Takvimlerin son yaprağı da koptu... 2020 yılının bu ilk günü güzel başlangıçlara, görmek istediğimiz güzel günlere vesile olsun.
Her geçen yıl ömrümüzden giderken, nerede sonlanacağını bilemediğimiz bir hayat yolunda yürüyoruz. Karşılaştığımız her şey ise sınavın bir parçası... Bu yolda ne derece başarılıyız? Muhasebesi herkesin kendi vicdanı. Özüne yabancılaşmış, herşeyiyle gayrî müslime benzeyen bir yaşam süren bu toplumda her yıl ‘Müslüman yılbaşı kutlar mı?’ tartışmaları sürüp durur. Oysa bu toplumun ne noel, ne Christmas umurundadır. Eğlence ve tatil olsun da, her özel gün bahanedir. Namaz da kılarız, içki de içeriz. ‘Elhamdülillah müslümanız’ ya biz!
“Bir toplum, içki içiyor, zina yapıyor, faiz yiyor, milli piyango bileti alıyor, yılbaşı kutluyor diye kınanamaz. İman etmemiş bir toplumdan salih amel beklemek zulümdür!”
MAZİYE BİR BAKIVERELİM
Koskoca bir yılı daha geride bırakırken, geçen yıldan bize kalan ne oldu? Kazanımlarımız, kaybettiklerimiz... Umutlarımız, hayâllerimiz...
Orhan Arıtan’ın sözleri, Selahattin Altınbaş’ın bestesi gibi belki de, “Ömrümüzün son demi, son baharıdır artık. Maziye bir bakıver neler, neler bıraktık...”
2019’da yaşananlar; doğumlar ölümler, dertler sevinçler, seçimler geçimler... Ve bir yıl daha geçip gitti ömrümüzden. Ne kadar mutlu olabildik, mutlu edebildik... Varamadığımız hedefler, gerçekleşmeyen beklentiler hep yeni yıla kaldı. Sonu gelmeyen sıkıntılar, bitmeyen dertlerimizin yükü 2020’ye devroldu.
“Yine gam yükünün kervanı geldi” diyor ya, türkü sözünde Feryadî.... “Çekemem bu derdi de yavrum bölek seninle...” diyebildiğiniz dostunuz oldu mu sizin?
Bir yılda kaç dost edindiniz? Kimin hatırını gerçek manâsında sordunuz... Son bir yıllık maziye baktığımızda; bir ihtiyaç sahibinin ihtiyacını karşılayabildik mi? Birinin derdine ortak olabildik mi?
“İnsan acı duyabiliyorsa canlıdır, başkalarının acısını duyabiliyorsa insandır” diyor Tolstoy. Günümüzde ‘insan’a yüklediğimiz anlam değişti... Şimdi insan olmak; büyük mevkilere gelmek, mala mülke, servetlere sahip olmak olarak algılanıyor. Sahip olduğun para ve mevki ölçüsünde insansın. Oysa İnsan olmak; iman, ihlas, adalet, sevgi, paylaşım, hayâ ve empati gibi değerlere sahip olmak ve bu değerlerle yaşayabilmektir.
Biri, arkadaşına nasılsın? diye sordu. O da boş bulundu: 20.000 dirhem borcum var dedi. Soran kişi borcunu ödedi. Bir daha kimseye nasılsın? diye sorarken düşünürüm dedi.
İmam-ı Gazali der ki: Dert etmeyeceği halde nasılsın? diye sormak münafıklıkta bir mertebedir.
Nasılsın demek öyle kolay iş değil!
Birbirimize gerçek anlamda hatır soramaz hale geldiysek, karşımızdakine bir teşekkürü dahi çok görüyor, dünyaları biriktirip paylaşmıyorsak yaşadığımız hayat esaretten başka nedir?
SAKARYALILAR İÇİN YENİ YIL BİR UMUT
Yeni yıldan herkes çok şey bekler. Oysa yeni yılla birlikte birden bire her şey değişmez. Yılbaşı gecesinin sabahı aynı dünyaya uyanırız. Her şeyin yenisine sahip olma isteğinin bir sonucu olarak yeni yılı farklı kılan, ona yüklediğimiz anlamdır.
İşte Sakaryalılar’ın yeni yıl için neler düşündükleri, neler beklediklerini öğrenmek için sokağa çıktık. kardeşim Şule ile birlikte yeni yıla sayılı günler kala görüştüğümüz Sakaryalılar, 2019 yılını nasıl geçirdikleri ve yeni yıldan beklentilerini sorduğumuzda karşılaştığımız manzara ‘bir dokun bin ah işit’ oldu.
Gazetemizin dünkü manşetinde yer verdiğimiz haber için, stajerlerimiz Derya Sıla Konak ve Berivan Demir, genç, yaşlı, işçi, memur, esnaf, emekli ve öğrenci olmak üzere toplumun tüm kesiminden Sakaryalılar ile görüştü, “2019 nasıl geçti, aklınızda kalan en önemli olay neydi ve 2020 yılından neler bekliyorsunuz?” sorularını yöneltti.
Halkla yapılan bu röportajlarda özellikle küçük ve orta ölçekli esnaf, büyük ekonomik kriz ile boğuştuklarını ve işlerini sürdürmekte zorlandıklarını ifade etti. Aynı serzeniş işçi, memur ve emekli kesiminden de geldi. Giderek artan hayat pahalılığından yakınan vatandaşlar 2020’de bu sıkıntıların aşılmasını beklediklerini söyledi. Diğer yandan 2019’un, çocuğa ve kadına yönelik şiddet olaylarının tırmandığı, cinayet ve intiharların üzücü boyutlara geldiği bir yıl olarak hatırlandığını söyleyen vatandaşlar, toplumu derinden etkileyen bu tür acı olayların artık son bulmasını istiyor.
2019’un akıllarda kalan en önemli olayının yerli otomobil olduğunu söyleyen vatandaşlar, yeni yıla sayılı günler kala yerli otomobilin tanıtımı ile ülkece büyük gurur yaşandığını ifade ederek bunu yılın en güzel olayı olarak değerlendirdi.
2020 yılından beklentilerde ise; Ekonomik sıkıntıların aşıldığı, temiz ve sağlıklı bir çevre ile daha yaşanabilr Sakarya’da, geleceğe güvenle bakan bir toplum olma Sakaryalılar’ın ortak dileğiydi.
“Geçmişin keşkeleri ve geleceğin endişeleri, şu anımızı çalan iki hırsızdır” diyor Üstün Dökmen.
Hasan el Basri’ye göre de, “Ömür dediğin üç gündür, dün geldi geçti yarın meçhuldür... O halde ömür dediğin bir gündür, o da bugündür...”
Ne geçen yıl ne de gelecek yıl... Yaşadığımız anın kıymetini bilelim.
Yeni yılla birlikte şiddetin olmadığı, sağlık, huzur ve barış içinde dostluğun, kardeşliğin yaşandığı, sevgi, saygı, merhamet ve öz değerlerimizi kaybetmeden herkesin sevdikleriyle birlikte yaşadığı özgür bir toplum olma dileğiyle nice mutlu yıllar diliyorum.