BDP Milletvekili Hasip Kaplan’ın geçen hafta yaptığı Meclis konuşmasını tekrar tekrar dinledim.
Başlatılan barış sürecine bugüne kadar bu denli katkı sağlayacak bir başka konuşmaya tanık olduğumu söylemek mümkün değil.
Sanırsınız konuşan BDP milletvekili değil de bağrı yanık bir şehit anası yada babası…
Kaplan’ın heyecanı içinde tansiyonu yüksek sözleri dilinden değil de yüreğinden dökülüyordu sanki…
Daha önceleri de dinlemiştim Hasip Kaplan ve arkadaşlarını ama barış sürecine bu kadar pozitif sinerji aşılayacak bir yürek çağlığına, ilk kez rastlıyorum dersem hislerimi ancak ifade edebilirim.
Hükümetin barış adına attığı her olumlu ve demokratik adım ‘ülke elden gidiyor, vatan bölünüyor’ diye karşılayan düşünceye, ülke bölündü mü, parçalandı mı, satıldı mı şeklinde sert cevaplar verdikten sonra, “Yüce Allah’a ilk milletvekilliği dönemimde yalvardım, bu Meclis’e barış yapma başarısı ver diye. Ama olmadı…
Şimdi TBMM’de ikinci dönemimde bir kez daha yalvarıyorum.
Ey Yüce Allahım, bugüne kadar hiç bu kadar barışa yakın olamadık. Şimdi durum farklı…
Ne olur bu Meclis’e tarihe geçirecek barışı yapma şerefi bahşet.
Bu süreci baltalamak isteyenlere fırsat verme” diye haykıran Hasip Kaplan’ın gel de dualarına katılma…
Bu mümkün mü!
Bu süreci baltalamak adına diline ne gelirse söyleyen ancak barış şöyle ya da böyle yapılsın şeklinde net bir öneri ortaya koymayanların bu defa işinin zor olduğunun altını önemle çizmek isterim. Bunun dönüşü yok. Engelleme girişimleri, sabotajlar, saldırılar, tahrikler bu defa fayda vermeyecek…
Hasip Kaplan ki böyle hissediyor ve böyle haykırıyor bu iş bitmiş.
Barış yakın, bir kardeşlik projesi için çıkılmış yola…
Kan dökmekten, can yakmaktan gayri getirisi olmayan zihniyetlerin ellerine, dillerine ve yüreklerine kilit vurulması yakın…
İster içeride, isterse de dışarıda olsun terörden beslenen, kan ve gözyaşını sermaye edinen kesimlerin son çırpınışları bu defa fayda etmeyecek izlenimi var kamuoyunda…
Hasip Kaplan’ın o müthiş konuşması bu doğrultuda en büyük karine oldu bizim için…