Düşünce tarz ve sistemleri, felsefe, edebiyat, müzik, mimari, fen bilimleri güzel sanatlar insanların binlerce sene uğraşarak biriktirdiği bir hazinedir. Bu hazineyi bazıları dağlarda, eski binalarda, mezarlıklarda bazıları ise ayağının altında arar.
Ümit ise her zaman öbür dağın arkasındadır. Gözümüzün önünde olursa realite olur. Öyle öğrettiler bize. Anlayamadığım ise milyarlarca dolar harcayıp uzay araştırmaları adı altında bu ucu bucağı belli olmayan uzayda dünyamıza benzeyen bir dünya ve bize benzeyen canlılar aramamız. Bir arkadaş diyor ki uzayda zeka aramak kendimizi dışarıda görmeyi istemekten başka bir şey değildir. Beceremediğimiz bir sürü şeyi yapabilenler var mı sualine cevap aramak. Olsa ne olur? O da belli değil. Bunlarla uğraşırken ayni zamanda bu dünyayı her yönüyle yaşanmaz hale getirmek için de bir o kadar para ve zaman harcıyoruz. Neden?
YALNIZLAŞMAK
Bu kadar çabanın sonucunda gelinen nokta insanın kendisiyle yabancılaşmasını sağlamıştır. Hal böyle iken gelinmesi istenen nokta insanın biri birilerini daha çok anlamak ve daha çok dayanışma sağlamak için teknolojinin insanın hizmetine verilmesi idi diyelim.
Biz ne yaptık? Çocuklarımızı yaratılan bu kadar güzelliklerle tanıştırmak yerine yarış atı sistemiyle yirmi yıl eğiterek ömür boyu dünyanın vazedilen sistemin kölesi haline getirmenin adını eğitim koymuşuz. Ne kazanç sağlamıştır?
O çarkın içinde bizlerde köle olmuşuz. Tek kazancımız bu. Ta başlarda yazıyı icat etmenin sebebi kendimizden sonraya bir şeyler bırakabilmek.
Bu da mutluluk olmalı idi. Bunu öğretmeliydiler. Bizlere mutlu yaşamamız için gönderilen İlahi güzellikleri bırakıp kendi koyduğumuz kaideler ile doğadan insanlıktan ve ruhi güzelliklerden uzaklaşıp koyduğumuz bu kaideleri değişmez olarak görmüş ve ona göre yaşamanın en doğrusu olduğuna inanmışız, İnsan olmak BİZ olmaktır.
Birbirimizi anlamaya çalışmaktır. Biri birimizin kurdu olmak değil. Dışardan alınan her türlü akıl ve tedavi yöntemi görüleni tamir ederken yeni bir takım tamiri mümkün olmayan arızalar bırakmıştır. Bizler ruhen yaratılan bu güzellikleri göremeyecek ve anlamayacak kadar başkalarının kopyası olma yolunda ilerliyoruz.
Moda, AVM, televizyon, bilgisayar bizleri biz olmaktan çıkartmıştır. Bana göre sonradan bizleri yönetmek için yayın ve yayım organları ile verdikleri istikbal endişesi bizi biz olmaktan uzaklaştırmıştır. Güvenmeyen, kardeşlik duygularından ve insan, tabiat sevgisinden uzak insanların bir arada olması bana göre ancak problem üretir.
Her problem yeni açmazların başlangıcıdır. Ruh hastalarının tedavisi yerine neden bu kadar mutsuz olduğumuzun mutsuzluğun ve tatminsizliğimiz çoğaldığının araştırması belki kurtuluşumuz başlangıcıdır.
Bu günlerde her şeyin arkasına -suzluk, -sızlık, gibi ekler ne halde olduğumuzu göstermektedir.