İstanbul’da tahsil hayatım sırasında tanımıştım genç bir Musevi işadamını… (1965-70)

Fransa’daki dostları sayesinde ülkemize yedek parça getirip servis yapan uyanık Yahudi ile “One munite” olayının üzerinden henüz birkaç ay geçmişken, müşterek arkadaşımızın Taksim’deki işyerinde buluşmuştuk, yıllar sonra…

Laf ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılı sürece gelince…

“Bakın size şunu söyleyim…
Türkiye ‘One munite’ olayının faturasını asla ve asla kolay ödeyemez ve başına geleceklerin altından kalkması da hayli zor, bilin!

Yakında ülkeniz yaşanmaz hale gelecek…

Ben Taksim’deki ve Büyükada’daki yerlerimi satıp Amerika’ya yerleşeceğim. Çünkü Türkiye’de olup bitecekleri siz bilemezsiniz.
Size Allah yardım etsin.”

Nitekim dediğini yapıp Amerika’ya göç eden Yahudi işadamının söylediklerinin de ötesine taşan olaylar geldi ülkemizin başına…

Şeytanın bile aklına gelmeyecek tuzaklar, ayaklanmalar tezgahlar aldı başını gitti peşi sıra…

Başta metropoller olmak üzere pek çok ilde önüne gelen her değeri parçalayıp ülkeye maddi-manevi, gerçekten taşınması güç yaralar ve zararlar açan olaylar peş peşe patladı…

Burada yanılmadı, korkunç olaylar meydana geldi…

Ancak O Yahudi gencin hesabı bunca kargaşaya rağmen tutmadı…

Ve oyun bozuldu…

Bu defa çıkışı darbede arayan iç ve dış hainler ordusu, emsali görülmemiş bir kahramanlık sergileyip tanka-topa, tüfeğe-silaha, uçağa-helikoptere kanı canı pahasına karşı koyan vatanperver halkın direnişiyle püskürtüldü...

Şimdi bir bir enselenip layık oldukları cezalara çarptırılacakları dönem başladı…

Bütün bunlara rağmen hala ısrarla kurdukları farklı senaryolarla ülkemizin üzerine gelmeye devam edeceği izlenimi veren, içte ve dışta açığımızı kollayan hain ve düşman güçlere karşı son derece dikkatli ve uyanık olmanın zamanıdır…

En son binlerce gazi ve 250 şehidin kanıyla sulanan bu aziz vatanı bölmeye, parçalamaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini gösteren mangal yürekli insanlar yurduna selam olsun…

Başka Türkiye olmadığını hatırlatalım istedik, bir olayın peşine takılarak…