Vahit TANIR Kimdir?  

Hendek Çamlıca (Çarığıkuru) köyünde 05.05.1947 yılında dünyaya gelmiştir. Babası Mustafa annesi Şehide hanımdır. Dört çocuklu bir ailenin en büyüğüdür. Vahit Hoca Haraklı İlkokulunu bitirdikten sonra ortaokul ve lise için Adapazarı’na gelerek Adapazarı lisesinden mezun olmuştur. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitirdikten sonra din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak öğretmenliğe başlamıştır.

Anlatıldığına göre Vahit Hoca öğretmen olmaya daha ilkokulda öğretmeni Kamil Odabaş’ın telkinleri neticesinde karar vermiştir. Dedesi Ahmet Tanır’ın küçüklüğünde verdiği din eğitimi ise İlahiyat okumasında etkili olmuştur. 1969 yılında Rabia Hanım ile evlenmiştir. Bu evliliğinden Fatih, Nebiye, Zuhal, Nihal, Emine, Elif ve Şehide isimlerinde yedi çocuğu olmuştur. Renkli kişiliği ile tanınan Vahit Hoca uzun yıllar eski Atatürk Ortaokulunun müdürlüğünü de yürütmüştür. 17 Nisan 2018 günü rahmeti rahmana kavuşan Vahit Hoca Hendek Çamlıca Yeşiller Camiinde kılınan kalabalık cenaze namazının ardından aile mezarlığına defnedilmiştir.

ÇEVRESİNE FAYDALI BİR EĞİTİMCİ

Vahit Hocayı tanıyanların ortak kanaatleriyle söylenebilir ki çevresine faydalı olmayı kendisine ilke edinmiş birisidir. İnsanlara faydalı olmak noktasında yapamayacağı fedakârlık yoktur. “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır” Hadisine uygun davranışıyla bizce peygamberimizin bir övgüsüne de mazhar olmuştur. Gerek okul müdürlüğü yıllarında gerek lise ve endüstri meslek lisesinde din dersi hocalığı yıllarında pek çok kişinin ortaokul ve lise mezunu olmasını sağlayarak yüksek tahsile yönlendirmiştir. Heyecanlı bir yapısı vardı. Vahit Hocaya tayin, nakil ve iş müracaatları için gelen kim varsa onların önüne düşer gerekirse Ankara’ya kadar gider ve elinden gelen gayreti ortaya koyardı. Bu konuda birçok kişinin duasını aldığı bilinmektedir. Ruhu şad olsun

 

 

 

SİYASET ANLAYIŞI

Aslında Vahit Hocanın bir eğitimci olarak siyasete ilgi duyması yukarıda belirttiğimiz gibi insanlara faydalı olma niyetinden kaynaklanmaktadır. Çevresi onu bu hizmet anlayışından dolayı siyasete adeta itmiştir. Devamlı temas halinde olduğu siyasi çevreler ve siyaset onun için yabancı bir alan değildi. Halka yakınlığı, girişkenliği, hoş sohbeti, diyalogları Vahit Hocayı tabi olarak siyasetin içine çekti. Milletvekili adaylığı bu anlayışın bir sonucudur. Milliyetçiliğinin yanında muhafazakârlığı da ön planda olan hoca Refah Partisi, Islahatçı Demokrasi Partisi ve Milliyetçi Çalışma Partisi’nin ortak listesinden bir adaylık sürecine girdi. Her üç parti de Vahit Hocada kendilerine yakın bir yön bulmuş olmalı ki adaylığı ittifakla kabul gördü. Seçim sonucunda belki bu millete vekil olamadı ama insanlara hizmete kaldığı yerden devam etmiştir. Belki de bu anlayış Vahit Tanır’ı, Vahit Hoca’ya dönüşüyordu. O dönem siyasi çalışmalarının içerisinde beraber hareket eden Mimar Cafer İşeri Vahit Hoca hakkında “Son derece kibar, milliyetçi mukaddesatçı çizgide bir arkadaşımızdı. Siyasette maddi bir beklentisinin olduğunu hiç düşünmüyorum. Onun siyasete girişinde bile millete yardımcı olma anlayışının olduğunu düşünüyorum. O seçim döneminde kendisinin vekil olması ya da olmamasını çok önemsemedi. Farklı bir siyasi anlayışı vardı. Mevcut siyasi ortamda bu tür insanların tutunabilmesi zordur. Hocada bu seçimde vekil olamayarak bu imtihandan kurtulmuş oldu. Asli görevi olan eğitim camiasına geri döndü. Her zaman hayırla yâd ettiğim dostumdur.”

AİLE İÇİNDE VAHİT HOCA

Beşeri hayatın içinde kendini fark ettiren sevgi ve saygı gören birçok şahsiyetin aile fertlerinden kopuk olduğu söylenir. Yani bu gibi insanların ev ahalisine olan tavırları ile dışardaki tavırları farklılık arz eder. Bunun örneklerini toplum hayatında görmek mümkün.

Vahit Hoca öyle değildir. O dışarıda bilinenden daha fazla ev ahalisi ile ilgili hoşgörülü ve sevecen bir aile babasıydı. Eşi ve çocuklarının Vahit Hocadan gururla bahsetmesi onun evine ne kadar düşkün bir aile reisi olduğunu göstermektedir. Toplum için çalışarak aile ve çocuklarını ihmal etmemiş, onlara gereken ilgiyi göstermiştir.

