Kitaplarda üç çeşit rüyadan bahis vardır…
Biri Rahmani rüyadır ki Rabbi ile kulun arasındaki yakınlığa göre Allah’ın kuluna bazı şeyleri önceden hissettirmesi, onu yönlendirmesidir…
Aynı zamanda peygamberlere gelen vahyin önemli bir kısmında rüyalar aracılık etmiştir…
Bunun yanında âlimler, bilim adamları, şair ve yazarlar rüyalar vasıtasıyla birçok ilhamlar almıştır...
Rüyaların ikinci türü ise şeytani rüyalardır…
Bu tür rüyalar ikilem içinde olan, vesveseli, imani manada tam olgunlaşmamış insanların kalplerini bozmak adına şeytanın hilelerini içerir…
Üçüncü tür rüyalar da günlük yaşamda etkilendiğimiz ya da olması için zihnimizi meşgul ettiğimiz olaylar neticesinde beynimize oynadığımız, tasarladığımız rüyalardır ki bu en güncel meselemizdir...
Öncelikle FETÖ’nün rüyalar yolu ile kendisine sanki vahiy geliyor havası verip yıllarca nasıl insanları büyülediğini unutmayalım…
Rüya kültürü ile kendisine kutsallık atfederek ve zihinlerde ne görülmesi gerektiğini tasarlayarak bir ordu oluşturmuş, insanların muhabbetlerini kendi ulûhiyeti için kullanmış bir şizofrenik adamdan bahsediyoruz…
***
Askerdeyken balicilerle epey uğraştım…
Sürekli karakolun banyosunda bali çeken bir ekip varmış…
Sonradan öğrendiğimde bunlarla iletişim kurmak gerektiğini düşündüm…
Çoğu sivil hayatta kenarda köşede anasız babasız büyüyen bu gariplerboş zamanlarında insanları soyan, kesip biçen tiplerdendi…
Kendimizi sevdirmiş olacağız ki benim sözümü dinlerlerdi…
Onları etrafıma toplayıp dedim ki: “Size yardımım dokunabilir ama önce bir anlatın bakalım niye kullanıyorsunuz bunu? Cazip bir şey varsa ben size katılayım yoksa siz bana katılırsınız...”
Başladılar anlatmaya: “Bak abi ben bunu çekince beş kişiyi havaya kaldırıyor indiriyorum! Ben uçuyorum abi! Ay’a gidiyorum, geziyorum, uzaya çıkıyorum, boğazdan İstanbul’un fethini seyrediyorum, savaşları izliyorum… Boğaza nazır yalımın bahçesine kurularak çoluk çocuk eğleniyorum…”
Bunların hepsini karakolun penceresi beş santim buz tutmuş hamamında, hamam tasına kafalarını dayayarak ayaklar duvarda yapıyorlar…
Öyle bir inanıyorlar ki gördüklerine, mümkünü yok görmemiş olsunlar...
Durum anlaşılmıştı…
Hepsi olmak istedikleri dünyalarını böyle kuruyorlar ve oturdukları yerden her arzularına kavuşuyorlardı…
Şimdi daha iyi anlıyorum FETÖ’nünşizofrenik hallerinin kendisini ve etrafını nasıl ikna ettiğini…
Şu anki durumları “nasıl yaşarsan ona dönüşürsün”ünsomutlaşmış hali…
Rüyalar her zaman ilgimi çekmiştir…
Ve rüyaların tasarlanır olduğunu birçok kez okumuşumdur…
Evet, isterseniz Süpermen olabilirsiz, isterseniz Süpermen sizi kurtarabilir…
Akşam turşuyu çok kaçırmışsanız, gece rüyanızda şelalelere ağzınızı dayamaya hazırlanın demektir...
****
Meselenin aslına gelince…
Yıllarca memleketi, dini, kardeşliğimizi bozan planların tasarlanan rüyalarla insanımıza yutturulduğunu böylece öğrenmiş olduk…
Hiç bilinmeyen topraklara hizmet için gittiğini zanneden saftiriklerin uçaktan indiklerinde bir karşılayanları oluyor ve her karşılayan kendisine “Rüyamızda hocayı gördük, geleceğinizi biliyorduk” türü sözler söylüyordu…
Bunların rüya değil de ajanların tasarımı olduğunun idrakine vardık artık…
Yıllardır “muhterem” ile söze başlayıp dünyalarına soktukları adam ülkeyi yönetse de kendilerineasr-ı saadet dönemini yaşatsa diye gül nesli kurmacasının ne olduğunu da 15 Temmuz’da görmek nasip olmadı mı?
Sözde rüyada peygamberlerin yol gösterdiği, ülkeyi zulümden kurtaracak yeşil kuşları görenlerin aslında yeşil askerler olduğunu da artık biliyoruz...
Şimdi o kuşların tüylerini yolan milleti rüyalarında henüz görememiş olacaklar ki içeridekilerin hepsi rüyalarında kuşlar gibi pencereden hocalarının gelip onları kurtardıklarını görüyormuş…
Hocaları onları alıp uzak diyarlara götürüyormuş, kurtuluş yakınmış!
Eee malum hapishanede görebileceğin tek rüya birilerinin gelip seni kurtarması olsa gerek…
Altında bir keramet aramaya kalkmaları ne yazık!
Diyeceğim o ki artık ne devri, ne Mehdisi beklerseniz bekleyin ancak rüyanızda görürsünüz…
Rüyalarda buluşur, bu şarkı ile avunursunuz azizim!
Unutmayın ki rüyanızda devleti ele geçirmiş ve kendinizi bir gecede salıverilmiş görseniz bile bu millet rüyanızagirer ve sizi yine içeri tıkar!
Yıllarca tek kanal çekmiş kafanızı biraz çalıştırın...
Ve şunu iyice belleyin ki hapishanelerin medrese olabilmesi için içeriye kardeşkanı ile değil iman aşkı ile girmeniz gerekiyordu...
Ne diyelim, uyanınca anlarsınız artık!