Gazetemizin manşetinde yer alan haberi okuyup da ilgilenmemek ve dahi duygulanmamak mümkün mü!

Adapazarı Belediyesi’nde engellilerin gözü, kulağı, sesi olan gönül adamı Yüksek Mimar Reşit Yazıcı ve kendisi gibi engelli iki arkadaşı Murat Özcan ile Hamza Germiyan’ı belediye giriş kısmındaki ilginç bir sergi önünde sohbet ederken gördüm…

İlk planda birbirinden ilginç posterlerin yer aldığı sergi dikkatimi çekmişti…

Meğer o anlamlı, anlamlı olduğu kadar müthiş tablolardan oluşan sergi, o üç engelliden biri olan Murat Özcan’ın eserleriymiş…

Öyle olunca da aralarında meclis üyesi olduğum 1994-99 döneminden çalışma arkadaşım Adapazarı Belediye Meclisi üyesi Reşit Yazıcı ile benzer şekilde engelli dostları Hamza Germiyan ile sergi hakkında konuşmaya koyuldum…

Laf lafı açtı, getirdik sözü serginin sahibine…

Nasıl dramatik bir hayattır bu, anlatılması hiç de kolay olmayan…

Hayatı renklendiren, yaşanılır hale getiren sergiyi hazırlayan, işlemeyen sağ kolu yanında, yarısı kullanılır haldeki eli ile adeta mucizeler oluşturan bir sanatçı var, engelli aracı üzerinde kader birliği ettiği iki arkadaşıyla eserlerine bakan…

Tanıştık kısa sürede…

Bir erkek, üç kız kardeşiyle yaşıyormuş…

Engelli maaşı olmasa, aç…

İlk, orta ve liseyi bitirmiş bu halde iken…

Haberdeki başlığı çağrıştırırcasına “yeter ki sen azimli ol, çık yola bir kere, engelli olsan da azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz” dedirten müthiş bir yeteneğe sahip illüstrasyon sanatçısı Murat Özcan, 10 yaşında geçirdiği amansız bir hastalık sonucu engelli hale gelmiş…

Şimdi tek bir emeli var…

O da üniversitenin güzel sanatlar bölümünde okuyup, kendini daha da geliştirmek…

Yaptığı birbirinden ilginç tablolar, onun dünyaya ve hayata bakış açısını anlatır bir duygu taşıyor…

İşte böyle yetenekli, azimli ve çalışkan bir engelli yaşıyor şehrimizde…
Gördüm ki onu bu doğrultuda daha da ileriye götürecek motivasyonunu aynı dertten mustarip iki engelli arkadaşı Reşit Yazıcı ile gönüldaşı Hamza Germiyan sağlıyor…

Bu müthiş beceri ve azim bana dünyaca ünlü eli, dili, gözü, kulağı çalışmayan ancak inanılması zor ve kendisini “Deha” yapan üstün zekasının ürünü olarak büyük patlama teorisi, kara delikler ve evrenin yapısıyla ilgili birçok çalışması olan, Einstein'dan beri dünyaya gelen en parlak teorik fizikçi kabul edilen Stephen Hawking’i hatırlattı…

İmkan verilse kim bilir bunca olmazı sollayıp böylesi harika tablolar yapabilen, aynı zamanda konuşma zorluğu da çeken Murat Özcan, daha neler yapamaz ki!

Bakalım Murat Özcan gibi farklı bir yeteneğe kim sahip çıkacak…

Hangi hamiyetli kurum ya da kuruluş el atacak ve onun bu yaşta en büyük arzusu olan üniversite eğitimine yardımcı olacak…

Biliriz ki devletimiz bu konuda böylesi üstün yeteneklere sahip çıkmada çok ama çok isteklidir ve öyle olduğunu gösterir örnekler de vardır bir dizi…

Bizim Bahçe’nin tüm çiçekleri, Murat Özcan’ı daha da gelişmesi adına arzuladığı üniversiteye kavuşturacak girişimlerde bulunacak olanlar için hazırlanıyor, biliniz…

Evet…

Azim engel tanımaz… Nitekim tanımıyor da…

Murat Özcan’a  “rengarenk güller” gitsin istedik, hayaline kavuşması ve başarılarının devamı adına…