Hendek ilçemizdeki havai fişek fabrikasında meydana gelen patlama, ardında acı, gözyaşı ve hüzün bıraktı... Korkunç patlama ve devamında çıkan büyük yangında 6 çalışan feci şekilde yaşamını yitirdi. Aralarında ağır olanların da bulunduğu 114 kişi yaralandı.
Coşkunların fişeği bu kez coşku ve eğlence için patlamadı...
Yukarıçalıca Mahallesi Tepe Açma mevkiinde 160 dönüm üzerine kurulu Büyük Coşkunlar Havai Fişek, daha önceleri de 3 kez patlamanın yaşandığı bir fabrika...Son 11 yıl içerisinde yaşanan bu dördüncü patlamanın boyutları çok daha yıkıcı oldu...
Tüm çalışanlara büyük bir şok ve travma yaşatan olay, hâlâ ülke gündeminde.
Geçen Cuma günü saat 11.15 sıralarında çıkan ve tüm şehirde hissedilen patlamanın meydana getirdiği sarsıntı ve o korkuç sesleri duyan hemen herkes, önce deprem oluyor sandı. Panik halinde sokaklara dökülen insanlar neler olduğunu öğrenmeye çalıştı. Nihayet bölgeden gelen haberler tanıdık bir olayı daha duyuruyordu... Havai fişek fabrikasında yine patlama olmuştu. Ancak bu kez öncekilerden dahi vahim bir tablo vardı...
Patlamanın ilk olduğu anda çalışanlar can havliyle kendilerini dışarı atmaya çalışırken adeta şarapnel parçası gibi etrafa yayılan parçalara hedef olup yaralandı. Bölgeden kaçarak uzaklaşan işçiler korku ve dehşet içinde olanları izliyordu...
Patlamalarla birlikte alevler fabrikanın konuşlandığı alanın tümüne sıçramıştı. Havadan çekilen görüntülerde bölge adeta bir savaş alanını andırıyordu.
Devlet, 3 bakanı ve tüm afet birimleri ile olaya müdahale etmek için bölgedeydi. Ancak arda arda gelen patlamalar saatlerce sürerken olay mahalline müdahele de oldukça tehlikeli ve zor oldu.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Sakarya, Kocaeli, Düzce ve İstanbul itfaiye ekipleriyle, Sakarya 112, Sakarya Jandarma, Türk Kızılay ve Orman Bölge Müdürlüğü bünyesinde 713 personel, 182 araç, 2 arama köpeği, 2 ambulans helikopter, 2 söndürme helikopteri ve 1 söndürme uçağı bölgeye sevk edildi. Gün boyu yapılan çalışmalarla yangın güçlükle kontrol altına alınmıştı. Ancak fabrika kül haline gelirken, 6 kişi korkunç biçimde can vermiş, yaralanan 114 kişi hastanelere kaldırılarak tedavi altına alınmıştı. Hayatını kaybeden fabrika işçilerinden Sebahattin Tepeçınar ve Havva Çelik’in cenazeleri önceki gün gözyaşları ile son yolculuğuna uğurlandı. Olayda ulaşılmayan bir kişi için aramalar ise dün akşama kadar devam ediyordu...
Dehşet dolu o anları anlattı
Ablası o fabrikada çalışan arkadaşım Adem Türgün, patlamayı duyduğu anda fabrikaya ilk giren kişi olarak olayın canlı tanığıydı...Ablasını kurtarmak için patlamalar altında gözünü kırpmadan fabrikaya giren Adem Türgün ile ‘geçmiş olsun’ dileklerimi iletmek üzere yaptığım telefon görüşmesinde, yaşanan o korku dolu anları aktardı.
İlk patlamayı deprem olarak nitelendirdiğini söylerken, “Patlamalar ard arda gelince olayın burada olduğunu anladım. Hemen can havliyle ben de olay yerine ulaşmak için hareket ettim. Fabrikaya ilk ben girdim. Ancak araçla giremiyorduk, üzerimize taşlar yağıyordu. 700 metre kadar yaya olarak çıktık. Oraya ulaştığımızda insanlar alev ve dumanlar arasından henüz çıkıyorlardı. Kaçmaya çalışanlar içerisinde ayağı kırık olanlar, kolundan, bacağından, yaralananlar vardı. Çalışanların çoğu kadınlardan oluşuyor. Patlama sırasında taşlardan ve o uçan parçalardan dolayı çoğu yaralanmıştı. O sırada içeriden birkaç kişiyi de biz çıkartabildik. Tabii patlamalar aralıksız devam ettiği için, itfaiye de asıl olay mahalline ulaşamadı” diyordu...
