Ramazanın son cumasını halkımız Orhan Camii’nde güneşli bir Cuma gününde eda etti…
İç ve dışı pandemi kurallarına uygun halde dolu olan camide namaz öncesi kürsüde sohbeti, ilimizin saygın müftüsü Hasan Başiş yaptı…
Hutbeyi ise caminin imamlarından ve gazetemiz yazarlarından Mustafa Aydın gerçekleştirdi…
Namazı gür ve coşkulu sesiyle Alaattin Beşel hoca kıldırdı…
Bu üçlü organizasyon cemaat tarafından da son derece olumlu ve mutlu bir şekilde karşılandı…
Mustafa hocanın o gün çarpıcı bir ifadeyle gündeme taşıdığı konu, güneş altında dışarda ve içerde bulunan cemaat tarafından ilgiyle dinlendi…
Mübarek ramazanın son cumasında böyle nefis ve duygu dolu bir iklime katılanların dışında kalıp, bu tablodan nasipdar olmayanlar için o konuşmayı, adım adım vedaya yaklaştığımız ramazan ayının şu son günlerinde bir kez daha okuyucularımızla paylaşalım istedik, Bizim Bahçe’nin “Peygamber çiçekleri” eşliğinde…
“Bu Kur’an bana, hem sizi hem de ulaştığı herkesi onunla uyarmam için vahyedildi.
Şüphesiz bu Kur’an âlemlerin rabbi tarafından indirilmiştir. Onu, senin kalbine uyarıcılardan olasın diye açık bir Arapça ile Rûhulemîn indirmiştir.
Hadis “İçinizden öyle gruplar türeyecektir ki, siz onların namazları yanında kendi namazlarınızı, oruçları yanında oruçlarınızı, hayırlı işleri yanında kendi güzel davranışlarınızı basit ve küçük göreceksiniz. Onlar Kur’an da okuyacaklardır. Fakat Kur’an’ın feyzi onların boğazlarını geçmeyecektir. Onlar (ava) atılan okun avı delip çıktığı gibi dinden çıkacaklardır...”
İnkârcılar dediler ki: “Bu Kur’an’a kulak vermeyin, okunurken gürültü çıkarın, belki bastırırsınız.
Şayet biz bu Kur’an’ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, onu Allah korkusundan titremiş ve paramparça olmuş görürdün. İşte bu misalleri insanlar düşünsünler diye veriyoruz.
İman edenlerin, Allah’ı anmak ve vahyedilen gerçeği düşünmekten dolayı kalplerinin heyecanla ürperme zamanı gelmedi mi? Onlar daha önce kendilerine kitap verilmiş ve üzerlerinden uzun zaman geçip kalpleri katılaşmış kimseler gibi olmasınlar. Onlardan birçoğu yoldan çıkmışlardır.
Kur’andan nasibimiz ne kadar dostlar?
Kur’an’ı okuyup düşünmezler mi? Yoksa kalpler üzerinde kilitleri mi var?
Müminler o kimselerdir ki, Allah’ın adı anıldığında yürekleri titrer, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğunda bu onların imanlarını arttırır. Onlar yalnızca rablerine güvenirler.
Gerçekten bu Kur’ân Allah’ın bir sofrasıdır. Onun sofrasından gücünüz yettiği kadar bilgi toplamaya çalışın.
Kuşkusuz bu Kur’an en doğru olana iletir; dünya ve âhiret için yararlı işler yapan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.
Resul, “Rabbim! Kavmim bu Kur’an’a büsbütün ilgisiz kaldılar” dedi.
Uyarımızı ciddiye alanlara Kur’an’ı durmadan oku!
Bu Kur’an’la onlara karşı bütün gücünle mücadeleni sürdür.
Hadis; “Her zaman Kur’an okuyan kimseye şöyle denecektir: Oku ve yüksel, dünyada tertîl ile okuduğun gibi burada da tertîl ile oku. Şüphesiz senin merteben, okuduğun âyetin son noktasındadır.”
Kur’anın muallimi peygamberimiz, şahitleri ashabı kiram şimdi sorumlularımız biz ümmeti Muhammed’dir. Kur’an, hadis, sünnet, yolunda bir ömür geçirmemiz dileğiyle selamun aleykum.”