Birinin gerçek soyadı “Çepni”, diğerinin mahlası…

Biri bahçe mobilyaları üretir, diğeri sanayicidir…

İkisinin ortak özelliği isim benzerliği yanında şiirsel bir ruh taşımalarında birleşir…

İkisi de şehrimizin tanınmış simasıdır…

Birinin adı Ekrem Çepni, diğerinin Yusuf Mısırlıoğlu’dur…

Biri alaylı, diğeri mekteplidir…

Bir başka özellikleri de kitap kurdu olmalarıdır…

Biri efkarlanınca “Paletimde renk sustu, fırçamda şekil…” mısralarının şairi Bekir Sıtkı Erdoğan’ın “Maria’sını” seslendirir, buğulu gecelerde bariton sesiyle, dost meclislerinde…

Diğeri kendi belleğinden imbik imbik süzülen satırlara dizer hislerini, çeşitli dergilerde…

Ekrem Çepni ile Aşık Çepni bu nedenle hep gündemimde yer alır…

Ekrem Çepni rahatsızdı, dilerim iyileşmiştir…

Yusuf Mısırlıoğlu ise son şiirinde Hz. Peygamber’in en sevdiği çiçek gülü almış gündemine “incinmesin” diyerek…

İstedim ki son şiirini iki Çepni benzetmesinin ardından okuyucularımızla paylaşalım…  

GÜL İNCİNMESİN

Be hey aşık yârdan şikayet etme

Sevda suyu ver ki dal incinmesin

Sakın gönül koyup bırakıp gitme

Başını koyduğun kol incinmesin

 

Kem söz etme sevgi aksın dilinden

Koparma çiçeği körpe dalından

Güzelin güzel göz anlar halından

Gonca dalda kalsın gül incinmesin

 

Kınalı ceylana av diye bakma

Bir lokma et için canını yakma

Minik yavrusunu öksüz bırakma

Keklik azat olsun çil incinmesin

 

Erenlerin yolu sevgi yoludur

Bağrı köz köz kalbi sevda doludur

Garip dostu Hakkın yüce kuludur

Düşene uzanan el incinmesin

 

Garip Çepni hasret kaldı canına

Gayrı kara sevda girdi kanına

Feryat etmez gelmez olsa yanına

Yeter ki sevdiği kul incinmesin.

Her iki Çepni’ye, selam olsun diyerek Bizim Bahçe’den “Siyah güller” gönderelim istedik…