“Görmemişin oğlu olmuş” misali yediden yetmişe, küçükten büyüğe, kadından erkeğe, toplumun her kesimi her şeyden önce bir akıllı (!) telefon kullanma hastalığı içerisinde yürütüyor yaşantısını…
Dolmuşta, takside, kafeteryada, lokantada, trende, uçakta, parkta bahçede, caddede sokakta hep ellerdedir telefon…
Bütün bunlara diyecek bir şey yok… Bilirim ki her yeni şeye ilgi çoktur...
Zamanla zararı ve de yararı çıkar ortaya, bir ihtimal akıllanır insanlar!
Cep telefonu ister akıllı isterse de akılsız, çağın icadıdır…
Yerinde ve zamanında kullanılırsa sağlıklı ve kolay iletişim açısından son derece faydalı bir alettir...
Aksi halde pek çok sıkıntıyı taşır insanın başına…
Ne demek istediğim zamanla çıkacaktır ortaya…
Şimdi kim, ne söylese boştur...
Bütün bunlardan sonra esas konuya gelmek istiyorum…
Özellikle basın camiasında rastlıyorum…
Toplantılarda eline aldığı telefona dalıp gidenler, kendilerini oraya davet eden yetkiliye en büyük saygısızlığı yaptıklarının farkında bile değil...
Vali, Büyükşehir Belediye Başkanı, sivil toplum örgütü liderleri, yani toplantıyı düzenleyen her kim ise konuşurken günün önemine binaen, karşısında oturmuş konuşanı dinlemeyip elindeki telefonla oynayan saygısız ve görgüsüzleri görünce, deli oluyorum adeta!
Onların yaptığı “telefon edipsizliği” sırıtırken böylesine biperva, konuşanın yani davet sahibinin “Telefonları kapatalım” uyarısı yapmayışı da en az onlar kadar dikkatimi çekiyor…
Bu tür toplantılarda gelen telefonlara kısaca cevap vermenin dışında, toplantı boyu elindeki aletle oynamayı edepsizlik, saygısızlık yerine “maharet” sayanların dikkatli olmaları ve bu fahiş hatadan dönmeleri adına, onlara istedim ki Bizim Bahçe’den uyarı çiçeği “Zambaklar” gitsin…