Geçen hafta gündemin yoğunluğundan fırsat bulup dile getiremediğim, bana göre son derece önemli bir konu vardı…
Adapazarı Belediye Meclisi’nde (1994-99 dönemi) başkan vekilliğim sırasında yaptığım konuşmada çekmiştim dikkatleri, işyerlerinin hızla yabancılaşan isimlerine…
Aradan yıllar geçti…
“Unutuldu” sanılan konu şehrimizin önemli eğitim kurumlarından Özel Şahin Anadolu Lisesi öğrencilerinin gündemine girdi…
Geçen hafta ellerinde pankartlarla yollara düşüp, Türkçe isme sahip işyerlerinin sahiplerine birer plaketle teşekkür etmişler…
O günlerde yapılmayıp bugünlere sarkan bu anlamlı ziyaret, dikkatimi çekmekle kalmadı… Bana o gün mecliste yaptığı konuşmayı hatırlattı…
Şöyle seslenmiştim meclise;
“Beyler! Çıkın dolaşın, şehrin trafiğe kapalı Çark Caddesi’nde…
Bakın tek tek işyerlerinin kapısına, vitrinlerine…
Türkçe’nin dışında çoğu insanın manasını bilmediği yabancı kelimeler, isimler yazılmış tabelalara, göreceksiniz…
Buna ülkemizde bazı belediyeler savaş açmış durumda…
Eğer biz de önlem almazsak, geç kalırız… Topluma, bana, sana, ona yabancılaşmış bir cadde yakışır mı bu şehre…”
Konuşmamın hemen ardından muhalif cepheden gelen “Hangi çağdayız! Önerin çağdışı” gibi yakışıksız ve yersiz karşı görüşler dillendirilmişti…
Bugün yıllar sonra aynı duyarlılıkla yola koyulup durumu protesto eden bir okul ve öğrencilerini görmek, gelecek adına ümit verici olsa gerek…
O gün mecliste yer alıp tepki gösteren CHP, DYP ve ANAP’lı üyeler, bilmem bu gün ne derler, Şahin Okulları’nın gösterdiği duyarlılığa…
Bunun yanında eli kalem tutan birkaç gazeteci de benzer endişelerden söz etmiş…
Demek ki toplumda bu doğrultuda geç de olsa bir tepki oluşmuş bulunuyor…
Buna sevindiğimin altını çizmeden geçemeyeceğim elbette…
Çeyrek asır sonra da olsa “anlaşılır olabilmek” insana, yaptığı işin doğruluğu yanında bir başka haz da veriyor, inanın…
“Duyduk duymadık demeyin.”
Gençlerin hakkını teslim etmeden geçmeyin…
Şahin Okulları öğrencilerini, geleceğe sahip çıkmak adına ortaya koydukları anlamlı tepki nedeniyle kutluyorum...