ÖĞRENCİLERİ İLE İLİŞKİLERİ

Vahit Hoca eskilerin tabiriyle nevi şahsına münhasır bir eğitimciydi. Öğrencileriyle bir baba evlat veya abi kardeş diyaloğu vardı. Öğrencilerin birçoğu Vahit hocanın yanına sıkıntılarını dertlerini anlatmaya giderken hiç tereddüt etmezlerdi. Öğrenciler için birçok zorluğa katlanır ama bunu çocuklara hissettirmezdi. Gayretli, çalışkan mütebessim bir eğitimciydi. Özellikle Sakarya 1. Endüstri Meslek Lisesi yılları Vahit Hocanın eğitimde en olgun devresine rastlar. Hocanın okulda eğitimci olduğu o dönemde okuldan mezun olup da Vahit Hocaya sempati duymayan bir öğrenci bulmak mümkün değildir. Babacan tavırları, bol notları, İslam’ı sevdirmeye yönelik gayreti, hoşgörülü tavrı ile gönüllerde taht kurdu.

HATIRALAR

LOKMAN İÇÖZ (Hendek Belediye Meclis Üyesi)  

Rahmetli Vahit abi aynı mahallede yakın komşumuzdu. Gerçekten insanlara faydalı olmak için büyük gayretleri olan bir eğitimciydi. Sevilen ve sayılan bir insandı. Arkadaşlığına, dostluğuna, sohbetine doyum olmayan bir kimseydi. Eğer bir arkadaşının işi varsa kendi işini bırakır o arkadaşının işi için koşturan bir yapıya sahipti. Dünya zenginliğine mala mülke meyli yok gibiydi. Benim bildiğim Vahit hoca aldığı maaşı bile başkaları için harcardı. Onun gibi hoşgörülü, konuşkan, candan insanları toplumda her zaman görmek mümkün olmuyor. Yeri doldurulamayacak sıra dışı bir eğitimciydi. Ömrü boyunca başkalarına faydalı olmak için ve işlerini görmek için koşturmuştu. Allah rahmet eylesin.

İRFAN NİŞANCIK (Yerel Tarih Araştırmacısı-Emekli)

Birçok konuda kendisinden istifade ettiğim, cömertliğini, fedakârlığını ve güzel huylarını bugünün insanına anlatmakta güçlük çekeceğim nadirattan bir insandır Vahit hoca.

Mezar taşları hakkında yaptığım bir araştırma için 2004 yılında Beynevit (Altındere) mezarlığında geziyordum. Beynevit (Altındere), Çamlıca arasında toplam dört eski mezarlık vardır. Amacım sırasıyla bu dört mezarlığı gezip tarihi mezar taşlarını okuyup notlar çıkarmaktı. Altındere mezarlığını gezmeden önce bir çay içmek için girdiğim kahvede Vahit Hocayla karşılaştık. Hal hatır ve kısa bir sohbetten sonra, mezar taşlarını okumak için geldiğimizi öğrenince “Kalkın durmaya gelmez biran evvel mezarlığa gidip okumaya başlayalım” dedi. Osmanlıca okuması iyi olduğundan mezar taşlarını o inceledi ben notlar aldım. Yaklaşık 30-35 mezar taşını gezip notlar çıkardık. Gün boyunca okudu ve çok terledi. Hava iyice kararmıştı. Mezarlıktan çıkınca ısrarcı davranışı sonunda evine akşam yemeğine misafir olduk. Rahmetli Vahit Hocayla farklı farklı mezarlıklarda üç defa daha incelemelerde bulunduk. Kendisinden çok istifade ettik. Mekânı cennet olsun.

VEDAT KARABAŞ (Emekli -1.End. Meslek Lisesi Müdürü)

Vahit Tanır hocayla uzun yıllara dayanan bir tanışıklığımız vardı. Ben Vahit Hocamın Atatürk Ortaokulu Müdürlüğü zamanındaki gayretli çalışmalarına şahit oldum. Ortaokulundan mezun ettiği öğrencilerini Meslek Liselerine yönlendirirdi. Biz de o dönemlerde Meslek Lisesinde öğretmendik. Gönderdiği öğrencileri hakkında bizlere bilgi verir ve onların okul durumunu takip ederdi. Biz de Vahit hocayla öğrencileri hakkında zaman zaman konuşur bilgi aktarırdık. Daha sonra benim 1. Meslek Lisesi Müdürlüğüm döneminde din dersi öğretmeni olarak tayin oldu. Yılların tecrübesiyle bana idarecilikte nasihatleri olduğunu hatırlıyorum. Kendini her zaman ve her ortamda hayırla anarım. Öğrencilerin ve meslektaşlarının sevdiği saygı duyduğu bir şahsiyetti. Allah rahmet eylesin.

ALİ İNCİ

 (Eski Hendek Belediye Başkanı –Yeni Dünya Vakfı Sakarya Şube Başkanı)

Vahit hocayla Hendekli olması hasebiyle geçmişten bir tanışıklığımız var. Hoca aynı zamanda Sakarya’da okul müdürlüğü yaptığı için bu şehre mal olmuş bir kişiliktir. Vahit Hocanın gençlik yıllarından beri yetişmesi daha çok milliyetçi ülkücü bir kimlikteydi. Biz ise milli görüş çizgisinden geliyorduk. Ancak onun çok hassas bir insan olduğunu ve değerlerine sahip çıktığını iyi biliyordum. Belediye başkanlığım döneminde belediyeler birliğinin bir organizasyonu ile Kırgızistan’a giderken Vahit Hocayı da yanımda götürdüm. Kırgızistan’da uçaktan indiğimiz andan itibaren tanıştığı her Kırgız’a sarıldı, onları kucakladı ve çocukları tek tek öptü. Onlarla diyaloğa girmeye çalıştı. Öyle heyecanlandı ki bana “Ali hocam bunlar bizim ata topraklarımızın bekçileri kardeşlerimiz. Ne iyi yaptın da beni buralara getirdin” diye teşekkür etti. Kendisi sevdiğimiz bir arkadaşımızdı Allah rahmet eylesin.