Bilmem kaçıncı oldu, her patlama sonrası ölen ya da yaralanan işçilere bakıp da, “Bu son olsun” diyerek, üzüntümüzü dile getirişimiz…
Öyle görülüyor ki, son olacağı yok…
Her defasında yitirilen canlar ve yaralanan işçi ailelerinin haline bakıp da üzülmemek mümkün mü?
Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’ndaki patlamaların Soma’da, Ermenek’te olan patlamalardan ne farkı var.
Zira “Bir insanın ölümü, alemin ölümü olur” şeklindeki sözden hareketle, insan üzülmüyor, kahroluyor adeta…
Ha bir insanın ocağı sönmüş, her birkaç yüz çalışanın ocağına ateş düşmüş…
Fark eder mi?
Elbette sayının az oluşu teselli olur ancak bu tür risk oranı yüksek işletmelerde niye yasalarda belirtildiği gibi önlem ve tedbir alınmaz, anlayan beri gele!
İlimizde “patlama olmuş” denilince, ilk akla gelen kuruluş olarak Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası ne zaman bu eksikliğini giderecek!
Biz işyerinin patlamalar nedeniyle kapanmasını, orada istihdam edilen işçilere bakıp da ister miyiz sanıyorsunuz…
Dileğimiz ve beklentimiz iş güvenliği açısından sağlam bir ortam oluşturulmasından yanadır...
Her saniyesinde patlayıcı maddeler nedeniyle tehlikeli arz eden işyerinde meydana gelen olaylar ve kaybedilen nice canlardan sonra hala böyle acı olaylara rastlamak, sanırım fabrikanın sahibi Coşkunlar kadar, tüm ilimizi ve insanımızı aynı ölçüde hatta daha fazla üzüyordur...
Niye bu üzüntünün sonunu getirecek koruyucu, kollayıcı önlemler alınmaz!
Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası patlayıcı madde üreten, bundan dolayı en ufacık dahi olsa bir ihmali pahalıya mal olan bir işyeridir…
O halde hem işletmeye hem de kontrol mekanizmalarına düşen önemli görev ve sorumluluklar vardır...
Artık ve de lütfen can kayıplı patlamaları önleyecek tedbirler alınsın derhal...
Denetlemeler, kontroller eksiksiz gerçekleşsin...
Zira bu konuda işyeri ve işyerini denetleyeceklere düşen bir büyük vebal de vardır...
Çift taraflı sorumluluk anlayışıyla hareket, böyle dramatik patlama ve can kayıplarını tamamen önlemese de, asgariye indirmesi yönüyle de çok önemlidir...