Giderek büyüyen yangında, alevlerin birbirine yakın olan binalara da sıçradığını gördüğünü anlatan Adem Türgün, “Patlayan alandan diğer birime sıçrayan ateşlerle diğer birimin de tutuştuğunu fark ettim. Binalar birbirine çok yakın. Biri alev aldığında ya da hasar gördüğünde diğerinin aynı duruma düşmesi kaçınılmaz bir hal...
Çok şükür kardeşimiz ilk taburcu olan 16 kişinin içerisinde. Evimizde şu anda. Tabii o şoku atlatması muhtemelen biraz uzun zaman alacak” diye yaşadılarını dile getirdi.
Kader mi ihmal mi?
Sadece Sakarya’yı değil ülkeyi derinden üzen acı olay işte böyle cereyan etti...
Peki tüm bunlar neden kaynaklanıyor?..
Aynı fabrikada bu patlamaların 11 yılda 4 kez meydana gelmesi, gerekli tedbirlerin yeterince alınmadığı ve denetimlerin gereği gibi yapılmadığını açıkça göstermiyor mu?...
Fabrikanın sahibi MÜSİAD Sakarya Şube Başkanı Yaşar Coşkun, geçen yıl bir söyleşide “Avrupa’nın en güvenli ve en büyük havai fişek fabrikasını kurduk” demiş! Böyle iddialı bir söylemin altı dolu olması gerekmez mi? Öyleyse bu istenmeyen olayları meydana getiren nedir?
Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği alanında önemli yasal düzenlemeler var... Ancak gereği gibi uygulanmadığı için meydana gelen iş kazaları, sosyal ve ekonomik bir yara olarak karşımızda duruyor. İşte bu patlamanın ortaya çıkardığı vahim sonuç da yaramızı yeniden kanattı...
Oysa iş kazalarının yüzde 98’i önlenebilir olmasına rağmen, koruyucu tedbirlerin alınmadığı ya da ihmal nedeniyle ortaya çıkan kazalar ya işçilerin hayatına mal oluyor ya da sakat bırakıyor. Denetim zaafiyetleri giderilmedikçe ve cezalar caydırıcı olmadığı sürece bu acı olayların sonu gelmeyecek...
En son yaşanan bu olayın acı faturası da yine emeği ile geçinmeye çalışanlara çıktı. Türkiye’de insan hayatı işte bu kadar ucuz...
Bir işyerindeki tedbirsizlik, denetimsizlik ve ihmalin faturasını hep işçiler mi ödeyecek?
Daha çok kazanma hırsı, geçmiş olaylardan ders almama, ihmal ve usulsüzlüklerin neden olduğu iş kazaları hep ‘kader’ deyip geçiştirilir bu ülkede...
Emekçilerin sitemi hicaz bir şarkıdaki gibi olmaz mı şimdi;
“Sana değil tanrım bana acısın / Bu kötü günlere sen sebep oldun / Nasıl yaptın zalim sen bana bunu / Kader diyemezsin sen kendin ettin...”
“İş cinayetleri artık son bulsun”
İş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi gibi çalışma hayatının temel sorunlarında, sendikaların önemi bir kez daha ortaya çıktı… Çünkü örgütlü toplum haline gelmek; kazaların önüne geçilmesi, toplu iş sözleşmesi hakkının kullanılması, iş sağlığı ve güvenliği oluşturulması konularında bilincin artırılmasında önemli.
Tam bu noktada, havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamayı bir ihmalin sonucu olarak değerlendiren Şeker-İş Sendikası Sakarya Şube Başkanı Oğuz Kalay, “İş cinayetleri artık son bulsun” dedi.
Orada çalışanların da sendikasız olduğunu hatırlatan Başkan Kalay, bu gibi istenmeyen olayların hem ülke ekonomisinde kayıplara, hem de çalışanların hayatına mal olduğunu belirtirken, bu konuda hiç gecikmeden bir reform yapılması gerektiğini önemle vurguladı.
Kalay, “İş cinayetleri göz göre göre devam ediyor, yeter artık bitsin bu kanunsuz davranışlar. Sendikasız işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri uygulanmıyor veya kağıt üzerinde uygulanıyor, sonuç malum” diye konuştu.
Kalay’ın, “Biz diyoruz ki çok tehlikeli / tehlikeli ve gıda üretimi yapan tüm işyerlerinin çalışanlarının tümü sendikalı olabilecek şekilde bir düzenleme bir reform yapılmalı. Yoksa daha çok üzüleceğiz” sözleri dikkate değer.
Can kayıplarının yaşanmadığı, kimsenin burnunun bile kanamadığı güvenli, huzurlu, hakça ve adilce paylaşımın olduğu bir çalışma hayatının sağlandığı günleri görmek istiyoruz artık.
Bu elim olayda hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifalar, işletme sahiplerine de geçmiş olsun diliyoruz.
Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın.