Türkiye son yıllarda ve sessizce yaptığı daha önceki dönemlerde içerden ve dışardan gelen tepkilere boyun eğip bir türlü geliştiremediği savunma sanayiine yönelik yatırımları ile dünyanın gündeminde oturmuş bulunuyor...
Bir asırdır eli kolu bağlı devlet anlayışından sıyrılıp, yeniden özgüvenini yakalayan bir ülke haline gelmek, sadece içerdeki “İstemezükçüleri” değil, dışarda bu gelişmeyi dikkatle izleyen ülkeleri de ayağa kaldırdı…
Ama artık mızrak çuvala sığmıyor…
O eski Türkiye’den eser yok şimdi…
Bunu gören ülkelere her geçen gün bir yenisi eklenirken, etrafına korku salan ve bir koca imparatorluğun bakiyesi olarak ayağa kalkan, sözü dinlenir bir ülke haline gelmek, kolay olmasa da bunu başarmak ve bu yolda yürümeye devam etmenin altında yatan güç, elbette halkın büyük çoğunluğunun yaşanılan ekonomik sıkıntıya rağmen devletine ve liderine olan güven duygusudur…
Dünyaya jandarmalık yapan ülkelere baş kaldıran ve “yapılmasın” denilen sınır ötesi hareketle önce içerdeki muhalefete rağmen başarıyla devam eden sonra da Akdeniz’de hakkını almadaki inanılmaz kararlılığıyla yola koyulan, saniyen de topraklarının zenginliğini yıllarca sömüren sömürgeci ülkelere karşı bağımsızlık mücadelesi veren, içerdeki hainlerine savaş açan meşru Libya hükümetinin yanında yer alan Türkiye’nin o şanlı ruh ile yeniden yollara koyuluşu sürüyor, ısrarla…
Hal böyle iken devletin yanında olması gerekenlerin yangından mal kaçırma uğraşına girmeleri, dün olduğu gibi bugün de yarınlarda da sonuçsuz kalacaktır…
Hani bir söz vardır “Kasap et, koyun can derdinde” diye…
İşte öyle bir hal var siyaset meydanında şu sıralarda…
Son çeyrek asırda özellikle de 28 Şubat post modern darbe sonucu ülkede oluşan siyasi boşluğu doldurmak adına yola koyulup iktidara gelen AK Parti’nin dışında, kurulan hiçbir siyasi parti başarılı olmak bir yana, kısa sürede yok olup gitti…
Sanırım bir hırs içinde parti kurmak için çabalayan ve adına geleceği olmasa da “Gelecek” denilen parti başta olmak üzere, benzer anlayışın doğuracağı bir başka partinin sonu da siyaset mezarlığında meftun diğerleri gibi olacaktır...
Kendisini en ümitsiz olduğu bir dönemde kolundan tutup milletvekili yapan ve bunu dört dönemlik sürede sürdüren, eski partisine vefa beklerken vefasız bir tavır içinde olan Ayhan Sefer Üstün başta olmak üzere hiçbir siyasetçiye yakıştıramadığımın altını önemle çizmek isterim…
Bütün bunlara rağmen Suriye’de, Akdeniz’de ve Libya’da oyun kurucu rolüyle yoluna devam eden devletimize her şeye rağmen başarı, dua ve dileklerimle katılıyor, geleceğimizin aydınlık olacağına yönelik hislerimin altını çizerek, bu doğrultuda kanı canı pahasına mücadele eden tüm güvenlik güçlerimize “Peygamber çiçekleri” gönderiyoruz…