazsanız, cezalandırıcı ve soğuk olurlar. Asla bu tiplerin zekasını küçümsemeyin. Çok zekidirler.
Kendinizi nasıl korursunuz?
Beklentilerinizi gerçekçi tutun. Bu insanlar duygusal anlamda kısıtlı insanlardır. Böyle birine aşık olmamaya çalışın ya da onlardan koşulsuz sevgi beklemeyin. Hiç bir zaman sizin değeriniz onlara bağlıymış gibi düşünmeyin ve onlarla en saklı sırlarınızı paylaşmayın. Onlarla başarılı bir şekilde iletişim kurmak için, bir şeyin onların nasıl yararlı olacağını göstermelisiniz. Eğer zorunlu değilse bu can sıkıcı egosantrikle fazla muhatap olmamak en iyisidir ama eğer ilişki kaçınılmazsa bu yaklaşım işe yarar.
2. KURBAN
Bu vampirler "zavallı ben" tavrıyla sinirlerinizi yıpratırlar. Dünya her zaman onların karşısındadır ve bu da mutsuzluklarının ana sebebidir. Sorunlarına bir çözüm önerdiğinizde her zaman sizi şöyle yanıtlarlar "Evet ama..." Onları arayıp sormaktan vazgeçme ya da onların aramalarını görmezden gelme noktasına gelebilirsiniz. Arkadaş olarak yardım etmek isteyebilirsiniz ama hüzün dolu öyküleri sizi yorabilir.
Kendinizi nasıl korursunuz?
Nazik fakat kesin sınırlar koyun. Kısaca dinleyin ve arkadaşınıza veya akrabanıza "Seni seviyorum ama eğer çözümü tartışmak istemiyorsan, seni ancak beş dakika dinleyebilirim" deyin. Söz konusu iş arkadaşınızsa "Senin için her şeyin iyi olmasını tüm kalbimle dileyeceğim" deyin ve ardından "Umarım anlarsın, yetiştirmem gereken bir iş var ve ben çalışmaya dönmek zorundayım" diye ekleyin. Bunun iyi bir zaman olmadığını belirtmek için vücut dilinizi kullanabilir; göz kontağını keserek veya kollarınızı birbirine kavuşturarak sağlıklı sınırlar koyabilirsiniz.
3. DENETLEYİCİ
Bu insanlar takıntılı olarak sizi kontrol etmeye ve nasıl olmanız ve hissetmeniz gerektiğini size dikte etmeye çalışırlar. Her şey hakkında bir fikirleri vardır. Eğer davranışlarınız onların kitabına uygun değilse, duygularınızı geçersiz kılarak sizi kontrol etmeye çalışırlar. Çoğu zaman "Aslında senin neye ihtiyacın var, biliyor musun?" diye cümleye başlarlar. Sonunda kendinizi hükmedilmiş, küçültülmüş ve değersizleştirilmiş hissedersiniz.
Kendinizi nasıl korursunuz?
Başarının sırrı kontrol etmeye çalışmamaktır. Sağlıklı bir şekilde girişken olun, ancak onlara ne yapmaları gerektiğini söylemeyin. Şöyle diyebilirsiniz "Tavsiyene değer veriyorum ama bunu gerçekten benim kendi kendime halletmem gerekiyor." Güvenli olun ve kurbanı oynamayın.
4. SÜREKLİ KONUŞAN
Bu insanlar sizin hislerinizle ilgili değildir. Onlar sadece kendileriyle ilgilenirler. Lafa girebilmek için bir boşluk beklersiniz, fakat o an hiç bir zaman gelmez. Ya da bu insanlar size fiziksel olarak o kadar yaklaşırlar ki, neredeyse üstünüzde nefeslerini hissedersiniz. Siz geriye gidersiniz ve onlar size bir adım daha yaklaşır.
Kendinizi nasıl korursunuz?
Bu insanlar sözsüz ipuçlarına cevap vermezler. Yapması zor olabilir ama sözlerini kesmeli ve konuşmalısınız. 2-3 dakika dinleyin ve sonra kibarca "Sözünü kestiğim için kusura bakma ama başka insanlarla konuşmam gerekiyor... ya da randevum var... ya da tuvalete gitmem gerekiyor." Bunlar "Kes sesini, beni deli ediyorsun!" diye bağırmaktan çok daha yapıcı taktiklerdir, aklınızdan geçenler tam olarak bunlar olsa da. Eğer bu bir aile üyesiyse, kibarca "Eğer bana da söz hakkı tanırsan, belki ben de aramızdaki diyaloga bir şeyler ekleyebilirim" diyebilirsiniz. Eğer bu nötr bir şekilde söylersiniz, anlaşılma ihtimaliniz artar.
İlişkilerinizi geliştirmek ve enerji seviyenizi yükseltmek için, hayatınızda kimlerin sizin enerjinizi emdiği, kimin enerjinizi yükselttiği hakkında bir keşfe çıkmanızı öneririm. Size iyi gelen insanlarla daha çok vakit geçirin ve sizin enerjinizi emenlere karşı sağlıklı sınırlar koyun.
