Yeryüzünde yaşanılan olaylar sadece ülkemizi değil, tüm dünyayı sıkıntılı bir geleceğin beklediğini gösteriyor…
Kutupların kimliğinden sıyrılıp bölüm bölüm denizlere yayılışı, ormanların ateşlerle yok oluşu, bozulan gıdalarla milyonların hastalanıp perişan oluşu bizi geleceğimiz adına endişeye, korkuya sevk ediyor…
Yaşanılacak dünya dışı yeni yerleşim yerleri arayışı, bu endişelerden kaynaklanıyor olsa gerek…
Bu tür yaklaşım içerisinde olmanın ne getirip ne götüreceği tartışılırken, yavaş yavaş yeryüzünü yaşanmaz kılan afetlerin önüne geçme uğraşı, yoruyor ilim adamlarını, dolayısıyla insanlığı…
İşte bu zorlu koşullar altında yok olup gitmek yerine, direnip ayakta kalmanın faturasını ödemek kolay olmuyor, olmayacak sanırım…
Yanan-yakılan o güzelim ormanlar giderek nefes almayı zorlaştıran bir iklimin habercisi olurken, hoyratça ve acımasızca kirletilen denizler ve içme suyu kaynakları, yaşamsal açıdan bir başka felaketin yaklaşmakta olduğunu gösteriyor…
Özlemle beklediğimiz yaz mevsimlerini kabusa çeviren orman yangınlarının ne denli zor ve önlenemez oluşu, Portekiz yangınlarıyla bir kez daha gündeme geldi…
Değişen iklim şartlarının etkisinde kalıp kopup gelen buzullar ve yollara sığmaz hale gelen araçların yol açtığı türlü sıkıntılar hayatı çekilmez yaparken, bundan etkilenmemek mümkün mü!
Her yaz mevsimi sıcak bölgelerimizdeki orman yangınları, sadece asırlık ağaçları ve içinde yaşayan türlü canlıları yakıp kül etmiyor, yüreklerimizi de ateşe veriyor adeta...
Serin geçen Ramazan ayından sonra, kavurucu sıcaklara gebe gün ve aylar dönemi bekliyor bizi…
Halkımız nasıl ki seller taşıyan yağmurlara karşı alıyorsa önlem, kavurucu sıcaklara karşı da tedbirini almalıdır tez elden…
Aksi halde o güzelim tatil günlerinin mutluluğu, yerini acıya, kedere bırakır...
Bütün bunlara ilaveten her zaman böyle dönemlerde içimizi acıtan trafik kazaları ile yitirilen yüzlerce can ve taşınması kolay olmayan maddi kayıplar var...
Evet…
Her yönüyle insanlığı bekleyen tehlikelere karşı, fert olarak üzerimize düşen görevi yerine getirmek artık tam anlamıyla kaçınılmaz hale geldi...
Yine böyle yoğun günlerin yaşanacağı bir bayram arifesinde hatırlatalım istedik kısaca olup bitenleri…
Uyarıya kulak verenlere selam olsun deyip, gönderiyoruz Bizim Bahçe’nin “Leylaklarını.”