Şeker Fabrikası’nın kurulduğu 1950’li yıllarda bundan kaynaklanan sevinç ve mutluluğa tanık olmuş bir gazeteci olarak, beni heyecanlandıran bir habere rastladım önceki gün…
“Şeker Fabrikası’nı bir grup Sakaryalı girişimci geri almak istiyor” şeklindeki haberin “aslı var mıdır, doğru mudur, değil midir” şeklinde bir düşünce yerine, oluşturduğu heyecan beni alıp fabrika ile farklı yıllarda yaşadığım unutulmaz hatıralara götürdü…
Bu şehrin ekonomik bir büyük değeri olarak binlerce kişiye ekmek kapısı aralayan Şeker Fabrikası sadece ürettiği şeker ve sağladığı istihdamla değil, bu şehrin sosyal ve sportif hayatına olan katkıları ile de vazgeçilmesi mümkün olmayan devasa bir yatırım olarak bilinir…
Düğün salonu en gözde evliliklere ev sahipliği yaptı…
Futbol sahası Türkiye Amatör Kulüpler arası karşılaşmalarda finali oynayan güçlü bir futbol kadrosu çıkardı ortaya…
Murat Hoca, Sezgin Özpoyraz, Mikail Temizel, Reşat, Nurettin ve Şeref, Başoğlu kardeşler, Kaleci Oktay Yel, Kıvırcık Niyazi, Fikret Aldinç, Rıfkı Manavoğlu, Salih Kılıç, Seyfi-Şemsi Keklik, İlhan Tunçbilek, Remzi Bölükbaşı, Nihat Çetin, İsmet Kahyaoğlu, Abiç İbrahim, Kezzap İbrahim gibi bu ilin futbol tarihine unutulması zor klas ve kaliteli futbolcular, o sahada yetişti…
Şeker Fabrikası gerçek sahiplerinden alınıp önce Bank Asya’ya, sonra Ülker grubuna satılarak özelleştirildi…
Sosyal tesisi, Aydın Esen’in sesiyle renklenen nişanıma da ev sahipliği yapmıştı…
İşte böyle unutulması zor renkli, hareketli ve bereketli o güzelim fabrikayı geriye getirmek için kolları sıvayan girişimci grubun amacına ulaşmasını ne kadar da istiyor insan…
Bu ilin sosyal, kültürel, ekonomik hayatının bir zamanlar ayrılmaz bir parçası olan Şeker Fabrikası’nı bu ile kazandıracak olanlar bir yana, bu heyecanı bir an olsun yeniden gündeme getirenlere Bizim Bahçe’den “orkideler” gitsin istedik…