BİR: Bu kişiler çoğunlukla çok eskiden beri tanıdığınız yakın dostlarınızdır. Onca yıllık dostluğunuzu çöpe atmaya içiniz el vermez. Üstelik kendinizi onlara bağımlı ve yükümlü hissedersiniz.
İKİ: siz isteseniz de onlar sizi bir türlü bırakmaz. Kaçtıkça kovalanırsınız. Daha da beteri kaçtıkça kendinizi suçlu hissetmenizi sağlarlar. “Beni neden aramadın? Hatırımı neden sormadın? Nasıl günler geçiriyorum biliyor musun?” gibi sorularla kendinizi kötü hissetmenize neden olurlar.
ÜÇ: Korkar ve utanırız. Kötü bir insan olmaktan, arkadaşınızı kaybetmekten ve yanılıyor olmaktan korkarsınız.
En büyük hatanın başlangıcı bu olabilir aman dikkat!
Ama kendi iyiliğiniz için hayatınızdaki enerji vampirlerinden kurtulmalısınız! Hem de ne kadar yakınınızda olurlarsa olsunlar! Eğer onları tamamen hayatınızdan çıkaramıyorsanız en azından aranıza mesafe koyun.
Her çağırdıklarında gitmeyin, her ağladıklarında dinlemeyin, her konuşmanın sonuna kadar beklemeyin. Bu söylediklerim kulağa çok acımasız geliyor olabilir ama onlar da size acımıyor. Hayat enerjinizi günbegün sömürürlerken ya da dertlerini çözemeyeceğinizi bile bile ya da ortada gerçekten bir dert yokken bile size yüklenirlerken, sizi düşünmüyorlar.
Ben demiyorum ki zor bir dönemden geçen arkadaşlarınıza sırtınızı dönün! Asla! Benim bahsettiklerim zor dönemleri hiç bitmeyen, yüzleri hiç gülmeyen, dramayı hayat tarzı edinenler. Siz anladınız kimden bahsettiğimi. Tüm bunları yazarken aklınıza en az bir isim geldi.
“Aynı filanca” dediniz ama yazdığım çözümlere içiniz ısınmadı. “Nasıl olacak ki o” diye düşündünüz. İnanın bana böyle insanlardan kaçmak sizi “kötü bir insan” yapmaz. Başkalarının dertlerini kendi derdiniz edinecek lükse sahip değilsiniz. Sizin de yeterince derdiniz var unutmayın.
Enerjinizi sömürecek değil, size enerji verecek insanlarla beraber olmayı hak ediyorsunuz. O yüzden kendinize bir iyilik yapın ve hayatınızdan enerji vampirlerini çıkarın. Bırakın onlar başka kurbanlar bulsun. Siz de kendinize ve enerjinize sahip çıkın! KARŞI KOYUN. Bu hayat kalitenizi artıracaktır.
Bazı insanlar hayatınıza ışık ve enerji saçar. Onlarla vakit geçirmek size iyi gelir. Ruhunuzu besler, gününüzü aydınlatır.
Bazı insanlarsa tüm enerjinizi çeker, içinizi karartır. Kendi bunalımlarını size yansıtır. Ne kadar uğraşsanız da onları o karanlık düşünce ve duygulardan koparamazsınız. Üstelik koparamadığınızı yetmiyor gibi sizi de içine çekerler. Hep alır ama hiç vermezler... Her daim kurban rolündedirler...
Sürekli haksızlığa uğrarlar ama hep haklıdırlar... Dünya her zaman onlara karşıdır... Fark edilir derecede paranoyaklardır... Başlarına gelen kötü bir şeyi hiç unutmaz, unutturmazlar... Üstelik mutsuz olmaları için ortada bir sebep olması bile gerekmez.
Sadece hayal ederek bile mutsuz olabilirler. “Ya yağmur yağarsa, ya evi su basarsa, zaten evin sigortası da yok, bankada param da yok, yeni eşya alacak halim de yok, zaten piyasada güzel eşya da yok...” diyerek sonsuza kadar giden bir mutsuzluk çemberi oluşturabilirler!
İşlerinden, patronlarından veya eşlerinden sürekli şikayet ederler ama bu konuyu değiştirmek için hiçbir şey yapmazlar.
Onlara yardımcı olmak için tavsiyelerde bulunursanız da “Bilmiyorsun, anlamıyorsun” diye size çıkışırlar. Ve günün sonunda onlarla görüştüğünüzde veya konuştuğunuzda yorulduğunuzu hissedersiniz...
Hissedersiniz çünkü onlar birer vampirdir! Tüm enerjinizi emen ve sizi kurutup bırakan enerji vampirleridir! Ne yazık ki bu insanlardan vazgeçmek o kadar kolay da değildir.
Benim hep söylediğim bir söz vardır. Gördüğün şeyde bir sıkıntı varsa durduğun yeri değiştir. Bir de oradan bakmayı dene.